Yanan değil yaşatan ateş: Newroz

Bu yılın Newroz ateşi ilk olarak Lice’de yakıldı, sonra sırasıyla Amed’in surlarında ve İzmir Kadifekale’de. Kürtlerin hafızasında bu yerlerin özel anlamları var.
Lice’nin tarihsel geçmişine, devletin baskısı ve halkın direnişi ikiliği üzerinden gelişen ve bu bağlamda şiddetle kurulan bir hafızadan doğru bakmak mümkündür. Öncesi bir yana Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘tek’çi militer yapılanmasına ilk ciddi tepkilerin oluştuğu bir coğrafyadır Lice.
Kürtlerin Cumhuriyet tarafından yok sayılmaya başlamasına bir tepki olan 1925 Şeyh Said serhildanında Pîran’dan (Dicle) bir gün sonra isyancıların kontrolüne geçer.
Daha doğrusu Lice halkı kalkışmayı duyduğu anda tüm devlet kurumlarını ele geçirerek Şeyh Said ve yoldaşlarını ilçenin girişinde büyük bir coşkuyla karşılar.
Yine aynı serhildan kapsamında Diyarbakır (Amed)’ı kuşatan isyancıların büyük bir çoğunluğu Licelidir ve son güne kadar şehir kuşatmasında geri adım atmazlar. Tabi serhildan bastırılınca bedeli de çok ağır bir şekilde ödetilir Licelilere. (1)
Lice halkının yeni kurulan devletle ilişkisi günümüze kadar hep bu şiddet ekseninde ilerleyecek, yeni kuşaklar hep bu direniş ve baskı hafızasını devralarak yolllarına devam edeceklerdi. Yeni devleti korkunç bir şiddet pratiği üzerinden deneyimleyen Lice’nin kolektif toplumsal hafızası da bunun üzerine inşa edilecektir.
Bu hafıza üzerinde yeniden bir direniş hikayesinin ilk satırları Lice’nin Fis köyünde 27 Kasım 1978’de yazılmaya başlar. Bu hikayenin yazıcılarından birisi de Mazlum Doğan’dır. Dersim doğumlu olan Mazlum Doğan Hacettep Üniversitesi ekonomi öğrencisi iken dahil olduğu bu direniş geleneğinde 21 Mart 1982 tarihinde Amed zındanında üç kibrit çöpü ile kendisini Newrozlaştırdı.
Türkiye Cumhuriyeti devleti tarafından yasaklı olan Newroz o tarihten itibaren modern Kürt direnişinin temel simgelerinden birine dönüştü. Koçgiri’den Alişer ve Zarifeler, Dersim’den Seyit Rıza ve yoldaşları, Lice’den Şeyh Sait ve arkadaşları, Ağrı İsyanından İhsan Nuri Paşa ve yoldaşları bu Newrozlarda bir araya gelmeye başladılar. Devlet tarafından yasaklandıkça serhildan büyümeye devam etti. Direniş/serhildan hikayesine Zekiye Alkan dahil olur.
Gümüşhane’den Tıp Fakültesi okumaya gelen Zekiye Alkan aslen Kocgirilidir. 1965 yılında Gümüşhane’nin Kelkit İlçesi’nin Akdağ köyünde dünyaya gelir. 1920 yılında Koçgiri serhildanına önderlik eden Zarîfe ve Alişêr’in akrabası olan ailesi, Türk devletinin bu Kürt direnişini kanla bastırmasından sonra Gümüşhane'ye sürgüne gönderilir.
8 yaşındayken ailesi Gümüşhane'den Erzincan’a oradan ada İzmir’e göç eden Alkan ailesinin bir kısmının göç yolculuğu ise Almanya’da sonuçlanırken, o İzmir'deki lise eğitiminin ardından 1987 yılında Diyarbakır Dicle Üniversitesi'nde Tıp Fakültesi’ni kazanir. 21 Mart 1990 tarihinde Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi iken Newroz yasaklarına karşı bedenini ateşe verdi.
1990’ların Kürt direniş hafzasında bambaşka bir yeri var. Kürtlerin yaşam alanları ateşe verilmişti. Dağların, ormanların, köylerin ateşe devlet tarafından ateşe verildiği yıllardır bu yıllar. Yaşam adına ne varsa her şeyin ateşe verildiği bu coğrafyada ateşe başka bir hikaye yazmaya da devam ediyorlardı Kürt çocukları.
1992 Newroz’unda "Halaylar ve şarkılar eşliğinde kalabalık giderek artıyordu. Sonra binlerce kişi yürüyüşe geçerek Cizre Meydanına akmaya başladı. Meydanı ablukaya alan özel timler ise ateş edeceklerini söylüyorlardı. Sonra panzerler, halkın üzerine sürüldü. Kadın ve çocukların çığlıkları Cudi Dağı’nda yankılanıyordu." (2)
Bu çığlıklar bu defa İzmir Kadifekale’de de yankılanmaya başladı ; Rahşan Demirer. Rahşan Demirel aslen Mardin'in Nusaybin’lidir. Devletin halka baskılarından Rahşan 8 yaşında iken ailesi İzmir’e taşınır. 1990’ların başında gelişen serhildan dalgası Nusaybin’de de karşılık bulur.
Her Newroz’da insanlar devletin bütün baskı, şiddet ve korkutma politikalarına rağmen meydanlara akarlar. 1992 Newroz kutlamaların merkezlerinden biri Mêrdîn olacak. Mêrdin’in Mîdyad (Midyat), Nisêbîn (Nusaybin), Qoser (Kızıltepe), Dêrik, Stewr (Savur), Kerboran (Dargeçit), Artuklu ve Şemrex (Mazıdağı) ilçelerinde kitlesel olarak kutlanır.
Sadece Nusaybin’de 21 Kürt Newroz bayramını kutlamak istediği istediği katledilir. Bu gelişmeleri İzmir Kadifekale’den büyük bir öfke ve acı ile izleyen 17 yaşındaki Rahşan Demirel 22 Mart 1992 sabahı bir karton parçasına ; “Ben kendimi Newroz yapıyorum Kadifekale' de. Cizre, Mardin ve Nusaybin'in cevabını vermek zorundayım. Bana sahip çıkın. İsmet Sezgin'e haber veriyorum Newroz kutlanacak… Lastikle olmazsa bile, canımızla kutlanacak !" (3) yazarak evinden çıktı...
Bugün Lice’de yeniden bir Kürt direniş hikayesi yazmaya başlayan talebelerden birisi olan Öcalan’ın “Özgürlük İçin Demokratik Toplum” sözünü sloganlaştırarak milyonlar meydanlarda bir araya geliyor. Yakan değil yaşatan, insanları, halkları, inançları kucaklayan/kuşatan bir ateş ile.
Kürtler ve de dostları, yoldaşları ateşi içinde yanmak için değil, bütün insanlığı büyük bir sevgi ve dayanışma içinde büyütmek için yakıyorlar bugün meydanlarda. Bu meydanların barış ve özgürlük talepleri ile birlikte başka bir hayat/ülke elbette mümkündür.
(EJA/EMK)
(1) https://www.zazaki.net/haber/licede-90-yillik-baski-ve-direnis-1726.htm
(2) https://bianet.org/yazi/bir-kanli-newroz-hikayesi-1992-cizre-293153