Fotoğraflar: Nurcan Keskin
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Duhok’taki Şêxan Kampı’nın giriş kapısında Zozan’ın annesi beni telaşlı bir ses tonuyla karşılıyor. Soranlara gazeteci değil de daha önce kaldıkları kampın bir çalışanı olduğumu söylememi tembihliyor, kamptan hemen uzaklaşmamız gerektiğini söylüyor.
Bu telaş tedirginliğimi artırıyor. Bindiğimiz taksiden merkezi bir yerde inip birkaç sokak ötesine gidiyoruz. Bize kapıyı açan Zozan’ın teyzesiymiş.
Geçtiğimiz salonda bizi karşılayan Zozan’ın yüzündeki gülümseyiş ve sesindeki sevinçle tüm tedirginliğim geçiyor; salonda uyuyan teyzesinin yaşlı kayınvalidesi de uykusundan uyanıyor.
Anne ve kızı
Anne telaşla arka avluda başını örttüğü mor tülbentini çıkartıyor. Anne ve kızın benzerlikleri dikkat çekici. Annenin genç göründüğü esprisi sadece beni gülümsetiyor.
Sıcak avluya serilen kilimin üzerine oturalı 20 dakika bile olmadan annesinin sözlü teyzenin ise imali bakışlarına aldırış etmeyen Zozan bana köyde katıldığı birkaç düğünde şarkı söylediğini ve eğer merak ediyorsam internetten Ezidi düğünlerinin görsellerinden bulabileceğimi söylüyor.
O sırada annesi ‘of of’ diye iç çekiyor. Zozan ile baş başa görüşmek istiyorum. Annesi ve teyzesi "biz zaten her şeyi biliyoruz" diyerek başbaşa kalmamıza izin vermiyorlar.
Zozan’ın esaret günlerinden çok doğacak bebeği hakkında konuşması annesini kızdırıyor ve Zozan’ın yerine o anlatmaya başlıyor kızının esaret yıllarında yaşadıklarını.
Zozan ve ağabeyi 2014’te IŞİD Şengal’in Koço köyüne saldırdığında esir alınmışlar. Ağabeyinin akıbeti henüz bilinmiyor. Zozan esir alınıp götürüldüğü Rakka’dan, beş yıl sonra Suriye rejiminin IŞİD kontrolündeki bölgelere tekrardan hakimiyet kurmasıyla özgür kalabilmiş.
Zozan ailesine ulaştığında ailesi Irak’ta bir kamptaymış ve ailesi Zozan’ın hamile olduğunu öğrenince yanlarına dönmesini istememişler. Suriye Halep’teki bir karakolda iki hafta bekledikten sonra ailesi Irak’a dönmesine izin vermiş.
İki şartla
Ama iki şartla, birinci şart Zozan’ın teyzesinin evinde kalmasıymış, Irak’a geçen Zozan’ı kaldıkları kampa değil de bu görüşmeyi yaptığımız teyzesinin Duhok’taki evine getirmişler.
Zozan şu an altı aylık hamile. “Aylar sonra gördüğüm tek yabancı yüz senin yüzün” diyor. Çünkü Zozan’ın ailesi hamile olduğunu kimsenin bilmesini istemiyor. Ailesinin ikinci şartı ise üç ay sonra doğacak bebeğin yetimhaneye bırakılması.
Zozan, bir nevi hapis hayatı yaşamaktan şikayetçi değil. "Yeter ki ikinci bebeğim de elimden alınmasın," derken, annesi ısrarla Zozan’a esaret yıllarında yaşadıklarını anlatmasını tembihliyordu.
Zozan, esir alındığında 14 yaşındaymış. İlk götürüldüğü yerin bölge olarak neresi olduğunu bilmediğini ancak tutuldukları yerin bir okul olduğunu söylüyor.
Burada günlerce aç tutulduktan sonra kendisiyle aynı yaştaki kızlarla birlikte bir başka okula götürülüyorlar.
Götürüldükleri bu ikinci okulda IŞİD’li kadınların kendilerini dini ibadetler konusunda aylarca eğittikten sonra kendisi gibi Ezidi olan 16 yaşındaki Meryem’le beraber yaşlı bir adama satılmışlar.
Her ikisini satın alan bu adamın Suudi Arabistanlı olduğunu ama savaşçı olup olmadığını bilmediğini söylüyor.
Yetmişlerdeki bu adamın silahlı olduğunu, evinde çalışan kadınların, kapısında bekçilik yapan adamların olduğunu ve evdeki herkesin bu yaşlı adama hürmet ettiğini söylüyor.
Meryem’le götürüldüğü bu evde yaklaşık bir yıl kadar kaldıktan sonra, IŞİD militanları bir gece eve baskın yapmış; kendisini ve Meryem’i satın alan adamı öldürmüşler.
IŞİD militanları Zozan ve Meryem’i başka bir yere götürmüşler. Götürüldükleri yüksek katlı büyük bina IŞİD komutanlarının Rakka’daki merkezi karakollarından biriymiş.
Zozan karakol amaçlı kullanılan binanın bodrum katında başka Ezidi genç kızların da bulunduğunu ve bu merkezde her gün toplu cinsel istismara uğrayıp, dövüldüklerini anlatıyor, bana vücudundaki darp izlerini de gösteriyor.
Beş gün
O karakolda yedi ay kadar tutulmuşlar. Zozan ilk hamileliğinin son haftalarında kendisi gibi hamile dört Ezidi kadınla birlikte bir kamyonetle, saatler süren yolculukla bir başka merkeze götürülmüşler.
Götürüldükleri bu merkezin yöneticilerinin "DAİŞ’li kadınlar olduğunu ve kendisi gibi birçok esir kadının da burada doğum yaptığını" söylüyor.
Zozan korkunç muamele ve hakaretlerle geçen günlerde, tarihini bilmediği soğuk bir aralık gününde bir kız çocuğu doğurmuş. Doğurduğu bebeği sadece beş gün görebildiğini anlatırken, elleriyle de karnındaki bebeğini okşayıp 'Bu bebeğimin de benden alınmasını istemiyorum.' diyor. |
Zozan, ilk bebeğinin babasının kim olduğunu bilmediğini, tutuldukları okulda doğum yaptıktan beş gün sonra IŞİD’li kadın militanların bebeği kendisinden aldıklarını ve bebeğinden bir daha hiç haber alamadığını söylüyor.
Bebeği kendisinden alınıp götürüldükten iki hafta sonra Faslı IŞİD militanı çift hizmet etmesi için Zozan’ı doğum yaptığı merkezden alıp evlerine götürmüş.
Zozan IŞİD’li çiftin kendisine sürekli hakaret edip şiddet uyguladığını, özellikle kadının Arapça konuşarak örgüt propagandasını yaptığını anlatıyor. Örgüt ideolojini benimsemesi için zorlamışlar.
Bu eve sürekli kadın militanlar geliyormuş ve Zozan'la alay edip zaman zaman da vücut dokunulmazlığını aşan el şakaları yapıyorlarmış.
Zozan ısrarla sadece 5 gün görebildiği bebeği ve 3 ay sonra doğuracağı ikinci bebeği hakkında konuşuyor ve sadece o zamanlar gülümsüyordu.
Şimdiki bebeğinin babasının ve IŞİD’li eşinin Suriye rejiminin kontrolündeki bir cezaevinde olabileceğini tahmin ediyor.
Doğuracağı bebeğini IŞİD'li babasına ve onun karısına bırakmak istememiş. Aİlesinin baskısına rağmen bebeği yetimhaneye de bırakmak istemediğini söylüyor.
Roj
Bebeğin cinsiyetini bilmediğini ama eğer kız olursa bebeğine Roj adını vermek istiyor.
Roj, sadece beş gün görebildiği ilk bebeğinin kulağına fısıldadığı ad, aynı zamanda Kürtçe "güneş" demek.
Bebeğin oğlan olursa, diye sormamla şaşırıyor. Saatlerdir parmakları arasında dolandırdığı siyah saçlarını sevinçle geriye doğru savurup, gülümseyerek "Bilmiyorum ve hiç düşünmedim" diyor.
“İlk hamileliğimde de kız olacağını hissetmiştim. Tutulduğumuz karakolda görevli DAİŞ’li bir kadın hamileliğimin ilk aylarında doğacak bebeğimin adının Hatice olacağını söylüyordu ama ben daha karnımdayken bile ona hep Roj diye fısıldıyordum."
Sesine sinen sevinci hissediyorum.
Zozan’ın annesi kızına ısrarla esaret yıllarında yaşadıklarını bana anlatması için baskı yapsa da, Zozan ısrarla sadece beş gün görebildiği bebeği ve üç ay sonra doğuracağı ikinci bebeği hakkında konuşuyor ve sadece o zamanlar gülümsüyordu.
"Keşke hiç doğmayıp karnımda benimle kalsa" dediği Roj bebeğin elinden alınacağını biliyor.
Ruhani Meclis
Doğacak bebeğin yetimhaneye terk edilmesindeki tek neden Ezidi Yüksek Ruhani Meclisi’nin "Babaları DAİŞ’li olan çocukların Ezidi cemaatine kabul edilmeyeceği" kararı değil. Zozan’ın babası ve iki ağabeyi de doğacak bebeğin yetimhaneye bırakılmasında ısrarcı.
Ağabeyleri, Zozan hamile olduğu için esaretin ardından geldiği ve yaklaşık iki aydır kaldığı teyzesinin evine gelip kendisini ziyaret etmemişler.
Zozan gerek Ezidi Yüksek Ruhani Meclisi’nin kararını gerekse ailesinin hassasiyetlerini anladığını ama bunun için masum bir bebeğin yetimhaneye terk edilmesi gerektiğine inanmadığını söylüyor.
Unutmak
"Ben bebeğime her baktığımda yaşadıklarımı hatırlayacağım evet ama terk ettiğimde de unutmuş olmayacağım."
Zozan’la yaklaşık dört saat süren görüşmemizde annesi sık sık doğacak bebeğinin yanında kalamayacağını vurguluyor. Zozan’ın çocuğunu bırakmak istememesi maalesef annesi tarafından pek anlaşılmıyor.
Zozan’ın annesine risk altındaki kadınlara hizmet sunan uluslararası kurumlardan ve Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserlik Ofisi’nin esaretten dönen kadınlara yönelik sağladığı fon ve imkanlardan söz etmek istediysem de cümlemi ‘Hepsini biliyorum ve hepsi de bizim halimizi, durumumuzu biliyor’ diye kesiyor.
Ben Erbil’e, o ise kaldıkları kampa doğru gitmek üzere vedalaşırken bir kez daha "Halimizi görüyorsun işte diyerek" yolun karşı şeridine geçip gitti... (NK/APA)
Yarın: Meyrem: Uzaklara gitmekten Başka Çare Yok
Êzidî Kadınlar Konuşuyor: O Benim Çocuğum
Pazartesi bianet'te: O Benim Çocuğum
Zozan'a Ailenin Şartı: Doğacak Bebek Yetimhaneye Gidecek
Meyrem: Uzaklara Gitmekten Başka Çare Yok
İki Kardeş Fahima ve Rayan ile Kuzen Seher
Leyla: Beni Hala Ayakta Tutan Oğlumu Görme Umudu