Urfa’nın Suruç ilçesinde 33 kişinin hayatını kaybettiği, 100’den fazla kişinin yaralandığı Suruç Katliamı’nın üzerinden iki yıl geçti.
Açılan davanın iki duruşması da sanıksız görüldü, henüz mahkum olan hiçkimse yok, aileler hala adalet arıyor.
33 kişi hayatını kaybetti
20 Temmuz 2015’te, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun (SGDF) çağrısıyla, Kobanê’ye oyuncak ve insani yardım malzemeleri götürmek için Suruç’ta olan 300 genç, konakladıkları Amara Kültür Merkezi’nde basın açıklaması yaptıkları sırada intihar saldırısı gerçekleşti.
Meydana gelen patlamada 33 kişi ve saldırgan hayatını kaybetti.
Saldırıda ölenlerin isimleri: Koray Çapoğlu, Cebrail Günebakan, Hatice Ezgi Sadet, Uğur Özkan, Nartan Kılıç, Veysel Özdemir, Nazegül Boyraz, Kasım Deprem, Alper Sapan, Cemil Yıldız, Okan Pirinç, Ferdane Kılıç, Yunus Emre Şen, Çağdaş Aydın, Alican Vural, Osman Çiçek, Mücahit Erol, Medali Barutçu, Aydan Ezgi Salcı, Nazlı Akyürek, Serhat Devrim, Ece Dinç, Emrullah Akhamur, Murat Yurtgül, Erdal Bozkurt, İsmet Şeker, Süleyman Aksu, Büşra Mete, Duygu Tuna, Polen Ünlü, Nuray Koçan, Vatan Budak, Mert Cömert.
Tek sanık var, o da Ankara patlamasından tutuklu
Saldırıyla ilgili soruşturmaya 23 Temmuz 2015’te “dosya içerisinde bulunulan belgelerin incelenmesinin soruşturmanın amacını tehlikeye düşüreceği” gerekçesiyle gizlilik kararı getirildi.
Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın katliamın üzerinden 18 ay geçtikten sonra hazırladığı iddianamede, biri tutuklu üç sanık hakkında 104’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.
Sanıklardan Yakup Şahin, Ankara Tren Garı patlaması şüphelisi olarak tutuklu. Diğer sanıklar Deniz Büyükçelebi ve İlhami Ballı ise iddianameye göre, Suriye’de.
Yine iddianameye göre, bombalı saldırıyı gerçekleştiren kişinin, incelenen deliller, kamera kayıtları ve teşhis yapılması sonucu, Abdurrahman Alagöz olduğu belirlendi.
Dava 21 ay sonra sanıksız başladı
Suruç Katliamı’yla ilgili dava, olaydan 21 ay sonra, 4 Mayıs Perşembe 2017’de Hilvan’daki Urfa Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’nün içerisindeki Urfa 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı.
Duruşma öncesinde hapishane çevresine jandarma, TOMA ve zırhlı araçlarla güvenlik önlemi aldı. Duruşma açıklanandan 7 saat geç başladı.
Adliyede sadece ölenlerin aileleri, Suruç’ta yaralananlar ve avukatları vardı.
Firari olmayan tek sanık duruşmaya katılmadı.
Sanık Şahin’in tutuklanmasına karar verildi
Suruç İçin Adalet Platformu’ndan avukat Gülhan Kaya, ilk duruşmayı bianet’e anlatmıştı:
“Ortada olan tek sanık var o da Ankara Katliamı davasından tutuklu olan Yakup Şahin. İlk duruşmada Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanması kararı verilmişti. Fiziki olarak hazır edilmeyecekti mahkeme salonunda.
“Aileler karşısında bir muhatap bekliyorlardı ve esasında soru sorma hakkımız vardı. Fakat olmadı. Çünkü o gün Ankara Katliamı davasının duruşmasında hazır bulunması gerekiyordu. Yani ilk duruşma sanıksız geçti. Daha çok ailelerin söz aldığı, kurumların müdahillik talebinde bulunduğu bir kısım yaralıların dinlendiği bir duruşmaydı.
“Yakup Şahin’in tutuklanmasını talep ettik. Çünkü Şahin soruşturma aşamasında tutuklanmadığı gibi dava dosyası mahkemeye geldikten sonra da tutuklanmadı. Bunu tartıştık mahkemede ve duruşma sonucunda Şahin’in tutuklanmasına karar verildi.”
Suruç yaralısına suç duyurusu, müdahilliğine ret
İlk duruşmada mahkeme, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun (SGDF) müdahillik talebini içeren dilekçesini okuyan SGDF Eş Başkanı Ceren Çoban hakkında “terör örgütü propagandası yapmak, anayasayı ihlale teşebbüs ve cumhurbaşkanına hakaretten” suç duyurusunda bulundu.
Kurumun müdahillik talebi de CHP, HDP, İnsan Hakları Derneği, Pir Sultan Abdal Derneği, İstanbul, Diyarbakır ve Urfa Baroları gibi pek çok parti ve sivil toplum kuruluşunun müdahillik talepleriyle birlikte reddedildi.
Ancak avukat Kaya, SGDF’nin müdahillik talebinin reddinin neden hukuksuz olduğunu şöyle anlattı:
“İddianamede de mahkemeden gelen tensip zaptında da SGDF zaten müşteki olarak görünüyor. Ama mahkeme bu celse müdahillik talepleri tekrar alındığında bu talebi reddetti. Yani SGDF dosyada müşteki olarak görünüyor. Ama müdahillik talebi reddediliyor.”
Katliamdan kurtulanlar tutuklu
Suruç’ta yaralanan SGDF MYK üyesi Ali Deniz Esen, Rojava’da hayatını kaybeden Ayşe Deniz Karacagil’in fotoğrafını taşımakla suçlanarak tutuklandı.
2015 döneminde SGDF Eş Başkanı olan ve Suruç katliamında kardeşi Hatice Ezgi Sadet’i kaybeden Özgen Sadet de aynı gerekçeyle tutuklu.
Kamu görevlisine “para cezası”
Katliama ilişkin, 9 Ocak 2017’de görülen kamu görevlilerin yargılandığı davada, dönemin ilçe emniyet müdürü Mehmet Yapalıal’a “görevi ihmal ve kötüye kullanma” suçundan 7 bin 500 TL para cezası verildi, ceza 12 takside bölündü.
Avukat Kaya, bu sonucu önemsediklerini, bu hükümle birlikte “devletin bazı şeylerin bildiğinin ve engellenmediğinin ortaya çıktığını” söylüyor:
“Cezanın miktarından kaynaklı itiraz ettik ve bölge mahkemesinden karar bekliyoruz. Ayrıca bu davadan yola çıkarak bu mahkemeyi de kamu görevlilerinin mutlaka sanık olarak yargılanması gerektiğine dair zorlamak istiyoruz. Sorumlu olan kim varsa kovuşturmanın genişletilmesi yönlü talebimizle davada sanık olarak yer almalı.
“Aynı zamanda o dönemin bütün siyasi sorumlularıyla ilgili -MİT görevlileri, dönemin başbakanı ve cumhurbaşkanı hakkında- suç duyurunda bulunmuştuk ve bu duyurular hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlar verilmişti. Bu kararları Anayasa Mahkemesi’ne taşıdık.”
Sanıktan ailelere: “İster katılırım ister katılmam”
Davanın ikinci duruşması 14 Temmuz’da görüldü.
Duruşmada, Sincan Cezaevi’nde tutuklu olan Yakup Şahin’in SEGBİS ile katılmasına avukatlar itiraz etti. Yakup Şahin ise avukatlara, “Bir de sana cevap mı vereceğim” dedi.
Avukatlar mahkemeye “Sanık sizi dahi dinlemiyor. 33 kişinin katilidir. Buradan nasıl sorgusunu yapacağız. Araya girip müdahale ediyor. Biz bu cesareti nereden aldığını biliyoruz. Burada olması halinde kendisine deliller gösterilecektir” dedi.
Ailelerin de sanığa tepki göstermesi sırasında Şahin bu kez de “İster katılırım, ister katılmam” dedi.
Mahkeme bunun üzerine Yakup Şahin’in duruşmaya bizzat getirilmesine karar verdi.
Bir sonraki duruşma Hilvan'da, 13 Kasım’da. (AS)