Haberin İngilizcesi için tıklayın
Bir fotoğraf; iki kare; 28 yaşında bir kadın: Adı Leyla.
Onu herkesin dilinden düşürmediği çarşaflı kareden dinliyorum.
“O da DAİŞ’in ideolojisini benimsedi”, “O da delirdiˋ sözlerinden sonra parmaklar esaret yıllarında çekilmiş çarşaflı fotoğraf karesini işaret ediyor.
Çarşafsız fotoğraftaki Leyla'yı bilenler varsa da Çarşaflı Leyla fotoğrafı Êzidî toplumunda "IŞİD’lilerin tecavüzü sonucu doğurdukları bebekleri/çocukları için mücadele eden her kadının suçlandığı ve sıkıştırıldığı çemberin de karesi".
Leyla'nın dört çocuğu var. Üçünün babası kendisini boşayan eşi. İki yaşlarındaki en küçük çocuğunun babası ise esir tutulduğu bir buçuk yılda zor kullanarak kendisiyle birlikte olan Tunuslu IŞİD'li.
Leyla, IŞİD Tel Banat köyüne saldırdığında bir çok kadın ve çocukla beraber esir alındı. IŞİD hepsini Musul’un Telafer ilçesinde bir okulda bir ay hapsetti. Kız çocuklarını kontrolleri altındaki Rakka (Suriye) ve Musul (Irak) çevresine yolladılar.
Leyla ve üç çocuğu diğer çocuklu kadınlarla birlikte Talafer’in Qaser köyüne yerleştirildi. IŞİD Leyla'yı altı ve 11 yaşlarındaki iki oğluyla birlikte önce Suriye’ye; bir ay sonra da her iki oğlunu da elinden alarak tekrar Telafer’a götürdü.
Tunuslu IŞİD komutanı Leyla'yı yolladığı Telafer’deki okuldan bir ay sonra dokuz yaşlarındaki kızıyla birlikte tekrar Suriye’ye yanına aldırttı.
Böylece artık Leyla için IŞİD komutanının zulmüyle geçecek bir yıl başlamıştı. O bir yılda pek çok ölüme ve işkenceye tanıklık etti.
IŞİD komutanı Suriye’nin Rutba bölgesinde intihar saldırısında öldüğünde Leyla’nın doğumuna bir kaç ay kalmıştı.
Artık, Irak Şam İslam Devleti kanunlarına göre “şehit” eşiydi ve yeni bir evlilik üç aya kadar haramdı.
Leyla’yı tekrardan evlendirilebilmek için Mayedin Adliyesi’ne (Suriye) götürdüler. Kadı (Hakim) Leyla'yı "şehit" eşinden boşadı. Leyla artık ‘helaldi’.
Maddafe
Leyla kendisi gibi "şehit eşlerinin" tutulduğu Mayedin’deki “şehit eşlerinin yeniden evlendirilmeyi bekledikleri ve doğum yaptıkları” Maddafe evine götürüldü.
Maddafe evinde doğurduğu bebeği ve üç çocuğuyla bir yıl sonra Rakka’ya yerleştirildi.
Leyla, ‘Şehit’ eşlerine aylık olarak verilen Irak parasıyla bir buçuk Varak (150 ABD Doları) maaşa bağlandı ve evin sorumlusu olarak da 11 yaşındaki oğlu görevlendirildi.
Oğul, Duhok’ta babasıyla hep telefonla görüştü. Her görüşmesinde babasına durumlarının çok iyi olduğunu, başlarında iki sivilin (avam) bulunduğunu, kendilerine çok iyi davrandıklarını anlattı.
IŞİD, Büyük Rakka operasyonu’ndan sonra Leyla ve çocukları başka tutsaklarla birlikte tekrar Suriye’nin Meyadin bölgesine gönderdi.
Rakka’da Leyla’nın oğlunun babasına anlattığı iki Iraklı sivil Türkiye’ye geldi. Ve Leyla’nın eşine ulaşıp ˋˋbiz IŞİD’li değiliz, seni Mayedinˋde bulunan ailenle görüştürebiliriz” dediler.
Kavuşma
Türkiye’de bulunan iki Iraklı sivile gönderilen 5 Irak Varakı (500 ABD doları) karşılığında oğluyla görüştürecekleri kişinin telefon numarasını verdiler.
Leyla’nın eşi bu telefon numarasından her iki oğluyla facebook mesengar üzerinden konuştu. Çocuklar ancak altı ayda ikna olabildiler ve babalarına kavuşabildiler.
Rusya askeri uçaklarının sürekli bombardımanı nedeniyle Mayedin ve Baguz bölgelerinde yaşayan siviller ve IŞİD militanları gibi Leyla da 9 yaşındaki kızı ve en küçük oğluyla çatışmalar nedeniyle sık sık yer değiştirmek zorunda kaldı.
Çatışmalar hafiflerken Iraklı bir adam Leyla’nın eşini aradı, Leyla ve çocuklarını bir miktar para karşılığında Suriye’deki El Hol kampına bırakacağını söyledi.
Yüklü miktarda fidye verildikten sonra Leyla’nın eşi, anne ve babası Suriye’nin kuzey batısında bulunan El Hol kampına gidip Leyla’nın kızını ve oğlunu alabildiler.
Leyla Şengal’e vardığında eşi ve ailesinin babası IŞİD Komutanı olan oğlunu kabul etmeyeceklerini bilmiyordu. Aile, en küçük çocuğu istemediğini söyleyince Leyla itiraz etti, kabul etmek istemedi. Onuncu günün sonunda baskılara direnemeyip oğlunu Musul yetimhanesine bırakmak zorunda kaldı.
Musul’un doğusunda bulunan ve her çocuğun Müslüman kaydedildiği (Dar Biraeim Nynwa Lilˋaytam) yetimhaneye bıraktı. O sırada oğlunun Müslüman kaydedileceğini ve bırakıldıktan bir hafta sonra evlatlık verileceğini bilmiyordu.
Evlatlık
Leyla altı ay boyunca her gün eşine "çocuğunu görmek istediğini ve artık onsuz yapamayacağını" söyledi. Eşi ve ailesi Leyla’ya "çocuğunu görmek istediğinde biz seni götürürüz" demişlerdi.
Leyla, ısrarları yanıtsız kalınca Duhok’tan Musul’a oğlunu bıraktığı yetimhaneye gitti, altı ay önce bıraktığı bebeğinin Müslüman bir aileye evlatlık verildiğini öğrendi.
Musul’da tek başına oğlunu haftalarca aradı, yetkili kurumları dolaştı, Musul Mahkemesi’ndeki Kadılar (Hakimler) çocuk yetimhanede olsa dahi ‘babası Müslüman bir çocuk, annesi Êzidî bir kadına verilemez’ kararını verince Duhok’a; eşi ve çocuklarının yanına dönmeyi istedi.
Ancak Leyla’nın eşi kendisini Duhok’ta istemediğini söyledi.
Leyla şimdilerde bir yıldan fazladır Süleymaniye’de bir kadın konukevinde. Sağ karedeki gibi etek ve bluz giyiyor. Hakkındaki “DAİŞ ideolojisini benimsedi” iddialarına karşı “kendisini hala ayakta tutanın oğlunu bir gün tekrar görme umudu” olduğunu tekrarlıyor.
Leyla’dan duyabildiğim tek cümle de bu: “Beni hala ayakta tutan oğlumu bir gün tekrar görme umudu.”
Onunla yüz yüze görüşme çabalarım sonuçsuz kaldı, sadece telefonda konuşabildim, o da bu kadarlık. Hikayenin bütününü eşi ve çocuklarından dinleyerek yazdım. (NK/APA)
Yarın: Musul Yetimhanesi
Êzidî Kadınlar Anlatıyor: O Benim Çocuğum
Pazartesi bianet'te: O Benim Çocuğum
Zozan'a Ailenin Şartı: Doğacak Bebek Yetimhaneye Gidecek
Meyrem: Uzaklara Gitmekten Başka Çare Yok
İki Kardeş Fahima ve Rayan ile Kuzen Seher
Leyla: Beni Hala Ayakta Tutan Oğlumu Görme Umudu
Musul / Dar Al – Zahur (Çiçekler) Yetimhanesi
"Êzidi Kadını Kalıpları Kırıp, Toplumu Yeniden İnşa Ediyor"