* Fotoğraf: Pixabay
Çin Sanayi Bakanlığı, sektörlerin yeşil kalkınmasını amaçlayan beş yıllık bir plan açıkladı. Karbon emisyonlarını ve kirleticileri azaltırken gelişmekte olan endüstrileri 2030’a kadar teşvik etme sözü verdi.
Sanayi ve Bilgi Teknolojileri Bakanlığı (MIIT), 2021-2025 dönemini kapsayan plana göre 2025 yılına kadar karbondioksit (CO2) emisyonlarını yüzde 18 oranında, enerji yoğunluğunu ise yüzde 13,5 oranında azaltma hedeflerini yineledi.
Ayrıca çelik, çimento, alüminyum ve diğer sektörlerdeki kapasiteleri sıkı bir şekilde kontrol edeceğini söyledi.
Geri dönüşüm teşviki
MIIT, temiz enerji tüketimini arttırma planını da destekledi. Çelik, çimento, kimya ve diğer endüstrilerde hidrojen enerjisi, biyoyakıtlar ve atık türevli yakıtların kullanımını teşvik edeceğini söyledi.
Bakanlık, planın ayrıca demir cevheri ve demir dışı madenler gibi kaynakların “rasyonel” kullanımını teşvik etmeyi ve geri dönüştürülmüş kaynakların kullanımını geliştirmeyi de hedeflediğini söyledi.
Çin’in iklim krizindeki payı ve taahhütleri
Dünyanın en büyük sera gazı emisyonuna neden olan Çin, Kuşak ve Yol girişimi olarak bilinen devasa bir altyapı projesi kapsamında Endonezya ve Vietnam gibi ülkelerdeki kömür projelerine de fon sağlıyor. Çin’de enerji ihtiyacının yüzde 60,8’i de kömürden sağlanıyor.
Ancak ülke, 26. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı (COP26) öncesi Başkan Xi Jinping’in BM Genel Kurulu'ndaki konuşmasıyla yurtdışında yeni kömür yakıtlı enerji projeleri inşa etmeyeceğini açıkladı. Öte yandan bu söze karşılık Türkiye’de yapımı süren ve yatırımcılarından biri olduğu Adana’daki Hunutlu Kömürlü Termik Santralinden henüz çekilmedi.
Ülkede Ekim 2021’de alınan başka bir kararla, 2060 yılına kadar fosil yakıt kullanımının yüzde 20'nin altına düşürmenin hedeflendiği duyuruldu. Planın açıklandığı kabine belgesinde, Çin Devlet Başkan Xi Jinping'in, 2030 yılına kadar karbon emisyonlarını zirveye çıkarma ve 30 yıl sonra karbon nötrlüğüne ulaşma hedefiyle dünyanın en büyük kirleticisi kömürden uzaklaşma taahhüdü verdiği belirtildi. Ayrıca 2030 itibariyle güneş enerjisi kapasitesini 1200 gigavata çıkaracağı sözünü verdi.
İklim gözlemcileri ve kampanyacılar enerji tüketimini sınırlaması ve kömürden çıkış tarihini erkene çekmesi ve daha iddialı hedefler sunması için Çin’e baskı yapsa da ülke, COP26 esnasında yeni bir taahhüt açıklamadı.
Konferansın bitmesine iki gün kala ABD ve Çin, önümüzdeki 10 yılda iklim konusundaki iş birliğini artırmak için bir anlaşmaya vardı. İki taraf da Paris Anlaşması'nda belirlenen, küresel ısınmayı 1,5 dereceyle sınırlandırma hedefine ulaşmak için birlikte çalışma konusunda kararlı olduklarını duyurdu.
Öte yandan Çin COP26’da 100'den fazla ülkenin imzaladığı, sera etkisi yaratan gazlardan metanın kısıtlanmasına dair anlaşmayı imzalamadı. Çin bunun yerine metan sorununu çözmek için ulusal bir plan geliştireceklerini açıkladı.
Küresel Karbon Projesi’nin Exeter Üniversitesi, Doğu Anglia Üniversitesi, CICERO Enstitüsü ve Stanford Üniversitesi araştırmacılarıyla hazırladığı Küresel Karbon Bütçesi raporuna göre, 2021’de Çin’de emisyonların 2020’ye kıyasla yüzde 4 artarak, 2019 yılı emisyonlarından yüzde 5,5 daha fazla gerçekleşmesi bekleniyor (toplam 11,1 milyar ton CO2, küresel emisyonların yüzde 31’i).
Fosil yakıtlar ve iklim kriziParis Anlaşması hedeflerini karşılamak ve küresel ısınmayı 1,5°C ile sınırlandırabilmek için, ülkelerin kolektif bir şekilde on yıl içinde fosil yakıt üretimini (kömür- yüzde 11, petrol- yüzde 4, doğalgaz-yüzde 3) küresel ölçekte yıllık yüzde 6 azaltması gerekiyor. Ancak, 57 ülke ve AB'nin iklim değişikliği konusundaki performanslarını değerlendiren İklim Değişikliği Performans Endeksi 2021'e göre, ülkelerin hiçbiri, Paris Anlaşması hedefleriyle uyumlu bir yol izlemiyor. Yine BM Çevre Programı ile IISD, Denizaşırı Kalkınma Enstitüsü, İklim Analitiği ve CICERO gibi diğer büyük araştırmacılar tarafından hazırlanan “Üretim Açığı Raporu”nun 2020 verilerine göre de dünyadaki toplam fosil yakıt üretimi küresel ısınmayı 1,5°C sınırının altında tutmak için gereken seviyeye yakın değil. Suudi Arabistan, Rusya ve ABD gibi önde gelen ihracatçıların üretimi daha da hızlı bir şekilde azaltması gerek. Ancak bunun yerine ülkeler, fosil yakıt üretiminde yıllık yüzde 2'lik bir artışa doğru ilerliyor. Öte yandan, Leeds Üniversitesi'nde gerçekleştirilen bir çalışmaya göre, emisyon azaltımının hızla ve keskin şekilde gerçekleştirildiği senaryo, fosil yakıtlara bağımlı olan ve "ortalama" olarak değerlendirilebilecek gelecek senaryosuyla kıyaslandığında, yaşanan ısınma seviyesinden daha fazlasını yaşama riskini 13 kat azaltıyor. Fosil yakıtların yoğun şekilde sürdüğü gelecek senaryosu ise, önümüzdeki 20 yıl içerisinde sıcaklıkların 1 ila 1,5°C artabileceğini gösteriyor. Bu durum, Paris Anlaşması’nda belirlenen sıcaklık artışı sınırlandırmasının 2050 yılından çok önce aşılması anlamına geliyor. |
(TP)