Kendisine e-posta yoluyla gelen tehditlerin kaynağını araştıran Akçam, Holdwater takma isimli kişinin kimliğini ortaya çıkarmıştı. Bu haberi Hürriyet gazetesi Akçam'ın "Ermeni tezlerine karşı mücadele eden bir kişiyi hedef gösterdi" diyerek verdi. Gazete, Akçamla ilgili art arda haberler yayınladı.
bianet'in İnternet üzerinden görüştüğü Akçam, bu yayınları yaprken kendisine söz hakkı vermeyen ve "Ortadan kayboldu" diye başlık atan gazete muhabirlerinin geçtiğimiz günlerde yaşadığı kentte bir köprü çöktüğünde rahatlıkla kendisiyle bağlantıya geçtiğini belirtti.
"Tehditler devam ediyor"
Kendisini ürkütenin "aldığı e-posta tehditleriyle Hürriyet gazetesinin kampanyası arasındaki ilinti" ve "gazetede haberin 'ortadan kayboldu' başlığıyla verilmesi olduğunu" ifade eden Akçam, "Ben çok badireler atlattım, ama bu kadar ürktüğümü hatırlamıyorum" dedi.
"Akçam, bu başlığı atarlarken tek bir yeri aramadılar. Yani beni bulmak diye bir sorunları yoktu o zaman. Bu çok ürkütücü bir durum benim için" diye konuştu.
Akçam, "19 Ocak'ta öldürülen gazeteci Hrant Dink'e karşı cinayet öncesinde girişilen linç anlayışıyla hakkında yürütülenler arasında esrarengiz bir benzerlik" bulunduğunu söyledi.
İkinci neden olarak Akçam, 11 Haziran'da kendisine kimliği belirsiz bir kişinin gönderdiği e-mail mesajında, "Bugün sizinle ve dost diye bildiğin yaratıklarla mücadele başladık. Ancak sonuç alamazsak da başka alternatif yollara başvuracağız. Dünya barışı ve gerçeklik için senin gibi lağım mikroplarının bu dünyadan yok edilmesi daha iyi olur...yarın, sizin için çok daha zor geçecek...Dua et ki, şeytan sizi bir an önce oraya alsın yoksa cehennemi dünya üzerinde yaşayacaksınız..." sözlerine yer verildiğini aktarıyor.
"Kim miyim? Bunu öğreneceksin, Taner"
Mesaj şu şekilde devam ediyor: "...Holdwater'ın kim olduğunu bildiğinizi sanıyorsunuz. Bundan sonra dünya milyonlarca Holdwater ile dolu olacak. Bir gün siz ve Ermeni kan kardeşleriniz Holdwater denizinde boğulacaksınız..."
Mektubun "Kim miyim? Bunu öğreneceksin, Taner, bunu öğreneceksin" şeklinde bittiğini anımsatan Akçam, tehdit mesajında nitelik açısından gazete yayınındaki dil açısından korkunç benzerlikler bulunduğunu, yayının mesajı almasından on gün sonra başladığını söyledi.
Akçam, gazetenin yayınlarında gazeteciliğin en temel ilkelerinin göz ardı edildiğini savundu.
Akçam, 16 Temmuz'da yaptığı açıklamada da, "Bir kez daha hükümetin resmi tarihini sorgulamaya cesaret eden aydın ve aktivistler uyarılıyor. Bu utanç verici kampanya sadece beni, ailemi, meslektaşlarımı tehlikeye atmakla kalmıyor. İfade özgürlüğünü de hafife alıyor" demişti. (EÖ)