*Fotoğraf: Şeyhmus Diken.
Size, zaman zaman dönedurup yeniden ve dahi yeniden okuma ihtiyacı duyduğum "Malte Laurids Brigge'nin Notları"ndan iki uzun paragraf yazarak meramımı paylaşacağım...
"Daha önce söylemiş miydim? Görmeyi öğreniyorum. Evet, başlıyorum. Henüz iyi gitmiyor. Ama vaktimi iyi kullanacağım.
Mesela ne kadar çok çehre olduğunun bilincine hiç varmamıştım. Bir sürü insan var ama çok daha fazla çehre var, çünkü her bir insanda birden çok var.
Öyle insanlar var ki, bir çehreyi yıllarca kullanıyorlar, o zaman bu, doğal olarak yıpranıyor, kirleniyor, kat kat oluyor, seyahatte kullanılan bir eldiven gibi bollaşıyor.
Onlar tutumlu, basit insanlardır; değiştirmezler, bir kere bile temizletmezler. Zaten yeterince iyiymiş, bunu iddia ederler, aksini de onlara kim kanıtlayabilir ki?
Yine de sorulabilir, birden fazla çehreleri olduğuna göre, öbürleriyle ne yapıyorlar? Saklıyorlar. Çocukları kullansınmış. Ama köpeklerinin de bunlarla dışarı çıktıkları oluyor. Niçin olmasın ki? Çehre çehredir.
"Başka insanlar şaşılası çabuklukta çehrelerini birbiri ardından değiştirip eskitiyorlar. Önce, bunları sanki her zaman taşıyacaklarmış gibi sanıyorlar ama kırk yaşına gelir gelmez sonuncusuna sıra geliyor. Bunun doğal olarak trajik bir yanı var. Çehrelerini korumaya alışmamışlardır, sonuncu çehreleri daha sadece sekiz günlükken delik deşiktir, birçok yeri kâğıt gibi incelmiştir ve zamanla başka bir şey olan alt tabaka ortaya çıkar ve onlar bununla dolaşırlar."
Şimdi bu iki paragraf üzerine ne demeli diye düşündüğümü düşünüyorsunuz değil mi? Siz düşünedurun! Belki de kendi sözlerinizi üretin, kazıyın belleğinize.
Başka bir yerden bakıyorum ben! Bakıyor ve diyorum ki iyi ki Covid-19 illeti ile tanıştı insan soyu.
Artık bütün o ihtiyaç halinde kullanıp kullanıp yıprattığı sonra yerine bir yenisiyle değiştirdiği "yüz"ünü, pazardan üç kuruşa ellilik desteyle satın alıp sadece gözleri açıkta kalarak (kimisi gözlerini de kara gözlükle kapıyor ya) yerleştirdiği yeni yüzü var.
25 Aralık 2020 / Diyarbekir
(ŞD/PT)