Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ile Halkın Hukuk Bürosu’ndan tutuklu avukatlar bugün İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeydi.
2013’teki operasyonla başlayan dava sürecinde tutuklanıp serbest kalmalarının ardından iki ay önce haklarındaki başka bir soruşturma kapsamında tutuklanan Şükriye Erden, Ebru Timtik, Barkın Timtik, Naciye Demir, Özgür Yılmaz ve 13 Kasım’da tutuklanan ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı duruşmaya farklı hapishanelerden getirildi.
Bugün duruşması görülen dava, dört yıl önce açılan soruşturma kapsamında 18 Ocak 2013’te düzenlenen polis operasyonuyla avukatların gözaltına alınıp tutuklanmasının ardından açılmıştı. Dava açılan 22 avukattan dokuzu tutukluydu. Tutuklu avukatlardan dördü 26 Aralık 2013’te, diğerleri de 21 Mart 2014’te tahliye edildi.
Halen devam eden bu davanın bugünkü duruşmasında, avukatlar savunma yaptı.
“Avukatlık yapmak, suç olarak dosyada”
İlk olarak söz alan avukat Barkın Timtik, kendilerine destek veren meslektaşlarına teşekkür etti.
“Daha önceki celsede Nuriye [Gülmen] ve Semih’ten [Özakça] bahsetmiştim ama sözlerim kesildi. Ben yine devam edeceğim anlatmaya… Biz, Nuriye ve Semih'in avukatları olduğu için tutuklandık. Yargılandığımız iki dosyada da farklı bir şey yok. Halkın avukatlığını yapmak, halkın hukuk bürosu, ÇHD avukatı olmak, suç olarak dosyaya konulmuş.
“Sadece Nuriye ve Semih’in avukatı olduğumuz için ‘yasadışı örgüt üyesi olmakla’ suçlanarak tutuklandık. Bunun haricinde, tutuklandığımız dosya kapsamında, bu dosyada olanlardan başka bir iddia bulunmuyor. Bu, tamamen siyasi iktidarın bizi hedef almasıdır.
“Nuriye ve Semih yaşamalıdır. Ben onların avukatı olmaktan gurur duyuyorum, onlar yaşayacaksa ben yıllarca yatmaya da razıyım.”
“Bir biz, bir de Ahmet Şık, her dönem tutukluyuz”
Ardından söz alan tutuklu avukat Naciye Demir, kendilerine dört yıl önce de yöneltilen suçlamaların aynısıyla haklarında tekrar soruşturma açıldığını söyledi.
“Dosyada yeni bir suçlama ya da delil yok. Sadece Nuriye ve Semih’in avukatlığını yapmış olmak var. Evet, yaptım, eylemlerine katılabildiğimce katılmaya çalıştım. Nuriye ve Semih’in avukatlığını yapmak, onları için bir şey yapmış olmaktan da gurur duyuyorum.”
Avukat Ebru Timtik de “avukatların, hak arama mücadelesinde çalıştığı için hedef olduğunu” ifade etti.
“2013'de de aynıydı. Bugün de aynı. Bir biz, bir de Ahmet Şık, her dönem tutukluyuz. Çünkü ülkede kriz var. Hükümet kriz derinleştiğinde, yönetememe hali başladığında her zaman bize saldırmıştır. O yüzden bu saldırıyı bekliyorduk. OHAL ilan etmeden, KHK'lar çıkarmadan, bizi tutuklanmadan bu krizi çözemez.
“Ne söylediysek haklı çıktık. Cemaat ile ilgili ABD emperyalizmini anlatmıştık. [Eski savcı] Zekeriya Öz, talimat verip bizi dövdürüyordu. Nerde şimdi Zekeriya Öz? Biz buradayız. Yine tahliye olacağız.”
“Savcıyla görüşmek istedim, yakalama kararı çıktı”
Tutuklu avukat Özgür Yılmaz da “Hakimlere önce adaleti sonra hukuku sonra da kanunları öğretmeye çalışıyoruz. Anlamazlarsa biz de haklarımızı kazanmak için direnerek kazanacağız” diye konuştu.
ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı ifadesinde şunları söyledi:
“12 Eylül 2017’de meslektaşlarımıza saldırdılar. Bürolarımızı evlerimizi bastılar, beni almadılar. Sonrasında iki ay boyunca İstanbul'daydım. Tutuklanan 15 avukatın bıraktığı dosyaları toparlamaya çalışıyorduk.
“İki ay sonra beni zorla kaçırdılar. Yakalama emrini bana gösterdiklerinde çok güldüm. Görüldüğüm yerde yakalanmam için yakalama çıkarmışlar. Zaten iki aydır İstanbul'dayım, savcıyla görüşmek için 50 tane dilekçe verdim. TEM polisleriyle beraber yaşıyoruz zaten. Savcının emri utanç verici bir emir.”
“Tanığın duruşmada dinlenmesi gerekiyor”
Tutuklu avukat Şükriye Erden de “2013 operasyonunda bizlere işkence yapanlar hakkındaki suç duyurumuza daha yeni cevap geldi ve takipsizlik kararı verilmiş” açıklamasını yaptı.
Tutuklu avukatların avukatı Hasan Fehmi Demir de dosyada beyanı bulunan tüm gizli tanıkların hem kim olduklarına hem de dinlenme yöntemlerine ilişkin usulsüzlükleri anlattı.
Tüm yargılanan avukatların avukatı olarak söz alan Murat Çelik de “Ebru Timtik diğer sanıklardan çok daha vahim şeylerle suçlanıyor. Tanık İ.Ö. birçok eylem talimatını Ebru Timtik’ten alındığını söylüyor. Bu kadar vahim suçlamalar olmasına rağmen duruşmada hala dinlenmedi. Başından beri önemsiz usullerle uğraşırken asıl önemli olan bir işlemi yerine getirmiyorsunuz. İ.Ö.’nün burada dinlenmesi için karar vermeniz lazım” diye konuştu.
Savunmalar ve avukatların sözlerinden sonra mahkeme ara kararını açıkladı, bir sonraki duruşma 23 Mayıs 2018’de.
Dernek kapatıldı, 19 avukat tutuklu
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), OHAL kapsamındaki 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 22 Kasım 2016’da kapatılan 375 dernek ve 9 basın yayın kuruluşu arasındaydı.
Derneğin İstanbul ve Ankara şubeleri ile Halkın Hukuk Bürosundan olan 14 avukat da, avukatlıklarını yaptıkları Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın duruşmasından bir gün önce tutuklanmıştı.
Avukatlar Didem Baydar, Şükriye Erden, Ayşegül Çağatay, Ebru Timtik, Aytaç Ünsal, Zehra Özdemir, Yağmur Ereren, Engin Gökoğlu, Süleyman Gökten, Aycan Çiçek, Naciye Demir, Behiç Aşçı, Barkın Timtik ve Özgür Yılmaz 21 Eylül’den beri tutuklu. Avukat Ahmet Mandacı da 10 gün sonra tutuklandı. Ayrıca bir de stajyer avukat tutuklu.
25 Ekim’de de Ezilenlerin Hukuk Bürosundan avukatlar Özlem Gümüştaş ve Sezin Uçar, takip ettikleri Suruç davasının duruşması öncesinde tutuklandı.
ÇHD Genel Başkanı, Soma davası avukatlarından Selçuk Kozağaçlı da 13 Kasım’da tutuklandı. (AS)