Yoda ile 4,5 yıldır aynı çatıyı paylaşıyoruz. Onu bulduğumuzda daha birkaç aylık, küçücük bir tekirdi. Kocaman kulakları ve minik kafasıyla bize doğrudan Star Wars’taki Jedi ustası Yoda’yı hatırlattı, bu yüzden adını hiç düşünmeden koyduk. Ancak yalnızca görünüşü değil, hareketleriyle de bu adı fazlasıyla hak ediyor. Bir gün kitaplığın tepesinde, ertesi gün buzdolabının üstünde, hatta bir ara banyodaki termosifonun üzerinde bile bulduk onu.
Elbette Yoda’nın hayatımıza katılması da en az kendisi kadar özel bir hikâye barındırıyor. O aslında bir ‘Kadıköy çocuğu’. Onu ilk gördüğümüzde bir Halk Ekmek büfesinin etrafında dolanıyordu. Göz göze geldiğimiz anda minik adımlarıyla peşimize takıldı. Büfenin sahibi, bizim ilgimizi fark edince hemen araya girdi: “Anası buralardadır ama bıraktı bunu. Yazık, araba çarpacak diye korkuyorum. Siz almazsanız, Güneş Apartmanı’nın önüne bırakırım.”
Yakın zamanda kentsel dönüşüm nedeniyle yıkılan Güneş Apartmanı, o dönemde hayvan severler arasında iyi bilinen, önünde çok sayıda kedi evi ve su-mama kapları bulunan bir apartmandı. Üstelik yakın bir dostum da orada yaşıyordu. Ancak Yoda’nın hikâyesi, sokakta devam etmeyecek kadar bize bağlıydı. Ve böylece Kadıköy’den Samatya’ya uzanan yolculuğu başladı.
Onu eve götürme teklifim ciddiye alındı, ama Burcu’dan birkaç ciddi uyarı da işittim. Bu kararın sadece bir heves olmaması gerektiğini, Yoda büyüdükçe sorumlulukların artacağını ve onunla bir ömür paylaşmaya hazır olmamız gerektiğini hatırlattı.
Tam bu düşünceleri tartarken, evdeki diğer misafir arkadaşlar da Yoda’ya bayıldı. Dayanamadılar ve hemen onu alıp kendi evlerine götürdüler. Ancak bu hızlı karar, aynı hızla değişti; birkaç saat sonra, “Ev arkadaşımız istemedi” diyerek Yoda’yı geri getirdiler. Bunun üzerine ev sahibi arkadaşımız sahiplendi onu. Ancak o da kısa bir süre sonra yoğunlukları nedeniyle Yoda’yı mahalledeki kedi dostu alana bırakmayı düşüneceğini söyleyince, artık kendimden çok daha emindim.
Durumu Burcu’yla paylaştım ve hızlıca harekete geçtik. Yoda’yı aldık ve yeni evine, Samatya’ya getirdik. Tarih, 27 Temmuz 2020’ydi.
O günden bugüne, Yoda artık ailemizin bir parçası. Gerek yaramazlıklarıyla, gerek bitmek tükenmek bilmeyen darlamalarıyla, gerek hâlâ anlam veremediğim anlık “yok oluşlarıyla” kendini bize değil, bizi kendine bağlayan dünyalar güzeli bir dost.
(VC/TY)