Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve Halkın Hukuk Bürosundan 17’si tutuklu 20 avukatın yargılandığı davanın ilk duruşması 10 Eylül’de görülecek.
Ancak İstanbul’da tutuklanan ve davaları da İstanbul’da görülecek olmasına rağmen yedi ayrı kentte tutulan 17 avukat, mahkemenin Ses ve Görüntü Sistemi (SEGBİS) ile ifade alınması kararı kalkmadığı halde, ifade vermeyeceklerini açıkladı.
İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi, avukatların ifadesinin SEGBİS ile tutuklu bulundukları hapishanelerden alınmasına hükmetmişti.
Davanın tutuksuz sanığı, avukat Ezgi Çakır bianet’e yaptığı açıklamada, tutuklu avukatların bu karara karşı, duruşmaya bizzat katılma talebiyle açlık grevine başladığını söyledi. Çakır, SEGBİS ile yargılamanın sanıksız yapıldığını, bunun adil yargılama ilkesine de aykırı olduğunu belirtti.
Mahkemenin SEGBİS kararına yapılan itirazlar, “yol masrafı, yol mesafesinin uzunluğu ve güvenlik” gerekçeleriyle reddedildi.
“Soruşturma, dava, tutuklamalar İstanbul’da”
Avukat Ezgi Çakır, avukatların İstanbul’da tutuklandığını, soruşturma ve dava da İstanbul’dayken farklı kentlere gönderildiklerini anlattı:
“Mahkeme, SEGBİS’le ifade alma kararına gerekçe olarak, tutuklu kaldıkları hapishanelerin yargı çevresi dışında olmasını gösterdi. Mahkemeye getirmek yerine bulundukları hapishaneden görüntü ve sesli ve daima aksak bir sistemle ifade almayı tercih ediyorlar.
“Ancak 17 meslektaşımla beraber yargılandığımız dava, Bakırköy’de görülecek soruşturma İstanbul’da yürütüldü, avukatlar İstanbul’da tutuklandı ama yedi ayrı kentteki hapishanelere sürgün edildiler. Ve şimdi mahkeme ayrı kentlerdeler diye SEGBİS kararı verdi.”
“Müşteki salonda, tanık salonda, sanığın kendisi yok”
Çakır, SEGBİS sistemini avukatların neden reddettiğini ve sistemin sakıncalarını da şöyle açıkladı:
“Yargılamanın temel ilkelerinden bir tanesi yüzyüzelik, bir diğeri duruşmada hazır bulunma hakkı ve ayrıca doğrudanlık. SEGBİS ile tüm bu temel haklar gasp ediliyor.
“Sanık, mahkemede olmadığı her yargılamada, kendisi hakkındaki suçlamalara hakim olma ve delillere doğrudan temas edebilme hakkından da mahrum bırakılıyor.
“Sadece kendisinin ifadesi esnasında mahkemeyi ufak ekrandan görüyor. Bağlantı kesilirse de yargılama devam ediyor, süreç sanıksız bir yargılamaya evriliyor. Sanığın kendi hakkında iddiaları defetme hakkı var ama SEGBİS ile bu hak onun elinden alınıyor.
“Ayrıca SEGBİS uygulamasında, sanığın avukatı da yanında değil. Avukatına soru sormak istese soramıyor, belgeyi incelemek istese inceleyemiyor. Müştekinin katıldığı, tanığın katıldığı dosyada kendisi yok, hukuktaki ‘silahların eşitliği’ ilkesine de aykırı.”
“Sanıksız-savunmasız yargılamanın önünü açıyor”
“SEGBİS sanıksız savunmasız yargılamanın önünü açıyor, adil yargılanma hakkının önünde, çelişmeli yargılama ilkesinin önünde büyük engel.
“Hele ki politik dosyalarda hakimlerin tarafsızlıklarını yitirdikleri, mahkemelerin siyasi iktidarın tahakküm aracı olarak kullanıldığını her gün mahkeme salonlarında yeni bir hak ihlali, hukuksuzlukla tecrübe ettiğimizi de düşünürsek SEGBİS’in sanık aleyhine kararları bir öç alma aracı haline de getirildi…
“Müvekkillerimizin ısrarlı taleplerine rağmen mahkemeler SEGBİS’te ısrar ediyor, savunma alınmadan kararlar veriliyor.”
17 avukat yedi kentte tutuklu
Tutuklu avukatlar Behiç Aşçı ve Aytaç Ünsal Burhaniye T Tipi;
Didem Ünsal ve Şükriye Erden Karabük T Tipi;
Naciye Demir, Barkın Timtik ve Zehra Özdemir Bolu T Tipi;
Ebru Timtik ve Yağmur Evin Balıkesir T Tipi;
Aycan Çiçek ve Ayşegül Çağatay Düzce T Tipi;
Süleyman Gökten Tekirdağ 1 Nolu T Tipi;
Engin Gökoğlu Tekirdağ 2 Nolu T Tipi;
Ahmet Mandacı ve Özgür Yılmaz Edirne F Tipi;
Selçuk Kozağaçlı ve Yaprak Türkmen de Silivri cezaevinde.
Avukatların çoğu, 12 Eylül 2017’de bürolarına yapılan polis baskının ardından gözaltına alındı, 20 Eylül’de tutuklandı. Kozağaçlı da 13 Kasım 2017’de tutuklandı.
Halkın Hukuk Bürosu’ndan konuyla ilgili yapılan açıklamada da “Mahkemenin kararı hukuki değil. İçi boş bir iddianame var, asılsız iftiralarla onlarca yıl sürecek hapis cezası istemiyle yargılanıyorlar ve hakim karşısında söz söyleme hakları ellerinden alınıyor” dendi. (AS)