Mısır Çarşısı patlamasından yeniden yargılanmaya başlayan sosyolog Pınar Selek hakkında beraat kararı çıktı. Duruşma salonundakiler kararı sevinç ve gözyaşlarıyla karşıladı.
Mahkeme heyeti, kararda Yargıtay kararına direnilmesine ve bilirkişi raporlarına istinaden çelişkiler giderilemediğini, patlamanın sebebinin belirlenemediğini vurgularken, “İspat hiçbir kuşkuya yol açmayacak şekilde net olmalıdır” dedi.
Kararı bianet'e değerlendiren, Pınar Selek'in kardeşi avukat Seyda Selek şöyle konuştu:
"Bu aldığımız dördüncü beraat. Olması gereken buydu, savunmayı dinlediler ve ona göre karar verdiler. Ama adalet böyle yerine gelmez, 16 yıl boyunca adaletsiz bir süreç yaşadık. Şunu söyleyebiliriz, en azından mağduriyetin ortadan kaldırılması sağlandı. Buna sevinmek bile üzücü ama rahatladık diyebiliriz".
Beraat kararı veren mahkeme, karar temyiz yolunu açık bıraktı.
Mahkeme heyeti: Çelişkili tutanaklar, belgeler, raporlar
Mahkeme kararında şu ifadelere yer verildi:
“Patlama nedeniyle yapılan araştırmalar sonucu tutulan tutanaklar ve gerek mahkememizce patlamanın sebepleriyle ilgili bir çok kez uzman bilirkişiler ve dalında uzman kurumlara yaptırılan inceleme ve sonucunda alınan birden fazla raporlar göz önüne alınıp incelendiğinde söz konusu raporlar arasında çelişkiler olup, birbirini doğrulamadığı gibi zıt görüşler olduğu bu raporlar arasında çelişkilerin giderilmediği dosyadaki mevcut delil, belgeler ve raporlar göz önüne alındığında da bu çelişkinin giderilmesinin mümkün olamayacağı, bu haliyle Mısır Çarşısı’nda meydana gelen patlama bombadan mı yoksa gaz kaçağı veya tüp gaz patlamasından mı kaynaklandığının tam olarak tespitinin yapılamadığı bu sebeple söz konusu patlamanın ne sebeple gerçekleştiğinin tespit edilememesi durumu karşısında şüpheden uzak delil elde edilememiştir.
“Ceza yargılanmasının en önemli ilkelerinden biri olan 'kuşkudan sanık yararlanır' kuralı uyarınca sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır, gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak tam aydınlatılmamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkumiyeti yargılama sürecinde toplanan kanıtların bir kısmına dayanılarak ve diğer bir kısmı göz ardı edilerek ulaşılan ihmali kanıya değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermeyecek şekilde açıklıkta olmalıdır. Yüksekte olsa bir olasılığa dayanarak sanığı cezalandırmak ceza yargılanmasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan varsayıma dayanarak hüküm vermek anlamına gelebilir. O halde ceza yargılanmasına mahkumiyet, büyük veya küçük bir olasılığa değil, her türlü kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır. Suçsuzluğu olasılık içinde bulunan bir kimsenin adli hataya uğratılmasını önleme esasına dayanan ‘şüpheden sanık yararlanır’ ilkesi AİHM’in AİDS 6/2. Maddesi ile uygunluk teşkil etmektedir. Bu sebeple sanıklar Pınar Selek ve Abdülmecit Öztürk’ün Mısır Çarşısı patlamasına ilişkin üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair mahkumiyetlerine yetecek ölçüde kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden şüphe de sanık lehine yorumlanır ilkesinden hareketle sanıkların CMK’nın 223/2-E maddesi gereğince ayrı ayrı beraatlerine karar verildi.”
Mısır Çarşısı patlamasıyla ilgili davada 16 yıldır yargılanan ve üç kez beraat eden Pınar Selek bir kez de ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmış, Yargıtay’ın bu cezayı usülen bozması üzerine dava yeniden görülmeye başlanmıştı. 5 Aralık'ta görülen duruşmada, savcı ağırlaştırılmış müebbet istediği mütalaasını tekrarlamıştı. (ÇT)