Haberin Kürtçesi için tıklayın
Suruç Katliamı’nda yaşamını yitiren 33 insan için Katliam’ın ikinci yıldönümünde yaşamını yitirenler için İstanbul'da anma programları gerçekleştirildi.
Mezarlık ziyaretlerinden sonra, Suruç Aileleri Kadıköy Halitağa Caddesinde oturma eylemi yaptı. Oturma eyleminin ardından gençlik örgütlerinin çağrısıyla Kadıköy Süreyya Operası önünden Mehmet Ayvalıtaş Parkı’na yürüyüş gerçekleştirildi.
Anma etkinliklerine Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF), Suruç Aileleri İnisiyatifi, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Garo Paylan, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Ali Şeker, Cumartesi Anneleri, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) genel başkan yardımcıları, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Ahmet Kaya’nın da aralarında olduğu çok sayıda kişi katıldı.
Paylan: Onları katlederek savaş ortamını başlattılar
Halitağa Caddesi’ndeki oturma eyleminde konuşan HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan şöyle dedi:
'' 7 Haziran’da biz diktatörü yendik ama onlar durmadılar. Kazanmak için çatışma ortamına ihtiyaçları vardı ve Suruç'ta 33 kardeşimizin, yoldaşımızın kanlarını dökerek savaş ortamını başlattılar.”
Katliamda hayatını kaybedenlere seslenen Paylan ''Onlar bilsinler ki binlerce milyonlarca yoldaşı dimdik ayaktayız. Asla diz çökmedik diz çökmeyeceğiz. Er ya da geç hesaplarını soracağız. Buradaki bütün ailelere sözümüz olsun. Ruhları şad olsun, bütün ailelere tekrar sabırlar diliyorum '' dedi.
Halitağa'daki eylemde, Suruç Aileleri adına yapılan açıklama şu ifadeler öne çıktı:
''Suruç Katliamı aydınlatılmaz ise başka katliamlar acılar yaşanacağını söylemiştik. 10 Ekim Ankara, Sultanahmet, Taksim, Atatürk Havalimanı, Antep ve Reina katliamları bizlere büyük acılar yaşatarak bu sözün doğruluğunu gösterdi. Bizler Suruç Aileleri olarak iki yıldır hem sevdiklerimizin acısını yaşıyor hem de adalet mücadelesini yürütüyoruz. İki yıldır sokaklarda, meydanlarda, duruşma salonlarında onlar için, herkes için adalet istiyoruz.”
Delipalta: Herkes için adalet
Daha sonra gençlik örgütlerinin çağrısıyla, Kadıköy Süreyya Operası önünden Mehmet Ayvalıtaş Meydanı’na yürüyüş gerçekleştirdi.
Gençlik örgütleri* adına basın açıklamasını okuyan Şilan Delipalta şunları söyledi:
''Kobanêli çocuklara oyuncak götürmek, Rojava halkının yaralarını sarmak için hareket eden yoldaşlarımızı tarihin gördüğü en kanlı katliamlardan birinde yitirdik.
''AKP, savaş politikalarının bir ürünü olarak gerçekleşen Suruç Katliamı'nın birincil sorumlusudur. Suruç Katliamı ile birlikte savaş yeni bir eşiğe çıktı. Coğrafyamızda giderek yayılarak, Cizre ve Sur gibi kentlerde şehir merkezlerinin bütünüyle yakıldığı, Ankara'da barış güvercinlerimizin katledildiği bir süreç yaşandı.
''15 Temmuz günü yaşanan askeri darbe girişimi ve sonrasında gerçekleşen Saray darbesi ile birlikte OHAL sürecine girildi. ‘Darbecilere’ yönelik operasyonlar adı altında, yıllarca Cemaat ve ortağı olan AKP'ye karşı mücadele eden on binlerce emekçi KHK'lar ile işlerinden atıldı. İşlerini geri kazanmak için direnişini açlık grevi ile sürdüren Nuriye ve Semih hocalarımız tutuklandı. Adalete açız diyerek onların sesine ses olmak isteyenler coplandı, darp edildi, evlere hapsedildi.
''Milyonların adalete aç olduğu, adalet talebini haykırdığı bugünlerde ‘Herkes için adalet’ diyerek buradayız. ‘Yok edilen insanlardan önce yok edilen insanlığı uyandırmak için’ adaleti tam da en güzellerimizden vurularak yitirildiğimiz yerde aramak gerektiği için buradayız. Suruç İçin Adalet Herkes için adalet!”
Çoban: Onları orada ilk defa görmedik
SGDF Eş Başkanı Ceren Çoban şunları söyledi:
''Onları orada ilk defa görmedik. Özgecan isyanlarındaydılar, polis barikatlarına tekme atan ‘Polen’diler. Onlar Gezi barikatlarının çocuklarıydılar. Kobanê'nin çocuklarına bir ses olmak için çıktılar yola.
''Suruç katliamıyla başlayan süreç elbette ki ilk olmadığı gibi son da değildi. Suruç'u aydınlatmayanlar, Suruç katliamının faillerini bulmayanlar o katliama yol açanlar sonrasında Ankara'da barış güvercinlerimizi katlettiler. Cizre-Sur bodrumlarını yaktılar yıktılar, insanlığımızı katlettiler.
Budak: Biz kazanacağız
Suruç’ta hayatını kaybeden Vatan Budak'ın babası Murat Budak Suruç Aileleri adına söz alarak şunları söyledi:
'' Eş genel başkanlarımızı, Nuriye ve Semih'i, tüm rehin tutulan özgür tutsakları selamlıyorum. Bizleri katlederek yok edeceklerini sanan katiller yanıldıklarını bir kez daha gördüler işte. Burada daha da çoğalarak dimdik ayaktayız. Saray gladyosu ve AKP faşizmini yıkacağız, 33'lerin sesi olup onları haykıracağız, biz kazanacağız.”
Türkay: Düşleri mücadelemizdir
Suruç Yaralıları ve Tanıkları Platformu adına konuşan Koray Türkay şunları söyledi:
''Bizler Suruç yaralıları ve tanıkları olarak 20 Temmuz 2015 Suruç Katliamı'nı, 7 Haziran 2015 seçim sürecinde ‘400 sandalyeyi verin bu iş huzur içerisinde çözülsün’ tehdidinde bulunanların sandıkta alamadıkları 400 sandalyeyi katliamlarla alma operasyonlarından biri olarak görüyoruz.
''Bu ülke halkları artık şu hususta tercih yapmak ve karar vermek durumundadır. Bir tarafta 80 milyonluk ülkenin birikimlerini hunharca sömürerek gemiciklerine gemicikler ekleyenler var. Öte tarafta ise Roboski Katliamı'nda soluğu Roboski'de acılı ailelerin yanında alan, Soma'da katledilen madencilerin çığlığı olan, Karadeniz dereleri kurumasın diye, HES inşaatlarının önüne dikilen, Gezi isyanında en önde safta yiğitçe direnen, Kobani'de çocukların gözyaşlarını silmeye giden, yani kendi çıkarlarından ziyade memleket çıkarlarını düşünen ve harekete geçen Ezgi'ler, Ece'ler, Polen'ler, Cebo'lar, Süleyman'lar, Uğur'lar var.
''Bizler tercihimizi yaptık ve bu tercihi yaşanılır kılmak adına 33'lerin düşleri olan özgürlük, eşitlik ve adalet mücadelesine sarıldık. ‘Düşleri düşlerimizdir’ diyen milyonlar olduğunu biliyoruz.
''Milyonların biraraya gelmesi için birleşik mücadele talebimizi buradan bir kez daha haykırıyoruz ve tüm dostları, yoldaşları faşizme karşı birleşik cephe talebini haykırmaya çağırırken 33 şehidimizin önünde saygıyla eğiliyoruz. Düşleri mücadelemizdir.”
Anma programı Beksav müzik topluluğunun müzik dinletisi ile son buldu.
Ne olmuştu?
20 Temmuz 2015’te, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu’nun (SGDF) çağrısıyla, Kobanê’ye oyuncak ve insani yardım malzemeleri götürmek için Suruç’ta olan 300 genç, konakladıkları Amara Kültür Merkezi’nde basın açıklaması yaptıkları sırada intihar saldırısı gerçekleşti.
Meydana gelen patlamada 33 kişi hayatını kaybetti.
Saldırıyla ilgili soruşturmaya 23 Temmuz 2015’te “dosya içerisinde bulunulan belgelerin incelenmesinin soruşturmanın amacını tehlikeye düşüreceği” gerekçesiyle gizlilik kararı getirildi.
Katliama ilişkin, 9 Ocak 2017’de görülen kamu görevlilerin yargılandığı davada, dönemin ilçe emniyet müdürü Mehmet Yapalıal’a “görevi ihmal ve kötüye kullanma” suçundan 7 bin 500 TL para cezası verildi, ceza 12 takside bölündü.
Etkin Haber Ajansı’ndan (ETHA) Havva Cuştan’ın haberine göre, davada müşteki olan sekiz kişi, tutuklu oldukları için yarın görülecek davaya katılamayacak.
Saldırıda ölenlerin isimleri: Koray Çapoğlu, Cebrail Günebakan, Hatice Ezgi Sadet, Uğur Özkan, Nartan Kılıç, Veysel Özdemir, Nazegül Boyraz, Kasım Deprem, Alper Sapan, Cemil Yıldız, Okan Pirinç, Ferdane Kılıç, Yunus Emre Şen, Çağdaş Aydın, Alican Vural, Osman Çiçek, Mücahit Erol, Medali Barutçu, Aydan Ezgi Salcı, Nazlı Akyürek, Serhat Devrim, Ece Dinç, Emrullah Akhamur, Murat Yurtgül, Erdal Bozkurt, İsmet Şeker, Süleyman Aksu, Büşra Mete, Duygu Tuna, Polen Ünlü, Nuray Koçan, Vatan Budak, Mert Cömert. (RK/BK)
* Anarşist Gençlik, Gençliğin Devrimci Güçleri, Devrimci Yolda Devrimci Gençlik, Emekçi Hareket Partisi Gençliği, Emek gençliği, Fikir Kulüpleri Federasyonu, Halkların Demokratik Partisi Gençlik, Halkların Demokratik Kongresi Gençlik, Kaldıraç, Marksist Fikir Topluluğu, Özgürlükçü Gençlik Derneği, Öğrenci Dayanışması, Öğrenci Kollektifleri, Öğrenci İnisiyatifi, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu, Sosyalist Öğrenci Hareketi, Yeni Demokrat Gençlik.