Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Meclis’te yaptığı açıklamada, Merdan Yanardağ, Can Atalay ve Gezi Davası tutuklularının maruz kaldığı hukuksuzlukları sıraladı, adalet ve özgürlük çağrısında bulundu.
Bayramda gazeteci Merdan Yanardağ ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ı tutuklu bulundukları cezaevinde ziyaret eden Çakırözer, bugün Meclis’te bu görüşmelerine dair açıklama yaptı.
“Atalay büyük bir irade gaspı ile karşı karşıya”
Çakırözer, “Can Atalay büyük bir hak gaspı, irade gaspı ile karşı karşıya. Merdan Yanardağ’ın tutukluluğuna yapılan itiraz reddedildi. Ortada büyük bir hukuk katliamı, demokrasi ayıbı var! İktidardakiler ‘kucaklaşma’ diyor, ‘Türkiye Yüzyılı’ diyor. O zaman işe Merdan Yanardağ’a, Can Atalay’a ve cezaevlerindeki düşünce suçlularına özgürlük ve adalet ile başlayalım” dedi.
“Tele 1'e, topluma gözdağı için hedefe kondu”
Merdan Yanardağ üzerinden gazetecilerin susturulmak istendiğini söyleyen Çakırözer, Tele 1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın “Tele 1'e, özgür basına, topluma gözdağı için, basın özgürlüğü, halkın haber alma hakkı ve özgürlüğünü yok etmek için hedefe konduğunu” belirtti:
“Merdan Yanardağ’ın yaptığı on dakikalık değerlendirme bağlamından tamamen koparılarak, cımbızlanarak ve montajlanarak hedef hâline kondu. Yanardağ gözaltına alındı, tutuklandı, bayramı tek başına hücrede geçirmek zorunda bırakıldı. Tam sekiz gündür özgürlüğünden mahrum. Ortada çok boyutlu bir büyük hukuk katliamı var.”
“Kendi çıkardığımız kanunu uygulamıyoruz”
Çakırözer, 2019 yılında TBMM’de çıkan yargı reformu paketini hatırlattı:
“Terörle Mücadele Kanunu'na ‘eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz’ düzenlemesini ekledik. Artık kimse ifadesi nedeniyle tutuklanmayacaktı. O zaman, Merdan Yanardağ neden, niçin cezaevinde? Nerede kaldı verdiğimiz söz, çıkardığımız kanun? Kendi çıkardığımız kanunu uygulayamıyorsak bunun adı hukuk devleti olur mu?
“Bir gazeteciye yargısız infaz yapılıyor”
Hâkim mahkemede diyor ki: ‘Katalog suçlardan yani ağır suçlardan tutukluyorum.’ Oysa karara dayanak gösterilen madde katalog suç değil. Merdan Yanardağ'ın sözlerinde asla bir kasıt yok, bu çok açık. Aslında suçlu bulunsa dahi bir gün dahi yatarı olmayan bir iddiayla şu anda cezaevinde tutuluyor. Yani, bir gazeteciye yargısız infaz yapılıyor.
Hâkim? ‘Kaçma şüphesi var’ diyor. Oysa hakkında yürümekte olan iki ayrı soruşturmada hakkında yurt dışına çıkış yasağı konmuş Merdan Yanardağ'a. Ayrıca, Merdan Yanardağ geçmişte, Ergenekon davasında yine yargılanmış, yine hapse girmiş ama hiçbir zaman bu ülkeyi terk etmemiş.
Kararda delillerin toplanamadığından bahsediliyor. Oysa, tutukluluğa gerekçe gösterilen cımbızlama, montajlama sözler televizyon yayınına ait. O yayının montajlanmamış tamamının videosunu da bizzat Merdan Yanardağ kendisi savcıya ve hâkime teslim ediyor. Yani, neresinden baksanız üst üste hukuksuzluk.”
“İnsan Hakları Komisyonu’nun bir üyesi hapiste”
Tutuklu Milletvekili Can Atalay ile Gezi Davası tutuklularının yaşadığı adaletsizliklere de dikkat çeken Çakırözer, adalet çağrısı yaptı:
“Gasp edilen, milletin iradesi. Zaten adalet, hukuk yok edilerek 435 gündür Marmara Cezaevi'nde tutuluyor, bunun 50 günü de milletvekili olarak seçilmesine rağmen millet iradesi yok sayılarak geçti. Kendisi mazbata aldı mı? Aldı. Burada Meclis Başkanı adayı oldu mu? Oldu. İnsan Hakları Komisyonumuza üye seçildi mi? Seçildi.
TBMM’de o Komisyonun toplantısı vardı ama işte bir üyesi zindanda. Bayramda kendisiyle cezaevinde görüştüm, dedi ki: ‘Meclis İnsan Hakları Komisyonunun bir üyesi hukuksuz şekilde cezaevinde tutulurken toplanması başlı başına bir büyük hak ihlali değil midir?’. Şimdi ben de o soruyu size yöneltiyorum, bunun adı haksızlık, hukuksuzluk değil de nedir?”
“Hayatlarından çalınması vicdansızlık, adaletsizlik”
Gezi Davası kapsamında Osman Kavala’nın 2 bin 73, Tayfun Kahraman, Hakan Altınay, Mücella Yapıcı, Mine Özerden, Çiğdem Mater’in 435 gündür cezaevinde olduğuna dikkat çeken Çakırözer, “Hepsi Türkiye'nin yetiştirdiği değerler. Tamamen içi boş bir iddianameye dayanarak Kavala ömür boyu, diğerleri ise on sekiz yıl hapiste çürütülmek isteniyor. Bu insanların hayatlarından aylarının, yıllarının çalınması vicdansızlıktır, adaletsizliktir, yazıktır. Yapılacak şey belli: Siyaset, saray bu davadan elini çekmeli, Yargıtay’da bekleyen dosya bir an önce ve sadece hukuk merceğinden ele alınmalı, bugüne kadar verilen delilsiz, hukuksuz kararlar bozulmalı ve hayatları çalınan bu insanların özgürlüklerinin yolu artık, bir an önce açılmalıdır, açılmalıdır ki bir büyük ayıptan kurtulalım” diye konuştu. (AS)