Özkan, Anayasa'nın uyuşmazlık halinde uluslararası sözleşmeleri ulusal yasalardan üstün tutan 90. maddesinin yargılama için zemin oluşturabileceğini söylüyor.
"Anayasa'nın 90. maddesi, uluslararası sözleşmeleri Anayasa'yla eşdeğer kılar. İnsan hakları hukuku konusunda, Türkiye'nin taraf olduğu, Birleşmiş Milletler İkiz Sözleşmeleri gibi evrensel sözleşmelerin yanı sıra, Avrupa Konseyi'nin ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın sözleşmeleri var.
"Evrensel insan hakları hukukuna göre, 12 Eylül'de işlenen türden insanlığa karşı suçlarda zaman aşımı söz konusu değil. Bu durumu iyi değerlendirecek bir Yargıtay başsavcısı, Geçici 15. maddeyi geçersiz kılabilir."
"Fakat bu bir yorum meselesidir. Bunu sadece başsavcıdan beklememeli; barolar ve hukuk fakülteleri de bu konuda çalışmalı. Hukukçular bunu zorlamak durumunda."
Özkan: Meclis bu kararı çıkaramazsa, utanmalı
Özkan, bundan yaklaşık 4 yıl önce, 100'ü aşkın İzmir Barosu avukatının, darbeci generaller ve dönemin sıkıyönetim komutanları hakkında eski ceza kanununun 147. maddesine dayanarak, "işkence, adam öldürme, adam kaldırma, hürriyeti tahdit,alıkoyma, mesken masuniyetini ihlal suçlarına azmettirme"den ve "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini zorla düşürmek ve görevlerinden zorla men etmek"ten suç duyurusunda bulunmasını anımsatıyor.
Özkan, bu duyuruya, dönemin Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş'tan kibar bir yanıt geldiğini ve özetle "iddia konusu eylemlerin soruşturulması için Anayasa'nın geçici 15. maddesinin kaldırılması gerekmektedir. Bu konuda muhatap TBMM'dir" dediğini söylüyor.
Avukat Özkan, Meclis'in sayısal olarak Geçici 15. maddeyi kaldırma olanağına sahip olduğunu söylüyor, ancak hâlâ bir girişim olmamasının nedenlerinin siyasi olduğuna dikkat çekiyor:
"İnsanlığa karşı suçların organizatörlerinin yargılanması kararı meclisten çıkmalı; mecliste bunu yapabilecek çoğunluk da var. Eğer çıkaramazlarsa, darbecilerini yargılamış olan Şili, Arjantin, Yunanistan'a bakıp utansınlar."
Özkan, mevcut durumda da savcıların Geçici 15. maddeyi geçersiz sayabileceklerini düşünüyor:
"Her zaman için dava açmak mümkün. Özellikle Anayasa Mahkemesi üyelerinden Güven Dinçer, bir davada buna karşı oy verdi. 'Anayasa Geçici 15. madde 12 Eylül yönetimi dönemi için konulmuştur. O dönemi kapsayan bir maddedir. Muafiyetinden yararlanma imkanı yoktur' dedi.
"Bu muafiyet ömür boyu uygulanmaz. 3 yıllık dönem için geçerlidir.
"Benim kişisel görüşüm şöyle: İnsanlığa karşı suçlar olduğu için, bunlarda zaman aşımı söz konusu değil. Hele plan doğrultusunda yapılmışsa -ki harekatın kitabını daha önceden bastıklarına göre plan var demektir- Yargıtay başsavcısının geçici 15. maddeye rağmen hukuk yaratması mümkün. Hatta bunu herhangi bir il savcısı da yapabilir."
90. madde ve Geçici 15. madde
Anayasa'nın darbecilerin yargılanmasını engellediği öne sürülen Geçici 15. maddesi şöyle:
"GEÇİCİ MADDE 15 - 12 Eylül 1980 tarihinden, ilk genel seçimler sonucu toplanacak Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanını oluşturuncaya kadar geçecek süre içinde, yasama ve yürütme yetkilerini Türk milleti adına kullanan, 2356 sayılı Kanunla kurulu Millî Güvenlik Konseyinin, bu Konseyin yönetimi döneminde kurulmuş hükümetlerin, 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında Kanunla görev ifa eden Danışma Meclisinin her türlü karar ve tasarruflarından dolayı haklarında cezaî, malî veya hukukî sorumluluk iddiası ileri sürülemez ve bu maksatla herhangi bir yargı merciine başvurulamaz.
"Bu karar ve tasarrufların idarece veya yetkili kılınmış organ, merci ve görevlilerce uygulanmasından dolayı, karar alanlar, tasarrufta bulunanlar ve uygulayanlar hakkında da yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanır."
Anayasa'nın Avrupa Birliği uyum yasaları kapsamında düzenlenen 90. maddesinin ilgili bölümüyse şöyle:
"Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır." (TK)