Görsel:tarihiolaylar.com
Bizim buraların ilçelerinin birinde hayli yıllar evvel yaklaşan yerel seçimler için belediye başkan adayları son hızla propaganda yarışındalar.
Adaylardan biri mikrofonda; “Babamı tüm ilçe halkı olarak tanır bilirsiniz. Sert biridir. Onun bu sertliği nedeniyle kimileriniz belki bana oy vermeyeceksiniz. Olsun vermeyin! Ama bana oy vermeyecekseniz bari şu dinden, imandan söz edip oy isteyen şeyhe de oy vermeyin!
“Ya hu sahiden sizi anlamakta zorluk çekiyorum. Adamların çocuğu oluyor, daha bir haftalıkken şehre hastaneye doktora götürüp muayene ettiriyorlar. Siz ise yeni doğan çocuğunuzu şeyhe götürüp şifa olur diye ağzına tükürtüyorsunuz çocuğun!
“Eğer şeyhin tükürüğü ilaçsa, niye kendi çocuklarının ağzına tükürmüyor ki!”
Olay ironik. Belki hayli yıllar evvelinden kalma. Ama maalesef durum olanca çıplaklığıyla bu!
Bugün adına “Z Kuşağı” denilen gençlerden birinin konuştuğu kısacık video kaydını izledim.
“Biz kaynak, destek kitaplarını alacak para bulamıyorken! Bizi yöneten politikacılar çocuklarını yurt dışında Avrupa’da Amerikalarda okutuyor. Nasıl güvenelim, nasıl inanalım onlara. Niye onların çocukları burada değil!...” diye soruyor.
Özetin özeti; başına kuş pislenmesinin maalesef “kısmet” sayılıp şans oyunu bayilerine koşulduğu bir gelenekten geliyoruz.
O sebeple “başa gelen çekilir” kaderdir. Ve yine ol sebeple de keder bir yaşam biçimidir coğrafyada...
(ŞD/EMK)