İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde düzenlediği "Medya Özgürlüğü" konferansına katılan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Medya Özgürlüğü Temsilcisi Miklos Haraszti, "Toplumda çoğulculuk basın özgürlüğünü güvence altına alır" dedi.
Hukuk Fakültesi İnsan Hakları Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi'nin girişimiyle gerçekleşen Konferansın kolaylaştırıcısı Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Turgut Tarhanlı, AGİT'in sadece ihlalleri izleyen değil ülkelerin altına imza attığı taahhütler ışığında medya özgürlüğünde geliştirici standartların ortaya koymada da etkin bir örgüt olduğunu söyledi.
"Hükümet, içerikten elini çekmeli, nötr kalmalı"
AGİT'deki görevini altı yıldır sürdüren ancak martta görev süresi dolan Haraszti, "Türkiye, askeri yönetimlerin etkin olduğu dönemlerle kıyaslanamaz bir noktada ancak tam bir özgürleşme yönünde isteksizlik görüyorum" dedi. Hükümetin Ceza Yasası'nın (TCK) 301. maddesinin basın özgürlüğüyle bağdaşmadığını bildiği halde siyasi nedenlerle adım atmaya yanaşmadığını söyledi.
"İster Kemalist, ister dini, isterse ulusal bir bağlamda olsun hükümet, ifade özgürlüğünde içerikten elini çekmeli. 301. madde işte bu tarafsızlığı gölgeliyor. Hükümetlerin, Ceza Yasası'ndaki sorunlar Medeni Yasayla çözülebilecekken, ceza yasasıyla çözmede ısrar etmesi yanlış. Basın faaliyetlerini suç olarak görülmesi kabul edilemez.
"Hükümetin 'önce medya olgun olsun ondan sonra basın özgürlüğüne yasal güvence getirelim' yaklaşımı yanlış. Ancak tam özgür bir medya tam bir sorumluluk üstlenebilir. Medyaya mütekabiliyet dayatılamaz."
Taraf gazetesi ve Doğan Grubu'na yönelik uygulamaları eleştiren Haraszti, Bilgi Üniversitesi öğretim üyesi Doç Dr. Yaman Akdeniz'in bir AGİT belgesi olarak hazırladığı "Türkiye'de İnternet Sansürü Raporu"ndaki tavsiyelere uygun olarak Türkiye'yi 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunda reform yapmaya da çağırdı.
"Kültürel anlayış, karşılıklı olmalı"
Haraszti, 56 AGİT ülkesinin kendilerine özgü sorunları olduğuna işaret etti; İrlanda'nın "dine saldırı"yı cezalandıran düzenlemesinin yürürlükten kaldırılmasını talep ettiklerini aktardı. Benzer şekilde, Pakistan'ın İslam Kalkınma Örgütü (İKÖ) kanalıyla Birleşmiş Milletler nezdinde bu anlamda yaptığı girişimlerin de çözüm getiremeyeceğini bildirdi: "Düşüncenin cezai bağlama oturtulması dışındaki çabalara ağırlık verilmeli."
Danimarka'daki karikatür krizinin, medyanın küreselliğini ve kültürel alanda farklı okur kitlelerinin varlığını hatırlattığını kaydeden Haraszti, "Karşılıklı kültürel anlayış gerçekten karşılıklı olmalı. Ancak Danimarka'daki gazete, Müslüman dünyadan gelen tepkileri de dikkate almalıydı" şeklinde konuştu.
Akdeniz: İnternet Yasası ya değiştirilmeli ya kaldırılmalı
Raporunu özetle değerlendiren Yaman Akdeniz ise, Türkiye'de bir buçuk yıldır erişime kapalı olan youtube sitesinin yetkililerinin, Türkiye'de ofis açmaya yanaşmamalarının bir nedeninin de, "her gün mahkeme ve Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın gelecek erişim engeli ve benzeri taleplerle uğraşmak istememeleri" olduğunu söyledi.
TİB'in 5651 Sayılı Yasada belirtilen "katalog suçlar" dışında da Özgür Gündem, Keditör, Günlük gazeteleri ve Richard Dawkins'e ait siteleri Terörle Mücadele Yasası (TMY) ve hakarete dair düzenlemelere dayanarak erişime kapattığını anımsatan Akdeniz, "5651 Sayılı Yasa ya revize edilmeli ya da yürürlükten kaldırılmalıdır" dedi. (EÖ)