*Fotoğraf: Najla Osseiran
Romanlar, Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 4’ünü oluşturuyor. Ancak uzun yıllar görmezden gelindiler.
Türkiye’de Romanlar 1996 yılından beri sivil toplum alanındaki çalışmalarıyla barınma, eğitim, sağlık, sosyal hizmete erişim ve istihdam alanlarındaki sorunlarını dile getirmeye başladı. 15 yılı geçen çalışmalar neticesinde Romanlar, sonunda iktidarların dikkatini çekmeyi başardı. 2010’da devlet tarafından başlatılan "Roman Açılımı" ile sorunların çözümü için bir tartışma ortamına girildi. Bu sürecin devamında dönemin hükümeti, 2016’da "Roman Vatandaşlara Yönelik Strateji Belgesi" yayınlandı ve bu planın 2021 yılına kadar devam edeceğini duyurdu. Ak Parti'nin (AKP) strateji planı sahada uygulanırken, 2018 yılında bir eylem planı da ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tarafından ortaya konuldu. CHP, Roman vatandaşları parti programına aldığını duyurdu ve "Romanlara Yönelik Eylem Planı" hazırlayarak çeşitli politika notları yayınladı.
AKP'nin 2016'da, CHP'nin ise 2018'de Roman vatandaşlarla ilgili yayınladığı strateji eylem planlarının bitiş tarihleri ise yaklaştı. Peki neler değişti? Planların sahadaki uygulamaları ne oldu? İki günlük bu yazı dizisinde AKP ve CHP'den konuyla ilgili birçok yetkiliyle eylem planlarını konuştuk, roman dernek başkanları ise sahadaki durumu anlattı.
İlk gün için söz, kendileri de Roman olan AKP İzmir milletvekili Cemal Bekle ile CHP İzmir milletvekili Özcan Purçu’da.
İki eylem planının birbirinden farkı ne?
* AKP İzmir milletvekili Cemal Bekle ve CHP İzmir milletvekili Özcan Purçu
CHP İzmir milletvekili Özcan Purçu, hükümet tarafından yayınlanan eylem planının sahaya yansıtılamadığını belirtiyor. Ana muhalefet partisi tarafından yapılan eylem planının ise sahaya dönük ciddi yatırımları olduğunu vurgulayarak, "Bizim yaptığımız eylem planı partinin iktidar olduğu belediyeler üzerinden yönetilebilecek bir plandır. Kısa süreli ve gücü düşük bir eylem planı olmasına rağmen çok sayıda kültür, gençlik ve uyuşturucuyla mücadele rehabilitasyon merkezleri açılarak sahaya dönük eylemler gerçekleştirdik. Hükümetin eylem planına bakıldığında sahada hiçbir şeyi olmayan samimiyetten uzak bir eylem planını görüyoruz" diyor.
CHP’nin Romanlara Yönelik 12 Maddelik Eylem Planı
|
AKP İzmir milletvekili Cemal Bekle ise, hükümetin yayınladığı eylem planının uzun soluklu bir devlet politikası olduğunu vurgulayarak, şunları söylüyor:
"Devlet bu eylem planında sorunun kendisini ve çözüm önerilerini ortaya koydu. Ben yaptım, oldu demedi. Roman kanaat önderleri, dernek ve federasyon başkanlarıyla bir araya gelerek yaptı. Bu eylem planı sürekli kendini yenileyen bir metin ve devlet politikası olarak uygulanıyor. Burada adım adım bir dönüşüm gerçekleştiriliyor. Toplumun hafızasında yer alan önyargıları silmek için bize daha fazla zaman lazım. Nihayetinde bu çalışma Romanları ve Roman olmayanları ilgilendiriyor. Ben eksiklikleri yok demiyorum ama sürecin sağlıklı ilerlediğini düşünüyorum."
AKP’nin Roman Vatandaşlara Yönelik Strateji Belgesi 2. Aşamasında Yer Alan 19 Eylem maddesi
|
Eylem planlarının sahaya dönük eksiklikleri neler?
Eylem planlarının hepsini yakından takip ettiğini belirten Purçu’ya göre, hükümetin strateji eylem planlarında özellikle finansal açıdan eksiklikler var. Purçu, bunları şöyle açıklıyor:
"CHP’nin planında da eksikler var, kabul ediyorum. En azından bizim belediyelerimizde sahaya dönük ciddi çalışmalar var. Yeterli mi diye sorarsanız, yeterli değil. En son Konak Belediyesi, Roman mahallesine 25 milyon lira yatırım yaptı. Gençlik ve kadın merkezleri, meslek kursları, kreşler, engelli merkezleri, uyuşturucuyla mücadelede rehabilitasyon merkezleri ve kültür merkezleri açtık.
"Hükümetin 2016’dan beri uyguladığı ve 5 yılı dolan strateji eylem planı içinde 25 kuruş harcanmadı. Hükümet olarak sahada bir tane çivi çakmış değiller. Belediyelerimizin şu an yüzde 10’u sahada aktif olarak bu eylem planıyla ilgili çalışmalar yapıyor. Bunun raporunu hazırlıyoruz ve en kısa sürede yayınlayacağız."
Cemal Bekle ise hükümetin eylem planlarının dünyada ve Türkiye’de yaşanılan olumsuz durumlardan kaynaklı yavaş ilerlediğini söyleyerek, şöyle devam ediyor:
"15 Temmuz darbe girişimi, ekonomik krizler ve salgın gibi nedenler bu planın uygulamasını yavaşlattı. Şimdi bu eylem planı için bitti deniyor ama 2030’a kadar uzatacağız. Bu uzatma kararı planın uzun soluklu bir politika olduğunu gösterir ve ben bunu başarı sayıyorum. Kısa vadede bunca olumsuz durum gerçekleşmişken bir sonuç beklemek çok mantıklı değil
"CHP’nin eylem planında bazı eksiklikler var. Mesela veri toplama yöntemlerini doğru bulmuyorum. Veri toplamada kimler yer alacak? Sahadan veriler tarafsızca nasıl toplanacak? Üniversiteler ile iş birliği yapılacak mı? Bu soruların yanıtlarının ortaya konulması çok önemli. Açılacak bir merkezden bahsediyorlar, onun uluslararası standartlara uygunluğunu kimin denetleyeceğini ben bilmiyorum. Mesela kentsel dönüşüm projelerinde yerinde dönüşüm mümkün değilse ve şehrin dışında kalacaksa, burada sosyal donatı alanları ve okullar yapılacak mı?
"Örneğin, şu anda İzmir Ege Mahallesi’nde bir kentsel dönüşüm gerçekleştiriyorlar ve içler acısı bir halde. Burada bir kule yapıp, Romanların da içinde yaşamasını beklemek ne kadar mantıklı? Bu toplumun realitesine uygun değil ve bu projelerde kültürel karakteristikleri de ön planda tutmak gerekiyor. Bu, İzmir’in en köklü mahallesini ortadan kaldırma projesidir."
Roman STK’lar sürece ortak olamıyor mu?
Özcan Purçu, çeşitli illerde yaptığı ziyaretlerde izlenimlerinden yola çıkarak Roman sivil toplumunun ve devletin birlikte daha sağlam bir planlama yapması gerektiğinin altını çiziyor. Roman mahallelerinde özellikle barınma ve temel gıdaya ulaşmada ciddi problemler olduğunu vurgulayan Purçu, şunları söylüyor:
"Bu sorunların günlük hamlelerle çözülmesi mümkün değil. Bakıldığında sadece devletin sorunu değil, Roman toplumu olarak üzerimize bir sorumluluk almamız gerektiğini düşünüyorum. Eğitimli bir toplum yetiştiremezsek çatısı olmayan evler olmaya devam edecek. Roman toplumu olarak devletle birlikte ciddi bir ileriye dönük planlamaya gidilmesi gerekiyor.
Biz Roman toplumu olarak maalesef kamu ve sivil toplum ortaklığında çözüm odaklı çalışamıyoruz. Ya devletin ilgili kurumlarında bizim sorunlarımıza dönük alaka yok ya da ilgili STK’nın kapasitesi yeterli değil. Türkiye’de sahaya dönük olarak bir kamu kurumu ile ortak çalışan, iyi işler yapan bir STK yok."
Bu planların her yerde uygulanabilmesi adına Roman toplumunun kanaat önderlerinin kendi yerellerinde güçlü olabilmesi gerektiğini söyleyen Cemal Bekle ise, bunun için yapılabilecekleri şöyle açıklıyor:
"Her ilde bir Roman milletvekili olmasıyla çözülebilecek bir mesele değil. Her STK kendi yerelinde ciddi çalışmalar yapmalı. Bu sorunların çözümünde yerellik ilkesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Dernek ve federasyon başkanları, yerel yönetimler, valilikler ve sahada emek veren herkes kendi yerelinde bu farkındalığı ortaya koyarsa sorunlar çözülür.
"Eğer mesele orada topluma dokunmaksa ve ihtiyaçları çözmekse siyasi bir yaklaşım gözetmeksizin yapılması gerekir. Ben Özcan vekilin de bu şekilde yaklaştığını biliyorum. Ama bazı STK’lar önyargılı olabiliyor. Bazı konularda iş birliği yapmak istiyoruz ama bu istismar ediliyor. İnsanların yokluğu ve yoksulluğu üzerinden siyaset yapmamak gerek. Biz topluma umut olmak zorundayız. Ama umut tacirliği yapmamak gerek."
Ne olmuştu?
Hükümet 2016’da Romanların eğitim, istihdam, barınma, sağlık ve sosyal yardımlara erişim gibi temel politika alanları altında 17 maddenin yer aldığı ilk eylem planını yayınladı. İlk aşamada izleme değerlendirme kurullarının oluşturulması, eğitime devamlılık, istihdam araştırmaları, nüfus cüzdanı sahibi olmaları, barınma ve sağlık yer alıyordu. Birçok Roman sivil toplum kuruluşu bu strateji eylem planına dair bütçe ayrılmadığı ve ayrımcılıkla mücadele gibi konularda eksiklik olduğunu dile getirdi.
TIKLAYIN - Romanlar Strateji Belgesine Ne Dedi?
CHP ise, hükümetin yaptığı eylem planında önyargının, ayrımcılığın ve dışlanma başlıklarının eksik olduğunu öne sürdü ve “Romanlara Yönelik Eylem Planı” hazırlayarak parti kurumlarında, belediyelerde ve kent konseylerinde Romanların katılımıyla birlikte uygulama kararı aldı.
Hükümet 2019 yılında birinci aşama eylem planının devamı olarak yayınlanan ikinci aşamada ise 19 maddeye yer verdi. Bu sefer içerisinde ayrımcılık ve önyargılarla mücadele vardı ama Roman STK’lar bu maddelerin bir an önce hayata geçirilmesinin altını çiziyordu. COVID-19 salgınıyla birlikte olumsuz durumların giderek derinleşmesi, strateji eylem planlarının uygulanmasının hayati önemini gözler önüne serdi.
Nüfusun yüzde 3.7’si RomanAvrupa ölçeğinde en büyük toplumsal gruplardan biri olarak kabul edilen Romanlara dair nüfus verisi, tahmini olarak 10-12 milyon arasında. Avrupa Konseyi Romanlar ve Gezginler Birimi 2012 verilerine göre Türkiye’de Roman nüfusun toplam nüfusa tahmini oranı yüzde 3.78 (2 Milyon 750 bin). Çoğunlukla hurdacılık, geri dönüşüm, açık arabada sebze, bitpazarında ikinci el eşya satma, seyyar satıcılık, çelik parlatma ve nadiren servisçilik gibi işlerde çalıştıkları görülüyor. Çiçekçilik daha çok şehrin merkezi konumlarında, müzisyenlik ise geceleri çeşitli mekanlarda sigortasız bir şekilde gerçekleştiriliyor.
|
(SO)