''Hayat bir çamaşır makinesi gibidir. Bazen seni kendi içine alıp öyle bir çevirir ki... Sonrasında eğer yeniden doğrulup ayağa kalkabiliyorsan, dönmeyi bırakıp sabit durabiliyorsan 'Vaoov!' dersin. 'Tamam. Anladım. Bu daha iyi, bu değil. Bu olur, bu olmaz. Dersimi aldım.' Sonra yeniden başlarsın. Bence seyahat etmek de bunun içindir. Görmek, tanımak, yaşamak içindir. Yeryüzündeki ruhani aileni de bulabilirsin. Çünkü var. Kan bağın olan ailen dışında bir de ruhani ailen var yeryüzünde. Seçtiğin ailen. Onları yeryüzünde bulabilirsin. Yoksa neden buradayız ki? Bu kadar çokuz. Bir yerlerde anneni yeniden bulabilirsin ya da babanı ya da kardeşini... Bu iyi bir şey, çünkü yalnızlık ya da boşluk hissetmezsin. Ama önemli olan önce kendinle tam olmak. Ondan sonra, gelen insanları hayatına kabul etmek.''
Doğduğu zaman kendisine verilen isim Rodrigo. 48 yaşında ve Şilili. Sonam adı Şili'de tanıştığı Tibetli rahipler tarafından verilmiş. Uzun zaman seyahat ettikten sonra İspanya'nın Granada şehrine yerleşmiş ve Sacromonte Mahallesi'ndeki mağaralardan birinde kendine sade bir yaşam kurmuş. Sierra Nevada Dağları ve El Hambra Sarayı'nı karşısına alan çingene mahallesinin dar sokaklarında çeşitli taşlar ve yaptığı takıları satarak ertesi günün ne getireceğini bilmeden günlük geçimini sağlıyor.
''Şili'deyken Tibetli rahiplerle tanıştım. Onlar keşişti, bense bilgiye erişmek için çıktığım yolun başlarındaydım. Tibetli rahipler, onlardan yardım isteyen kişilere spiritüel bir isim verirler. Çünkü, o kişiyi evlatlık almış sayarlar. Onunla bağ kurarlar. Ustam bana 'Sonam' ismini verdi. Onun isimlerinden bir tanesi de 'Sonam'dı. Sonam 'Sabırlı olan' demek. Benim öğrenmem gereken önemli şeylerden birisi buydu: Sabırlı olmak.''
''Kimseye tavsiye veremem. Ama imkanım olsaydı yalnızca kendime, 20 sene önceki kendime şunu söylerdim: Acele etme. Yaşa. Tadını çıkar. Her anı yaşa. Son 20 senem mesela, tekrar olsa her anının yeniden yaşar, o anların yeniden tadını çıkarırdım. Her an çok kıymetli biliyor musun? İçindeyken 'an' olarak öyle basit ve sıradan görünüyor ki. Ancak zaman geçtikten sonra fark ediyorsun o anlar o kadar basit değilmiş, çok önemliymiş aslında. Çünkü tek bir hakkın var.
O yüzden 'anı yaşarken dolu dolu, sevgiyle, tüm kalbinle, cesaretle ve vererek yaşa. Önemli kararlar almaktan korkma. Bu hayatı yaşa!' derdim. 'Başkalarına dürüst olmak için önce kendine dürüst ol ve korkmadan yaşa' derdim.'' (ST/AÖ)
Projeye ait sosyal medya hesapları: https://www.instagram.com/autruitr