Haberin İngilizcesi için tıklayın
Avrupa Komisyonu, “Pınar Selek’in davası, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihattı doğrultusunda adil yargılanma ve temyiz hakkının uygulanmasına dayanarak çözüme ulaştırılması gereken endişe verici pek çok davadan biridir” dedi; Türkiye’deki AB Delegasyonu’nun Selek davasını izleme ve raporlamaya devam edeceğini belirtti.
Avrupa Konseyi Komşuluk ve Genişleme Müzakereleri biriminden Bernard Brunet, Selek’in avukatlarına cevaben yazdığı mektupta, Komisyon’un 17 Nisan’da yayımladığı Türkiye İlerleme Raporu’nu da hatırlattı ve şu ifadelere yer verdi:
“Avrupa Komisyonu, özellikle insan hakları savunucuları da dâhil olmak üzere aktivistlere yönelik çok sayıdaki tutuklama karşısında Türkiye’deki sivil topluma yönelik baskılar hakkındaki ciddi kaygılarını defalarca ifade etti. 2018 yıllık raporu bazı davaların aşırı uzun olması da dahil olmak üzere adli sistemdeki eksikliklere işaret ediyor. Sayın Pınar Selek’in davasına ilişkin başka olumsuz gelişmeler de olduğunu duyduğumuz için üzgünüz. Sayın Selek’in davası, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihattı doğrultusunda adil yargılanma ve temyiz hakkının uygulanmasına dayanarak çözüme ulaştırılması gereken endişe verici pek çok davadan biridir. AB adayı ve Avrupa Konseyi üyesi olarak Türkiye’nin, öne sürülen her kabahat ya da suçun yargı sürecine tabi olmasını ve her bireyin adil yargılanma hakkının gözetilmesini, ayrıca masumiyet karinesini garanti altına alması gerekir.
“Avrupa Komisyonu Türkiye’de devam etmekle olan ve yakın gelecekteki duruşmaları ve gözaltıları yakından izlemektedir ve Türkiye’yle olan sürekli diyaloğumuzun tüm seviyelerinde bu gelişmelere dair kaygılarını ifade etmeye devam edecektir. En son Komisyon Başkanı Juncker, 26 Mart’ta Varna’daki liderler görüşmesini takip eden basın toplantısında Türkiye’nin olağanüstü hali kaldırmasına ve keyfi gözaltıları yeniden gözden geçirmesine ilişkin çağrıda bulunmuştur.
“Türkiye’deki AB Delegasyonu’nun sizinle hali hazırda iletişimde olduğundan ve bu davanın durumu hakkında izleme ve raporlamaya devam edeceklerinden haberdar olduk.”
Ne olmuştu?
9 Temmuz 1998'de meydana gelen Mısır Çarşısı patlamasıyla ilgili davada yargılanan ve üç kez beraat eden Pınar Selek, 24 Ocak 2013 tarihli duruşmada ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış, temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesi, mahkemenin ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının usulen bozulmasına karar vermişti.
3 Ekim 2014'te yeniden görülmeye başlayan davanın ilk duruşmasında, mahkeme Selek hakkındaki ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının bozulma kararına uyulmasına karar verirken, Selek hakkında verilen yakalama kararını da bozmuştu.
19 Aralık 2014’te görülen duruşmada Pınar Selek dördüncü kez beraat etti. Savcı 22 Aralık 2014’te beraat kararını temyiz etti. Dosya Yargıtay Genel Ceza Kurulu’na gönderildi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, beraat kararının bozulmasını talep etti. Bir süre ceza dairelerinin görev uyuşmazlığı nedeniyle sorumluluk üstlenmeyerek birbirine yolladığı dosya, en son Yargıtay 9. Ceza Dairesi’ne geldi.
İtirazı değerlendiren Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Mart 2018’de görevsizlik kararıyla dosyayı Yargıtay Genel Kurulu’na gönderdi ve dosyayı gönderirken beraatin bozulmasına yönelik 2009’da verdiği kararda değişiklik olmadığı yönünde görüş bildirdi. (ÇT)