Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) her ay açıkladığı gibi dün resmi işsiz verilerini açıkladı. Emek açısından çok da olumlu bir gelişme yok gibi. İşsizlik oranları ve sayıları önceki dönemlere ve aylara göre artış gösterdi.
Özellikle genç ve kadınlarda işsizlik oranlarında tarihi artışlar açıklandı. İş aramaktan bıkanların dahil edildiği geniş tanımlı işsizlik oranları yüzde 20 bandına yakın kalmaya devam ediyor.
Yani 15 yaş üzerinde iş yapmaya hazır olup da işi olmayanların oranı budur. İstihdam artışı, işgücü artışını massedecek kadar yeterli değil. Bu eğilimin devam etmesi durumunda yılsonu işsizlik sayıları geçen yıl yaşanan “Cumhuriyet tarihinin en yüksek değerlerini de” yani 4 milyonu aşacak gibi görünmektedir.
TIKLAYIN - Genç İşsizlik Arttı: Yüzde 21,1
Üç hafta önce açıklanan üç yıllık Orta Vadeli Programda “programlananın” aksine hem işsizlik hem de enflasyon oranlarının halen yükselmekte olduğu görülmektedir. OHAL uygulamasının başlatıldığı Temmuz 2016 döneminden bu yana istihdam artışı içerisindeki kayıtdışı istihdam oranının artma eğilimi devam etmektedir.
2017 yılından önce erkek istihdamında bazı dönemlerde istihdam artışının içerisinde kayıtdışı oranı yüzde 100’ün üzerinde iken bu eğilim 2017 yılı içerisinde kadın istihdamında daha çok görülmeye başlandı.
Aşağıdaki grafikte görüleceği üzere en son açıklanan Temmuz 2017 verilerine göre işe yerleşen her yüz kadının 74’ü kayıtdışında işe yerleşmiştir. Bu oran genel ortalamada yüzde 58’dir. Son 12 aydır işe yerleşenlerin yüzde 55’i kayıtdışı işlerde işe yerleşmiştir.
Yakın dönem bu yüksek kayıtdışılık geçen yıl aynı dönemde 34,3 olan genel kayıtdışılık oranını, yaklaşık bir puan arttırmış ve 35,2 bandına yükseltmiştir. Bu oran erkeklerde 0,6 puan artarak yüzde 30, kadınlarda ise 1,4 puan artarak yüzde 47 olmuştur.
Yani kadınlarda genel olarak zaten yüksek bir kayıtdışılık istihdamı mevcuttur. 2015 yılında düşme eğiliminde olan kayıt dışılık 10 dönemdir artış eğilimini kesintisiz sürdürmektedir.
Sigortasız çalışan 10 Milyon 131 bin kişin yüzde 41’i tarım dışı sektörlerde çalışmaktadır. Toplam istihdamın 30,8’ini oluşturan kadınlar, kayıtdışı istihdamın yüzde 41,1’ini oluşturmaktadır.
Kayıtdışı istihdamın kadınlarda yüksek olma nedenlerinden biri, kadın istihdamının tarım yoğunluklu olması ve bu sektörde kadın kayıtdışılık oranının yüzde 94,7 oranı gibi çok yüksek bir oranda olmasıdır.
Ancak tarımdışı alanlarda da kadın kayıtdışılık oranının daha yüksek olduğu görülmelidir. Özellikle ekonomik kriz dönemlerinde işgücü piyasasına daha çok dahil olmak zorunda kalan kadın emeğinin en kötü çalışma koşullarına ve en düşük ücretlere tabi kılındığı bilinmektedir.
Toplam istihdam | Kayıtdışı istihdam | Toplam kayıtdışı oranı | Tarımda kayıtdışı oranı | Tarım dışı kayıtdışı oranı | |
Toplam | 28.758.000 | 10.131.000 | 35,2 | 84,5 | 22,2 |
Erkek | 19.898.000 | 5.966.000 | 30,0 | 75,6 | 21,2 |
Kadın | 8.860.000 | 4.165.000 | 47,0 | 94,7 | 25,0 |
Kayıtdışı istihdamın neden arttığı ayrıntılı bir araştırmayı gerektirmektedir. Ancak son bir yıl içerisinde emeği koruyan birçok uygulama OHAL KHK rejimi eliyle ortadan kaldırıldı.
Gerek kamu emekçilerinin iş güvencesinin KHK’lerle aşındırılması, gerekse taşeron uygulamasının kamuda ve özel sektörde “temel istihdam biçimi halini alması”, sendikalılık oranlarının düşmesi ve örgütlü emeğin kısıtlanması, grevlerin engellenmesi, mesai ve izin düzenlemelerinin emek aleyhine yasalara tabi kılınması, bizzat işsizliğin artması gibi faktörler kayıtdışılığın artış nedenleridir.
Bunlara ek olarak milli istihdam seferberliği adı altında işverenlere teşvik verilmesi ve kursiyer/stajyer “eğreti” istihdamının kendisi bizzat kayıtdışılığın özendirilmesi şeklinde ortaya çıkmıştır.
10 milyon 131 bin kişinin yüzde 35’i ücretli veya yevmiyeli işlerde kayıtdışı çalışırken, yüzde 32’si ücretsiz aile işçisi ve yüzde 30’u da kendi hesabına çalışandır. İşveren olanların sadece yüzde 2’si kayıtdışındadır.
Tarım dışı sektörlerde kayıtdışı çalışanlar içerisinde ücretlilerin oranı yüzde 60 iken kendi hesabına çalışanlar yüzde 27, ücretsiz aile işçileri yüzde 9 ve işverenler yüzde 4'ü oluşturmaktadır.
Kayıtdışı çalışan sayısının 10 milyonu “yeniden” aşma nedenlerinden birisi olarak ifade edilen ve bir yılını dolduran “kiralık işçilik uygulamasının” legal hale getirilmiş olması, işletmelere “geçici iş ilişkisi adı altında” bir çok sürekli işi kayıtdışı yaptırma imkanı sunmuştur. İstihdam “geçici” olursa işsizlik “riski” daimi olur.
Son bir yıl içerisindeki işsizlik artışlarında bu faktör göz önünde bulundurulmalıdır. İşletmeler herhangi bir şekilde istihdamın sosyal boyutunu öngörmeden kar amacı dışında bir saikle hareket etmez hale getirilmektedir.
Özel istihdam büroları eliyle güvenceli, daimi ve aynı işyerinde istihdamın azaltıldığı bu süreçte emeğin reel kaybı sadece satın alma gücünün azalması değil aynı zamanda kayıtdışılığa itilme şeklide de gerçekleşmektedir.
Kayıtdışılığın artış nedenlerinden biri de turizm ve tarım sektöründe yaşanan krizlerin etkisi olarak ifade edilebilir. Her iki sektörde de kayıtdışı ve mevsimselliğin çok olması işsizliğin görece az artmasını açıklarken, yaşanan kayıtdışılığa dair de fikir vermektedir.
Ayrıca “sezon sonuna doğru” bu yüzbinlerin de işsiz sayısına dahil olacağı öngörülmelidir.
Sonuç olarak artan kayıtdışılık tesadüfen değil uygulanan politikaların bir sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. Kendisi başka bir yazının konusu olan “kamuda toplum yararına programlar (TYP)” kapsamında asgari ücretli olan işler için bile bir kadroya 20’den fazla kişinin başvurduğu bir yerde, avukatların ve hatta mühendislerin asgari ücretli çalıştırıldığı bir yerde, mülteci emeğinin bu kadar korumasız kaldığı bir yerde, kadın emeğinin görünmez ve değersiz kılındığı bu yerde kayıtdışılığın bu kadar yayılması olağandır.
OHAL’in beşinci uzatmasının ilan edildiği bu ülkede kayıt içinde kalmak, yani sigortalı çalışmanın yüklerini taşımak emekçilerin de tercih etmediği bir duruma dönüşmektedir.
Artık, kayıtiçi çalışmak emekli olunabileceği anlamına gelmemektedir. İhraç edilenler de dahil emekliliği geldiği halde emekli yapılmayanlar veya emeklilik işlemleri geciktirilenleri görenler kayıt içinden kaçmaktadır.
“Prim yatırsak da emeklilik hayal” , “patron, benim primimi yatırma, bir miktarını ücret olarak öde”, “kayıtlı çalışırsam sadece sigorta primi değil Zorunlu Bireysel Emeklilik (ZBU) uygulaması kapsamında da ödeme yapacağım” diyenler kayıtdışı çalışmaktadır.
Ancak bu maddelerin hiçbiri işçilerin kayıtsız, güvencesi, sendikasız, örgütsüz olmasından daha etkili nedenler değildir. Sendikalı işçilerin işten çıkarıldığı, hukuken korunmadığı bir yerde, bu tarz gelişmelerin yaşanması olağandır.
Türkiye’de uzunca bir dönemdir ekonomik büyümeye rağmen refahı artmayan büyük bir emek kesimi bulunmaktadır. “Yoksullaştıran büyüme”, “çalışan yoksullar” bu kayıtdışı çalışmanın sonuçlarıdır.
Özellikle metropollerde uzun çalışma saatleriyle yıllarca çalıştırılıp yoksullukla cebelleşen milyonların olduğu bir ülkede yaşamaya devam ediyoruz. Bu yaşamaksa! (SK/HK)