Urfa’nın Suruç ilçesinde 33 kişinin hayatını kaybettiği, 104 kişinin yaralandığı intihar saldırısıyla ilgili polislere açılan ikinci davanın ilk duruşması Suruç Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
“Görevi kötüye kullanma ve ihmal” suçlamasıyla yargılanan, dönemin Suruç Emniyet Müdürlüğü bünyesindeki Terörle Mücadele ve Asayiş birimlerinden sorumlu polis Ali Koçak, duruşmaya başka dosyadan tutuklu bulunduğu Kırşehir Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.
Aynı suçtan yargılanan, polis Ahmet Oğuz Davarcı ise duruşmaya katılmadı. Mağdur aileleri ve avukatları ise duruşmadaydı.
Sanık polis: Adıyaman’ın araştırmış olması gerekirdi
26 Mart'ta görülen duruşmada savunma yapan sanık polis Ali Koçak, “patlamanın meydana geldiği dönemde, Suruç Emniyet Müdürlüğü'nde istihbarat grup amiri olarak görev yaptığını” söyledi.
“Olay öncesinde ben, kendi şube müdürüme ve ilçe emniyet müdürüne organizasyon hakkında bilgi verdim. Verdiğim bilgi doğrultusunda birimler de kendi önlemlerini ve hazırlıklarını yaptılar. Fiziki kuvvetlerin ve zırhlı araçların nerede duracağı ve nelerle uğraşacağı benim yetkim alanım dışındadır. Bu noktada eksiklik varsa benim eksikliğim değildir.
“İstihbaratta 'hedef şahıs' tabiri vardır. Her il kendi alanındaki hedef şahıslardan mükelleftir. Adıyaman İstihbarat Şube Müdürlüğü'nün 'canlı bomba' olan şahısla ilgili çalışma yapmış olması gerekirdi.”
“Normal arama yapılsaydı, saldırgan yakalanırdı”
Koçak, saldırıyı gerçekleştiren Şeyh Abdurrahman Alagöz ile ilgili kendilerine bilgi iletildiğini de söyledi:
“Patlama öncesi Adıyaman’dan bize Şeyh Abdurrahman Alagöz’ün terör nitelikli kayıp şahıs olduğuna dair bir yazı geldi; ancak bu istihbarı bir bilgi değildi. Hiçbir detay ve bilgi yoktu. Bize fotoğrafı veya bu kişinin canlı bombalı saldırısında bulunacağı bilgisi verilseydi ona göre hareket ederdik.”
Suruç'ta bulunan Amara Kültür Merkezi'ndeki basın açıklaması öncesi normal arama yapılması durumunda saldırganın yakalanabileceğini ileri süren Koçak sözlerine şöyle devam etti:
“O gün şahsı canlı olarak ben görseydim, kabarık yelekli halinden anlar ve üst araması yapmadan, direkt kafasına sıkıp, öldürürdüm. Yeterli güvenlik önleminin alınıp, alınmadığını bilmiyorum. Olayda bir kusurum olduğunu düşünmüyorum. Bana patlamadan iki ay önce üstün başarı belgesi verildi. Ben görevimi layıkıyla yapıyordum. Beraatımı talep ediyorum.”
Dönemin Emniyet yetkililerine tanıklık çağrısı
Polisin savunmasının ardından mahkeme heyeti, sanık avukatlarının da savunmasını ve taleplerini dinledi.
Mahkeme heyeti, dönemin istihbarat ve terörle mücadele şubesi yetkililerinin de aralarında bulunduğu R.Y., A.Ö., O.İ., T.G., C.S., S.K. ile M.Y. isimli polislerin tanık sıfatıyla dinlenilmesi için adreslerine tebligat gönderilmesine ve Urfa Emniyet Müdürlüğü'ne müzekkere yazılmasına karar verdi.
Bir sonraki duruşma 21 Eylül 2018’de.
Ne olmuştu? |
20 Temmuz 2015’te, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun (SGDF) çağrısıyla, Kobanê’ye oyuncak ve insani yardım malzemeleri götürmek için Suruç’ta olan 300 genç, konakladıkları Amara Kültür Merkezi’nde basın açıklaması yaptıkları sırada intihar saldırısı gerçekleşti. Meydana gelen patlamada 33 kişi ve saldırgan hayatını kaybetti. Saldırıda ölenlerin isimleri: Koray Çapoğlu, Cebrail Günebakan, Hatice Ezgi Sadet, Uğur Özkan, Nartan Kılıç, Veysel Özdemir, Nazegül Boyraz, Kasım Deprem, Alper Sapan, Cemil Yıldız, Okan Pirinç, Ferdane Kılıç, Yunus Emre Şen, Çağdaş Aydın, Alican Vural, Osman Çiçek, Mücahit Erol, Medali Barutçu, Aydan Ezgi Salcı, Nazlı Akyürek, Serhat Devrim, Ece Dinç, Emrullah Akhamur, Murat Yurtgül, Erdal Bozkurt, İsmet Şeker, Süleyman Aksu, Büşra Mete, Duygu Tuna, Polen Ünlü, Nuray Koçan, Vatan Budak, Mert Cömert. Bombalı saldırıyı gerçekleştiren kişinin, Şeyh Abdurrahman Alagöz olduğu belirlendi. Saldırıyla ilgili soruşturmaya 23 Temmuz 2015’te “dosya içerisinde bulunulan belgelerin incelenmesinin soruşturmanın amacını tehlikeye düşüreceği” gerekçesiyle gizlilik kararı getirildi. Urfa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın katliamın üzerinden 18 ay geçtikten sonra hazırladığı iddianamede, biri tutuklu üç sanık hakkında 104’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi. Sanıklardan Yakup Şahin, Ankara Tren Garı patlaması şüphelisi olarak tutukluydu. Diğer sanıklar Deniz Büyükçelebi ve İlhami Ballı ise iddianameye göre, Suriye’de. Suruç Katliamı’yla ilgili dava, olaydan 21 ay sonra, 4 Mayıs Perşembe 2017’de Hilvan’daki Urfa Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’nün içerisindeki Urfa 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. Firari olmayan tek sanık duruşmaya katılmadı. Katliama ilişkin, 9 Ocak 2017’de görülen kamu görevlilerinin yargılandığı davada, dönemin ilçe emniyet müdürü Mehmet Yapalıal’a “görevi ihmal ve kötüye kullanma” suçundan 7 bin 500 TL para cezası verildi, ceza 12 takside bölündü. Açılan ikinci davada iki polis "görevi ihmalden" yargılanıyor. |
(AS)