MMOB Ankara Mimarlar Odası Başkanı Tezcan Karakuş Candan çocukların kent algısını ve Türkiye’de kentlerin çocukların katılımı ve ihtiyaçlarından ne kadar uzak olduğunu anlattı.
Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde düzenlenen “Çocuk, Kent ve Yerel Yönetimler” sempozyumunda konuşan Karakuş Candan çocuklara sağlıklı alanlar yaratmanın önemini vurguladı.
Beşinci ve altıncı sınıf öğrencileriyle yaptıkları bir çalışmada katılımcı çocukların kenti nasıl şekillendirdiğini aktardı.
Karakuş Candan’ın verdiği bilgilere göre, çocuklar kenti surlarla çevreledi. Bunun nedeni olarak da ailelerin girmesini engellemeyi gösterdi.
“Yılda bir kere görsek yeter. Yemekhane de kurduk, robotlar olacak onlar bu işi haledecek, dediler.”
Çocuklar tasarladıkları kentte okulu da ihmal etmedi ve günde sadece iki saat eğitim öngördüler.
Ayrıca otomobillerin girmediği, geniş yeşil alanlar da bu tasarımda yer aldı. Ulaşım için bisiklet düşünüldü.
Özgürleşecek alanlar
Tezcan Karakuş Candan çocukların gündelik hayatın kentsel mekanlarında farketmeden öğrenmesinin gerekliliğini vurguladı.
Çocukların koşup oynayabileceği meydanların olmadığını hatırlatarak, yeşil alanlara ulaşabilmek için uzun yollar gidilmek zorunda kalındığına dikkat çekti.
“Çocuğu özgürleştirecek alanlar yok.”
Tek malzeme sorunu
Altı çizilen bir başka nokta da kentlerdeki oyun parklarının standartlaştırılması ve oyun araçlarının plastikten üretilmesiydi.
“Hepsi plastikten üretiliyor, çünkü daha ucuz. Zeminde ya hep aynı malzeme kullanılıyor ya da beton. Oyun parkları tek tipe mahkum edildi.
“Türkiye’de çocuklar hep plastiğe dokunuyor, farklı dokulara, metale, ahşaba ulaşamıyor, yeterince temas edemiyor. Avrupa’daki örneklerde zemin ağaç kabuklarından bile oluşturulabiliyor.
“Çocuklar malzeme farkını, doku farkını bilmiyor. Kent bu olanakları sunmalı.
“Kent bir oyun alanı olmalı.”
Çocuk aldatılmamalı
Ankara’da belediyenin kente beş kapı yaptığı örneğini veren ve yeni gelen birinin bu kapıları tarihi sanabileceğini söyleyen Karakuş Candan tarih algısında yaratılan karmaşayı eleştirdi.
“Kent çocuğu, insanı aldatmamalı. Gördükleri ona tarihi ve hayatı anlatabilmeli. Bu şekilde yaratıcılığı da yok ediliyor.”
Okula yürümek
Konuşmada çok fazla katlı binalarla donatılan kentlerde çocukların ölçek kavramını öğrenemediği de üzerinde durulan konulardan biriydi.
“Çocuk oran ve ölçek kavramını bir kentte öğrenebilir. 70 katlı yapıların varlığında öğrenemiyor. O yapılar onları eziyor.
“Çocuklar kenti yeterince algılayamıyor. Çocuğun ulaşabildiği mekanlarda çözüm üretilmesi gerekiyor.
“Mesela okullar çocukların yaşadığı mahallelerde olmalı. Çocuk çevresini tanıyarak, yürüyerek yaşadığı yerle ilişki kurarak okula gitmeli.”
Kent sanatı öğretebilir
Tezcan Karakuş Candan’ın dikkat çektiği diğer noktalardan bazıları şunlar:
* Çocuk kentte kendini güvende hissetmeli.
* Sanatı kentte öğrenebilmeli. Mesela bir heykele dokunabilmeli ama heykeller kapatılmış durumda.
* Çocuklar kentin meydanlarında konserler görebilmeli.
* Kentin dışına 10 bin kişilik okullar kurulması planlanıyor. Buralar çocuklar için güvensiz, içinde kaybolacağı yerler olacak.
* Kentlerin yeşil alanlarının yapılaşmaya açılmaması gerekiyor. (YY)