O küçük kız çocuğunu mahvettiler. Kadınlığımı çaldılar. Bu pislik heriflerin yüzünden ben vajinamdan da nefret ettim, kendimden de nefret ettim. Kocama âşık evlendim. Yaklaşık yirmi sene resmî olarak evli kaldık. Belki binlerce kez birlikte olmuşuzdur. Kaç kere orgazm oldun diye sorarsan ikiyi, üçü geçmez. İlişki sırasında orgazm olamıyorum.
Kadın olmanın verdiği zorlukların yanı sıra, yakalandığı bipolar bozukluğun iki ucu arasında gidip gelirken hayatını yoluna koymak için türlü mücadeleler veren iki çocuk annesi bir kadın. Şimdiye kadar dört kitabı yayımlanmış bir yazar o aynı zamanda. 1977 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiş. Otuz yedi yaşında bipolar olduğunu öğrenmiş. Eşinden boşandıktan sonra tek bir bavulla sıfırdan başlamak için İzmir’e gitmiş.
Cinsel saldırıya uğradığımda on dört yaşındaydım. Hatırladıklarım şu kadar: İstiklal Caddesi’ndeydik. Bir anket yapılıyordu. Yanımda arkadaşlarım da vardı. Biz anket yapılıyor diye cevap verdik. Sonra ofislerine gidip teyit almaları gerektiğini filan söyledi. On dört yaşında bir çocuksun tabii, inandık. Uzun boylu, gözlüklü, alnı açık, üzerinde takım elbisesi olan bir adamdı. Mahşer yerinde görsem yüzünü tanırım. Bir apartmana girdik, “gel gel” dedi bana. Üst kata çıkardı beni. “Yok yok yanlış girdik, aşağıya” falan… Korktum. Çok korktum ama adamın yanından da gidemiyorum. Bağıramıyorum da. Sesimi de çıkaramıyorum. Ama bana cinsel saldırıda bulunabileceği aklıma gelmedi. Ben cinselliğin nasıl bir şey olduğunu bilmiyordum zaten. O vakitlerde bir erkeğin sana dokunmasını ve sana yapabileceklerini düşünmüyorsun. “Bu kat değilmiş, aşağı inelim” dedi. Ben “Ya ben istemiyorum, vazgeçelim” dedim. Cinsel saldırı ihtimalinden de değil. Ondan korktuğum için. Sonra ağzımı kapatarak apartmanın alt katına indirdi. Bir apartman... Beni şimdi götür desen bulamam. Orada bana cinsel saldırıda bulundu. Hiç kimseye söylemedim. İlk defa sen duyuyorsun.
Bipolarım ben. Bunu ancak 37 yaşımda öğrendim.
O dönem dükkânımızı kapatmıştık. Perişandık, işsizdik. Evde yiyecek ekmek yoktu. Kocamın da beni “merhaba” dediğim insanlarla aldattığını öğrendim. Arkadaşlarımla. Ben krizler geçiriyorum filan. Borçlar harçlar üstüme kalmış. Perişan haldeyiz. Büyük oğlum üniversite sınavlarına hazırlanıyor. Kriz geçirdim. Bir gün arkadaşımı arayıp “bana yardım edin” dedim. Doktora götürdüler. O zaman teşhis kondu. Çok terapi aldım. Şimdi düşününce... Daha çocuk yaşta uğradığım cinsel istismarlar... Ben onların taciz olduğunu büyüyünce anladım. Ve şu an bunları anlatırken kendimle yüzleşiyorum. Artık kendimi suçlamıyorum, ben fahişe değilim. Ben kötü bir şey yapmadım.
Çevremdeki birkaç kendini bilmez, bipoların seks düşkünlüğü, seks hastalığı olduğunu söyledi. Bu damgalar bana ağır geldiği için ben çevremdeki kimseye bipolar olduğumu söylemedim. Oysaki bipoların yüzlerce çeşidi var. Benimkisi duygu durum bozukluğu. Ani çıkışlar oluyor. Mutlu olunca çok! Üzülünce çok! Dibe vurunca çok! Kapalı havalara gelemiyoruz. Mevsim dönümlerine gelemiyoruz. Duyguları en üstte yaşıyoruz. Ben hayallerimde kendime cenaze törenleri düzenledim.
Daha sonra dünyada 4 bin 600 (kayıtlı bipolar) kişi olduğumuzu öğrendim. Yalnız olmadığımı öğrendim. Çocukluk travmalarının bunda önemli etken olduğunu öğrendim.
Bipolar olduğum için kendimden iğreniyorum. Çünkü vebalıymışsın gibi bakılıyor sana. Benim arınmam lazım Sinem. Yunmakla olmuyor.
Yaklaşık bir sene bipolar ilaçları kullandım. 2017’de kullanmayı bıraktım, sonraki sene hastalık tekrar nüksetti. Kendi ayaklarımla Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne gittim. Ölmek istediğimden bahsettim. Ağlama nöbetleri geçiriyorsun, krizler geçiriyorsun, uyuyamıyorsun, yiyemiyorsun, içemiyorsun, çok konuşuyorsun, hiç konuşmuyorsun...
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ndeki kadınların hikâyelerini kaleme aldım.
Kadınlar koğuşunda kırk dört kadın vardık. Bu kadınları baz alarak, içlerinden beni en çok etkileyen hikâyeleri kaleme aldım. Hikayeler şu an senaryoya çevriliyor. Lohusa sendromuyla bebeğinin canına kıyan kadın vardı. Telefonun başında bekliyordu sürekli. Elektroşok tedavisi görüyordu. Zaman zaman elleriyle göğüslerini dövüp “Bunlar süt dolu, benim oğlum aç” diye ağlıyordu. Oysaki çocuğunu öldürmüştü.
Bir de o hikâyeyi yazmama sebep olan G. var. G.’yi kocası ve kayınpederi döve döve delirtmişler. Düşünebiliyor musun? Aklını yitirene kadar dövüyorlar seni. “G. güneşi unuttu abla” dedi bana.
Bir de bir kızımız vardı. Şizofreni olabilir kendisi. Çoğu şizofreniydi. Polisler tarafından tecavüze uğradığını söylüyordu. Ne kadar doğru bilmiyorum. Küfürler yağdırıyordu. Bu üç kadın beni çok etkiledi.
Bipolar insanlara dürüst olun
Bipolar insanların bu duygu gelgitlerinde yapılacak en iyi şey onlara sarılmaktır. Onlara orada olduğunuzu hissettirmek. Sohbetin başından beri sana beş bin defa sarılmak istedim. Elini tutmak istedim. (Röportaj pandemi günlerinde yapıldığından her iki taraf da sosyal mesafeyi gözetiyordu.)
Bipolar hastalarının zihni hızlı çalıştığından çok fazla senaryo yazabiliyorlar. Onlara karşı dürüst olsunlar. Yalan söylemesinler. Çünkü söylenen yalanı fark ettiğinde kişi kafasında bin türlü senaryo yazabiliyor. Ve o yazdığı senaryolar senin söyleyeceğin gerçekten daha acı olabiliyor. “Seni istemiyorum” demek daha az canını yakar. “Çok konuşuyorsun. Başım ağrıdı. Bana biraz müsaade et. Ama seni seviyorum bak.” Öteki türlü yalanla kaçışını bipolar anlıyor zaten. Ve daha kötü etki ediyor bu durum.
Ömür dediğin üç gün, o da bugün. Dün geçti, yarın muamma. Can Yücel’in dediği gibi. İyileşmek isterim. Normal insanlar gibi olmak isterim. Bir de yalnız ölmek istemiyorum. Başka da hiçbir şey istemiyorum. Elimden tutup “Hadi gel ya” diyecek biri olsun isterim. Nereye olsa giderim. Beni seven ve benim de sevebileceğim biri olsun isterim. Biri vardı. Adı Gündüz idi. Onunla pazar günü buluşacaktık, salı günü öldü. Bana “En çok çocuklarınla güzelsin” diyen, adı gibi aydınlık bir adamdı. Geç kaldık birbirimize.
En büyük hayalim bir gün metro çıkışında duvarlarda senaryoma ait afişleri görmek. Ölümsüz olmak istiyorum. Çünkü, ölüm bitiş değil, başlangıç.
Fotoğraf/yazar: Sinem Taş
Editör: Perçem U. Yıldızbaş
Projeye dair detaylar:https://www.instagram.com/autruitr
(ST/AS)