*Fotoğraf: Sosyal medya
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütüne, 17 Haziran 2021'de silahlı saldırı düzenleyen ve parti çalışanı Deniz Poyraz'ı katleden Onur Gencer'in yargılandığı davanın üçüncü duruşması İzmir Bayraklı Adliyesi 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Sanık Onur Gencer, talebi üzerine duruşmaya tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.
Sanığın duruşma salonunda hazır edilmemesi ve salona getirilme talebinin reddilmesi, mahkeme heyetinin salonundaki avukatları zapta geçirmemesi ve yetki belgelerini kabul etmemesi üzerine üçüncü duruşma da önceki duruşmalar gibi gergin geçti.
Avukatların taleplerinin reddedilmesi üzerine dava avukatları, mahkeme heyetinin davadan çekilmesini talep etti. Reddi hakim talebi üst mahkemeye gönderildi ve duruşma ertelendi.
TIKLAYIN-Avukatlardan mahkemeye: "Bu gücü sanığa siz verdiniz"
Duruşmaya katılan İnsan Hakları Derneği Eş Genel Başkanı (İHD) Avukat Eren Keskin, duruşma salonunun atmosferini bianet'e değerlendirdi.
Sözlerine "30 yıldır avukatlık yapıyorum, ben ilk defa böyle bir katil profiliyle karşılaştım" diyerek başlayan Keskin, "Bu kadar fütursuz bir katile ilk defa şahit oluyorum. Herkesi tehdit edebiliyor, ona bu gücü bu devlet dili, devlet dilindeki sertleşme ve ötekileştirme veriyor" dedi.
TIKLAYIN- Avukat Aslan: "Gencer'in arkasındaki güçlerin ortaya çıkarılması engelleniyor"
"Arkasında güç olmasa bu kadar rahat olmaz"
"Sanığın saldırgan ve tehditkar bir tavır için olduğunu" vurgulayan Keskin, saldırganın mahkeme heyetini dahi tehdit ettiğini söyledi:
"Ben hakimin yerinde olmayı gerçekten istemezdim. Çünkü hakim de çok tedirgindi. Yani ne yapacağını bilmez bir şekildeydi, davayı yönetemedi. Mahkeme heyeti de özgür değildi. Ve sanık duruşma salonundakileri tehdit ettiği gibi mahkeme heyetini de tehdit etti. 'Sizin de başınıza bela olurum' gibi bir tehdit savurdu.
TIKLAYIN-Avukat Aslan: Onur Gencer devletin içindeki kötünün ta kendisi
"Kendini mahkemenin üstünde görüyor"
"Katilin bu tavrı kendini güvende hissetmesinden kaynaklanıyor. Yani kendisini mahkemenin de üstünde görüyor. O kadar hak sahibi gören bir tavır içinde ki inanılmaz. Katili destekleyen siyasi partinin, Deniz Poyraz'ı suçlu ilan eden yaklaşımının da bunda etkisi olduğunu düşünüyorum. Sanığın arkasında siyasi güçler olmasa bu kadar cesur davranamaz.
TIKLAYIN-Kürkçü: Saldırganın 'yalnız kurt' olduğuna inanmak mümkün değil
"Saldırgan tek başına değil"
"Sanık, cinayeti tek başına işlemiş gibi algı yaratma çabası içinde fakat bu gerçekçi değil. Memur maaşı alan bir kişiden söz ediyoruz. Lüks otellerde kalıyor, lüks harcamalar yapıyor, sürekli taksi kullanıyor. Hatta cinayette kullandığı silah dahi emekli bir polisten alıyor. Katilin aldığı eğitimler, yaptığı harcamalar, ilişkileri ve mahkemedeki tavırlarına bakıldığında tek başına olduğuna inanmak mümkün değil."
TIKLAYIN-Kürkçü: "Erdoğan sussa, daha ayıp etmiş olmazdı"
"Avukatlar yüzüne bakarak soru sormalı"
Keskin, sanık Gencer'in duruşmaya SEGBİS üzerinden bağlanmasını da değerlendirdi ve Yargıtay kararlarını hatırlattı:
"Böyle önemli bir davada sanığın mahkeme salonuna getirilmemesi başlı başına büyük bir sorun. Katil kendi talebiyle duruşmaya SEGBİS katılmak istiyor ve mahkeme heyeti bu talebi kabul ediyor.
TIKLAYIN-Buldan: Tetiği çek emrini verenler açığa çıkarılmadı
"Yargıtay'ın bozma kararları var"
"Hukukta yüz yüzelik ilkesi son derece önemlidir, ki böyle bir davada avukatların sanığın yüzüne, gözlerinin içine bakarak soru sorabilmesi gerekirdi. Yargıtay’ın SEGBİS bağlantısıyla ilgili yapılan yargılamalara bozma kararları var. Buna rağmen SEGBİS bağlantısı devam ettirildi.
"Avukatlar ‘duruşmaya ara verilsin ve sanık duruşma salonuna getirilsin’ diye talepte bulundu ancak bu talepte mahkeme tarafından reddedildi.
TIKLAYIN-Dava ertelendi, mahkeme protesto edildi: Siz kimi koruyorsunuz?
"Yetki belgelerinin kabul edilmemesi hukuk dışı"
"Yine ailenin avukatı Türkan Aslan’ın diğer avukatlara verdiği yetki belgesi var. Mahkeme heyeti yetki belgesiyle duruşmaya giren avukatların soru soramayacağını söyledi.
"Bu tamamen hukuk dışı bir karardı. Çünkü yetki belgesi, davanın avukatının yetkilerini diğer avukatlara vermesi anlamına geliyor ve biz birçok avukat duruşmalara yetki belgeleriyle giriyoruz. Cezaevlerine de böyle giriyoruz." (RT)