Urfa’nın Suruç kentinde 33 kişinin hayatını kaybettiği, 100’e yakın kişinin yaralandığı Suruç Katliamıyla ilgili davanın yedinci duruşması Urfa 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Mahkeme heyeti, eksik hususların giderilmesine karar vererek duruşmayı 12 Şubat 2019'a bıraktı.
Duruşma jandarmanın önlem aldığı Urfa Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde yapıldı.
Duruşmaya saldırıdan yaralı kurtulan ve hayatını kaybedenlerin yakınları ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) Şanlıurfa milletvekili Ömer Öcalan ve Ayşe Sürücü’nün de aralarında olduğu çok sayıda kişi katıldı.
Şahin yine duruşmaya getirilmedi
10 Ekim Ankara katliamıyla ilgili tutuklu bulunan ve Suruç davasının tek tutuklu sanığı olan Yakup Şahin, duruşmaya tutuklu bulunduğu cezaevinden yine SEGBİS aracılığıyla bağlandı.
Şahin, yöneltilen suçlamaları kabul etmediğini söyledi.
Müdahil avukatlar, saldırıya ilişkin daha detaylı inceleme yapılmasını talep etti. Saldırıda yakınlarını kaybedenler ile yaralananlar ise yaşadıkları mağduriyetleri dile getirerek, sanık Şahin'in mahkemeye getirilmesini istedi.
Cami imamı tanık olarak dinlendi
Halfeti'ye bağlı Gürkuyu köyünde imam olduğunu belirten ve bir önceki duruşmada “tanık” sıfatı ile ifadesinin alınmasına karar verilen Abdullah Ömer Arslan’ın ifadesi de SEGBİS üzerinden alındı.
Saldırı günü olay yeri yakınında yurttaşlar tarafından yakalanan Arslan’ın sırt çantasında siyah bez üzerine Arapça yazılı bir bayrak çıkmıştı. Olay günü ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılan Arslan’ın aynı gün Ankara’nın Gölbaşı ilçesine tayini çıkarılmıştı.
Avukat Sezin Uçar, Arslan hakkında “yalan beyan”dan suç duyurusunda bulunulmasını ve katliamın birinci dereceden şüphelisi olarak tutuklanmasını talep etti.
Katliamdan yaralı kurtulan Erkan Keskin ise “Her iki tanığında mahkemeye getirilmeleri gerekiyor. Bunlar tanık değil, sanık olmalı ve tutuklanmalı” diye konuştu.
"Tanık değil sanık olmalıydı"
Söz alan Şanlıurfa Baro Başkanı Avukat Abdullah Öncel, ise Arslan hakkında soruşturmanın şeffaf yürümediğinin kendi ifadesi ile anlaşıldığını belirterek şöyle konuştu:
“Arslan’ı kim salıverdi. Neden salıverildi. Soruşturmanın en başından tanık değil, sanık olmalıydı.”
Talepler reddedildi
Savunmaların ardından kararını veren mahkeme heyeti dava avukatlarının olay gününe ilişkin Genel Bilgi Taraması (GBT) kayıtları ve telsiz konuşmalarının dosyaya konulması, Arslan’ın tutuklanması taleplerini reddetti.
Heyet ayrıca Suruç Asliye Mahkemesi’nde görülen 2 polisin “Görevi kötüye kullandığı” suçuyla yargılandığı dava ile bu davanın birleştirilmesi talebinin de reddine karar verdi.
Ne olmuştu? |
20 Temmuz 2015’te, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun (SGDF) çağrısıyla, Kobanê’ye oyuncak ve insani yardım malzemeleri götürmek için Suruç’ta olan 300 genç, konakladıkları Amara Kültür Merkezi’nde basın açıklaması yaptıkları sırada intihar saldırısı gerçekleşti. Meydana gelen patlamada 33 kişi ve saldırgan hayatını kaybetti. Saldırıda ölenlerin isimleri: Koray Çapoğlu, Cebrail Günebakan, Hatice Ezgi Sadet, Uğur Özkan, Nartan Kılıç, Veysel Özdemir, Nazegül Boyraz, Kasım Deprem, Alper Sapan, Cemil Yıldız, Okan Pirinç, Ferdane Kılıç, Yunus Emre Şen, Çağdaş Aydın, Alican Vural, Osman Çiçek, Mücahit Erol, Medali Barutçu, Aydan Ezgi Salcı, Nazlı Akyürek, Serhat Devrim, Ece Dinç, Emrullah Akhamur, Murat Yurtgül, Erdal Bozkurt, İsmet Şeker, Süleyman Aksu, Büşra Mete, Duygu Tuna, Polen Ünlü, Nuray Koçan, Vatan Budak, Mert Cömert. Bombalı saldırıyı gerçekleştiren kişinin, Şeyh Abdurrahman Alagöz olduğu belirlendi. Saldırıyla ilgili soruşturmaya 23 Temmuz 2015’te “dosya içerisinde bulunulan belgelerin incelenmesinin soruşturmanın amacını tehlikeye düşüreceği” gerekçesiyle gizlilik kararı getirildi. Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın katliamın üzerinden 18 ay geçtikten sonra hazırladığı iddianamede, biri tutuklu üç sanık hakkında 104’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Sanıklardan Yakup Şahin, Ankara Tren Garı patlaması şüphelisi olarak tutukluydu. Diğer sanıklar Deniz Büyükçelebi ve İlhami Ballı ise iddianameye göre, Suriye’de. Suruç Katliamı’yla ilgili dava, olaydan 21 ay sonra, 4 Mayıs Perşembe 2017’de Hilvan’daki Urfa Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’nün içerisindeki Urfa 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. Firari olmayan tek sanık duruşmaya katılmadı. Katliama ilişkin, 9 Ocak 2017’de görülen kamu görevlilerinin yargılandığı davada, dönemin ilçe emniyet müdürü Mehmet Yapalıal’a “görevi ihmal ve kötüye kullanma” suçundan 7 bin 500 TL para cezası verildi, ceza 12 takside bölündü. Açılan ikinci davada iki polis "görevi ihmalden" yargılanıyor. |
(TP)