Ben Yiğit Can Yirmibeş, Marmara Üniversitesi İnsan Kaynakları Yüksek Lisans öğrencisiyim. Tekirdağ 2 No'lu F tipinde tutukluyum. Diğer muhalif öğrencilerden sadece biriyim. 10 Nisan sabah 06.00 itibari ile yapılan eş zamanlı Newroz operasyonuyla gözaltına alınıp, çıkarıldığımız mahkeme kararıyla tutuklu olarak yargılanıyorum.
Bildiğiniz gibi pazartesiyi salıya ve perşembeyi cumaya bağlayan geceler artık operasyon gecelerine dönüştü. Neredeyse boş geçen hafta yok. Toplumsal muhalefetin tüm kesimlerine yönelik baskı politikaları her geçen gün artarak ve vicdanları daha da köreltecek şekilde devam ediyor. Gazeteciler, sendikacılar, açık parti çalışanları ve toplumsal muhalefetin en dinamik kesimi olan öğrenci gençlik bu operasyonlara en çok maruz kalanlar arasında.
Öğrenciler açısından burada eğitim hayatına devam etmek oldukça güç. Önümüze örülen duvarları aşmak neredeyse imkânsız. Burada daha net anlaşılan şeyler var. Anadilde eğitim göremeyen, YÖK'ün esareti altında eğitim görmeye çalışanların da aslında bizlerden pek bir farkı yok. Dışarıdaki arkadaşlarımız da YÖK hapishanelerinde tutsak aslında. İleride hizmet üretecek meta haline getirilmeye çalışılıyorlar. Buna karşı çıkan, meta olmaktansa insan olmayı seçen, bu yabancılaşmadan kurtulup gerçek insani öze dönmeye çalışan ve bunu etrafına yayan herkes de soruşturma ve tutuklama terörü ile bizim yanımıza gönderiliyor.
Yüksek Güvenlikli Öğretim Kurumlarından, Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz kurumlarına transfer olan arkadaşlarımızın sayısı 700'ü aşmış durumda. Dışarıda bin bir zorluk, vahşileştirici rekabet sınavları ve maddi külfetle sürdürülmeye çalışılan eğitim içeride de aynı şekilde. Marmara Üniversitesi'ne iki hafta önce verdiğim dilekçeye hala cevap verilmedi. Haftaya final sınavlarım var ve elimde tek bir dersin bile notu yok.
Üniversite bana olumlu cevap verip sınava girmeme izin verse bile bu sefer de maddi külfet katlanılmaz durumda. Sınav döneminde yapılacak olan sevk için 450-600 lira arasında bir ücret istiyorlar. Bakanlık nakil ücretini karşılamıyor, özel olarak ödememiz gerekiyor. Bu ücret de senelik okul harçlarımızın iki-üç katı. Bütün bu zorluklara katlanıp eğitimize devam etmemiz bekleniyor bizden. İmkânsıza yakın olduğu içinde öğrencilerin eğitim hayatı bitmek zorunda kalıyor. Anayasal hak gasp ediliyor. Ve bu hukuksuzluğun önüne geçilemiyor. Sınavlara devam etme hakkımız var, bir deve hendeği ne kadar atlayabilirse o kadar hakkımız var.
Sınav dönemi sürecince Metris'e gönderiliyoruz tabii yanına para, eşya vb şeyler almamıza izin yok. Paranın yatması 10 günü buluyor ve bu da şahsi ve ortam temizliği yapmadan geçireceğiniz 10 gün demek. Hücrelerin içlerini anlatmam midenizin kalmasına sebep olabilir.
Elbette haksızlıklara boyun eğmeyen az sayıdaki öğretim üyesinin hakkını da teslim etmek gerekir. YÖK'ün pençesinde duyarlılığını yitirmemiş insanların bulunması bizlere moral veriyor. Hiçbir hak, hukuk, vicdan tanımadan saldıran sisteme karşı geliştirilen "Öğrencime Dokunma" kampanyası da müthiş bir adım. Tutuklu Öğrencilerle Dayanışma İnisiyatifi ve Öğrencime Dokunma'nın birlikte hareket ederek seslerini duyurması çok güzel, bu sesi dışarıda, içeride her yerde daha çok çoğaltmak gerek. Halkların Demokratik Kongresi (HDK) gençliğinin ve dışarıda tutuklu öğrenciler adına yapılan bir çok eylemde bir olmanın, birlik olmanın yolları aranmalı. İçeride sayımız gün geçtikçe artmakta buna karşın dışarıdaki sesi de çoğaltan sizler umudumuzsunuz.
Mayıs'ın 19'unda Tekirdağ'a getirilişimizin birinci ayı dolacak. Burada birçok tecrübe edindik. Dışarıda olduğu gibi mücadele burada da sürüyor. Cihan Kırmızıgül'ün davasında ve gelişen her toplumsal olayda görüldüğü gibi baskı daha da artmakta ve bizler de buna karşı mücadeleyi daha fazla ileriye götürmeliyiz. Terörle mücadele yasası toplumla mücadele yasası demektir. Toplumsal muhalefetin en güçlü örgütleneceği zemin öğrenci gençliktir. Bunun farkında olan egemen güçler ideolojik, kültürel ve zor yollarla baskıyı artırarak sürdürmekte. Bu baskıya karşı ses çıkarmaya, karşı koyamaya, sizlerle olmaya her koşulda devam...
Burada ki tüm tutuklu öğrencilerin sizlere selamı var. Bu ağır tecrit koşullarında dışarıdaki mücadelelerin artarak sürdüğünü bilmek bizlere müthiş moral veriyor. Hepinizi sımsıkı kucaklıyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
Özgür günlerde buluşmak dileği ile... (YY/NV)