Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Agos'un kurucusu ve genel yayın yönetmeni Hrant Dink'in İstanbul'un orta yerinde, 19 Ocak 2007'de ırkçı bir cinayetle öldürülmesinin üzerinden bugün tam 15 yıl geçti. Bu seneki anmaların teması da buna paralel "15 eksik yıl".
15 yılda davalar açıldı, birleşti, kapandı. Ancak 2007'den 2022'ye uzanan süreçte cinayetin gerçekleri tam olarak aydınlatılamadı. Aradan geçen süreçte Hrant Dink bu ülkede adalet istemenin simgesi oldu.
TIKLAYIN - Hrant Dink'le o gün tanıştım
Geçtiğimiz sene, yine bir Hrant Dink anmasında;
Sen İstanbul’un rüzgarında, Fırat’taki su zerresinde, Ararat’ın tepesindeki bulutlardasın.
Sen Orta Doğu’da bir kız çocuğunun gözyaşında, Güney Amerika’da bir yerlinin nefesinde, Afrika’da bir çiftçinin alın terindesin.
Sen aklın erdiği, gözün gördüğü, kalbin hissettiği her yerdesin. Sen daima buradasın ahparig!”
demişti Gaye Boralıoğlu. Bu sene de sözü Hrant'ın Arkadaşları'ndan Gaye Boralıoğlu'na bırakıyoruz:
"Onlar bu umudu yok etmek istediler"
Şuradan başlayayım isterseniz. 15 koca yıl geçti... 15 yıl öncesini bugün, siz nasıl yaşamıştınız? Neler hissetmiştiniz Hrant'ın öldürülmesiyle?
O günü çok iyi hatırlıyorum. Koca bir kara bulut çökmüştü üzerimize. Marquez’in Kırmızı Pazartesi romanında olduğu gibi felâket hepimizin gözlerinin önünde gerçekleşmişti. Engelleyememiştik. Hepimiz donup kalmıştık. Ruh gibi, birbirimizle konuşmadan Agos’un önüne gittik. Onbinlerce kişiydik. Bütün süreci biliyorduk, adım adım yaklaşıyordu ama bir şey yapamıyorduk. Hrant’ın öldürüldüğü gün, Türkiye tarihinin en karanlık günlerinden biridir. Ve hafızalarımızda bu kadar derin bir iz bırakmasının bir nedeni de onu koruyamamış olmaktan gelen kalp ağrımızdır.
Bu seneki anmaların teması “15 eksik yıl”. Sizce nedir bunca senedir eksik olan? Hrant Dink'siz nasıl bir 15 yıl geçti?
Hrant Dink bir ihtimaldi. Bu memlekette farklılıkların bir arada yaşayabileceğine, anlaşamasak da birbirimizi anlayabileceğimize, birbirimizin yaralarını sarabileceğimize, özür dileyebileceğimize ve affedebileceğimize dair bir ihtimal. Yani aslında geleceği birlikte tasavvur edebileceğimize dair bir umut. İşte onlar bu umudu yok etmek istediler. Başardılar mı? O kadar emin olmasınlar. Çünkü pek de beklemedikleri bir şey oldu, Hrant Dink’in aklı, inancı, cesareti sirayet etti. Yalnız arkadaşlarına, etrafındaki insanlara değil, genç kuşaklara, yeni nesillere de sirayet etti. O yüzden de bu yılki cümlemizi böyle kurduk: “Her eksik yılda daha da çoğalıyoruz!"
"Muktedir kendisiyle yüzleşmekten imtina etti"
Muhalif bir kadın yurttaş olarak, edebiyatçı olarak Hrant Dink’in sizin hayatınızdaki yeri neydi? Hrant’tan önce Hrant’tan sonra diye ayrımınız var mı hayatınızda? Ya da hayata bakış açınız değişti mi cinayetle birlikte?
Benim çocukluğum Bakırköy’de geçti, ilk kitaplarımı Beyaz Adam Kitabevi’nden aldım. Hrant’la tanışmam böyle olmuştu. Yani çocukluğumun izlerinde yeri vardır. Sonra muhtelif yerlerde bir araya geldik. Çok yakınında değildim, ama enerjisini, ruhunun kırılganlığını ama aynı zamanda da kuvvetini hissedebilecek mesafedeydim. Bazı film fikirleri vardı, senaryoya dönüştürebilir miyiz diye konuşuyorduk. Daha önce de söylediğim gibi onun ölümü, benim için bir sorumluluk da demekti.
Yalnız bu korkunç cinayetin aydınlatılması için adalet talebini dile getirmek anlamında değil, onun sözünü, ısrarını ve mümkünse samimiyetini de görünür kılmak gerektiğini düşünüyordum. Esasında Hrant Dink cinayeti layıkıyla aydınlatılabilseydi bu ülkenin makus tarihi de değişebilirdi. Bu o kadar kritik bir vakaydı, ama fırsat kaçtı. Muktedir bir kez daha kendisiyle yüzleşmekten imtina etti.
"Çok sevdiği ülkesinin toprağı..."
15 yıl önce bugün doğanlar genç birer birey oldular artık. Ya da o gün çocuk olanlar bugün yetişkinler artık. Siz Hrant Dink’i genç kuşaklara aktarmak isteseniz nasıl anlatırdınız onu?
Aradan çekilir Hrant’ı kendi ağzından dinlemelerini isterdim. Hafıza Mekânı’na gidip onun dünyasını seyretmelerini sağlamaya çalışırdım, çünkü Hrant Dink kadar kendisini samimiyetle ve her yaştan insana anlatabilen biri az bulunur. Onun sözünün önünden bir cümle etmek istemezdim.
Ümit Kıvanç’ın “Hafıza Yetersiz” belgeseli yayınlandı birkaç gün önce. Kıvanç belgesel için “Neyin kıymetini bilemedik filmi” diyor. Sizce Türkiye neyin kıymetini bilemedi?
Ümit’in belgeselini izlediğiniz zaman şunu görüyorsunuz: Bir insan var orada, iyi bir insan, çok belli. Bir çocuk kadar acemi ve bir ihtiyar kadar bilge. Birilerine laf anlatmaya çalışıyor, intikam peşinde değil, hesap sormuyor, kavga etmiyor. Anlaşılmak istiyor, insanların birbirini anlamasını umut ediyor. Çok sevdiği ülkesinin toprağıyla hemhal olmak istiyor. Bütün itip kakmalara rağmen o toprağın “dibine girmek” istiyor. Ve sonuç: Yerde yatan cansız beden!
"Yüzleşmesi gereken halklar değil devlet"
Geçtiğimiz sene Ümit Kıvanç’a ve ondan önceki sene de Bülent Aydın’a benzer bir soru sormuştum. Sizce Türkiye bugün, Hrant Dink’i öldüren nefret suçuyla yüzleşebildi mi?
Bu suçla yüzleşmesi gereken Türkiye değil, halklar değil, halklar neyin ne olduğunu biliyor. Bununla yüzleşmesi gereken devlet. O da zaten bütün bu işlerin müsebbibi. Yüzleşmeye niyeti olsa bugün çok başka bir yerde olurduk.
Her 19 Ocak’ta Hrant Dink’i tekrar tekrar anıyoruz, hatırlıyoruz, hatırlatıyoruz. Ancak hatırlamak, hatırlatmak Hrant’ı geri getirir mi? Hrant Dink için, onunla birlikte yürüyenler için adalet ne zaman sağlanır?
Adalet sağaltıcıdır, inkâr hasta eder. Bütün tarihimiz inkârlarla dolu o yüzden de bir arada yaşayamıyoruz, bir türlü düze çıkamıyoruz. Hrant Dink cinayetinin bütün yönleriyle aydınlatılması, orada hepimizin bildiği mekanizmaların, kişilerin değil mekanizmaların ortaya çıkarılması bir daha bu tür cinayetlerin işlenmeyeceğinin de bir anlamda garantisini sağlayacaktır. Ve işte o zaman birlikte yaşama kültürünün yeşereceği bir barış ikliminden söz etmek mümkün olacaktır.
bianet'te Hrant Dink söyleşileri, röportajları, yazıları Ümit Kıvanç: En tepede birileri göz kırptı, en alttakiler de vurdu Bülent Aydın: Hrant'ı Öldüren Nefret Suçuyla Keşke Yüzleşebilmiş Olsaydık Ara Koçunyan: Ermeniler Hrant'ın Yokluğu ve Boşluğuyla Başetmeye Çalışıyor |
(HA)