Anayasa Mahkemesi’nin en önemli kararlarından (Esas 2012/100, Karar 2013/84 Karar Tarihi 4.7.2013) birisi daha 02.08.2013 tarihli ve 28726 sayılı Resmi Gazetede yayımlandı. Kamuoyunun ve yargının sorunu olan “uzun tutukluluk hali” hakkındaki bu kararının gerekçesi bilinmeden tartışma başlamıştı. Bir ayı geçmeyen sürede Anayasa Mahkemesinin kararının “gerekçesi” de yayımlanmış oldu.
Bir yıl öncesine geriye dönelim. Anımsarsanız “3. Yargı Paketi” olarak bilinen 2 Temmuz 2012 kabul tarihli 6352 sayılı “Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava Ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun” 5 Temmuz 2012 tarihli Resmi Gazetede (Sayı 28344) yayımlanarak yürürlüğe girmişti.
6352 sayılı Kanunla Ceza Muhakemesi Kanununun 250’nci maddesiyle görevlendirilmiş olan mahkemeler, bilinen adıyla “özel yetkili mahkemeler” kaldırılmış ve yerine TMK 10’ncu maddeyle görevli mahkemeler kurulmuştu.
Yani, bir değişiklik yoktu aslında. “Özel yetkili” değil ama adı “Terör Mahkemesi” oldu. CMK ile görevlendirilmiş değil ama Terörle Mücadele Kanunu ile görevlendirilmiş mahkeme gibi.
Öte yandan daha önce açılmış olup yürürlükten kaldırılan CMK 250 madde ile görevli mahkemelerde devam eden davaların, yine yürürlükten kaldırılan CMK 250’nci maddeyle kurulmuş mahkemelerde yani yine aynı mahkemelerde görülmeye devam edilmesi için “kanuni” düzenleme yapılmıştı.
Tuhaftır ama kanuni kuruluş düzenlemesi ortadan kaldırılmış olan bu mahkemeler, yani açılmış önceki davaları gören bu Mahkemeler yürürlükten kaldırılan CMK hükümlerine göre davaları kaldığı yerden görmeye devam ediyor…
İşte kanunen kaldırılmış olmasına rağmen önceki davaları görmeye devam eden ve kanunen TMK’nun 10. maddesine göre yeniden/yeni kurulmuş olan Mahkemelerde görülen davalarda örneğin terör ve devlete karşı suçlarla ilgili davalardaki ‘tutukluluk süresi halinin” iki kat, yani diğer suçlarda kabul edilen tutukluluk halinin en uzun olabileceği beş yılın iki katı şeklindeki uygulama, uzun tutukluluk süresi olarak on yıl benimsenmişti.
Anayasa Mahkemesi açılan iptal davası sonucunda; “Türk Ceza Kanununun 305, 318, 319, 323, 324, 325 ve 332 nci maddeleri hariç olmak üzere, İkinci Kitap Dördüncü Kısmın Dört, Beş, Altı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlarda, Ceza Muhakemesi Kanununda öngörülen tutuklama süresi iki kat olarak uygulanır.” biçimindeki beşinci fıkrasının İPTALİNE; iptal hükmünün, Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla 30.3.2011 günlü, 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 66. maddesinin (3) numaralı fıkrası gereğince, kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesine, oybirliğiyle,” karar verdi.
Anayasa Mahkemesi terör ve devlete karşı suçlarda tutuklulukta geçen/geçecek sürenin on yıl olarak uygulanmasını benimseyen kanuni düzenlemeyi Anayasaya aykırı buldu.
Anayasa Mahkemesi 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun’un bazı maddelerinin Anayasaya aykırılığı savı ile CHP tarafından açılan iptal davasında verdiği tek iptal kararı “tutukluluk süresi” hakkındaki TMK maddesidir.
Bu konuda verilen iptal kararı 2 Ağustos 2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlandığına göre, yayım tarihinden itibaren bir yıl sonra, yani 2 Ağustos 2014 tarihinde bu karar yürürlük kazanacaktır. Bir başka deyişle diğer suçlarda “tutukluluk süresi” hakkında uygulanan en uzun zaman beş yıl olduğuna göre; eğer 2 ağustos 2014 tarihine kadar TBMM tarafından kanuni düzenleme yapılmazsa terör ve devlete karşı suçlarda uygulanacak tutukluluk süresi de en uzun beş yıl olacaktır.
Anayasa Mahkemesi kararında, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun, 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun, 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nun, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun, 5187 sayılı Basın Kanunu’nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun bazı maddelerini değiştiren, ek madde koyan 6352 sayılı Kanun maddeleri hakkındaki iptal isteğinin tümünü oybirliği veya oy çokluğu ile reddetmiştir. (Fİ/HK)