Kamu kurumları yasakları seviyor. Eğer konu medya ise daha çok seviyor. Yargı “yayın yasaklarından” hoşlanıyor. Yasak koymak, yasağı buyurmak, bir gücün simgesi gibi, gerekçesi ne olursa olsun.
Reyhanlı ilçesinde 11 Mayıs 2013’de meydana gelen patlamalar sonucunda bir çok insan yaşamını yitirdi ve bir çok yaralı vardı. Bombalar patladı, görüntüler televizyon ekranlarına taşındı, internet medyasına hemen yayıldı. Savcılık olayla ilgili soruşturma açtı. Mahkemeye 11.05.2013 tarihli yazısıyla başvuruda bulundu ve yayın yasağı istediği yazısında şöyle dedi:
“Ceza Muhakemesi Kanununun tüm hükümleri, Ceza Muhakemesi Hukuku genel ilkeleri, CMK md. 153 Kalem Yönetmeliği md. 45 hükmü (…) ve Basın Kanunu md.3 vd hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, hazırlık soruşturmasının gizliliği izahtan vareste olduğu, Hazırlık soruşturmasının gizliliğinden amaç ise soruşturmaya ilişkin delil kapsamında olan her bilgi ve görüntüdür. Bu kapsamda yasanın ve CMK madde 153’ün amacı soruşturmanın gizliliğini korumaktır. Bu gizliliğin müdafiye karşı korunmasının yanında müdafi dışındaki kişi ve kurumlara karşı da korumanın esas alındığı,
Ayrıca soruşturmaya ilişkin patlama olayıyla ilgili olarak yazılı ve görsel medyada yayınlanan olay yerinin ayrıntılı görüntüleri, olayda ölen ve yaralananlara ilişkin görüntüler ve bilgiler de olay soruşturmasına ilişkin ve soruşturma kapsamındaki bilgi ve görüntüler olup bunların görsel ve yazılı medyada yayınlanması da soruşturmanın gizliliğine zarar verecek ve soruşturmanın geleceğini tehlikeye düşürecek hususlardan olduğu,
Tüm bu nedenlerle söz konusu soruşturmaya ilişkin ve dosya ve soruşturma kapsamı içinde kalan olay yerine ve olayda ölen ve yaralananlara ilişkin ve olay içeriğine ilişkin her türlü sesli ve görüntülü yazılı ve görsel medyadaki yayınlar ile internet ortamındaki bu kapsamdaki bilgilerin CMK madde 153 vd maddeleri gereğince YAYINLANMASININ VE GÖSTERİLMESİNİN YASAKLANMASINA karar verilmesi…”
Savcılığın talebini kabul eden Reyhanlı Sulh Ceza Mahkemesi; “…söz konusu soruşturmaya ilişkin ve dosya ve soruşturma kapsamı içinde kalan olay yerine ve olayda ölen ve yaralananlara ilişkin ve olay yerine ilişkin her türlü sesli ve görüntülü yazılı ve görsel medyadaki yayınlar ile internet ortamındaki bu kapsamdaki bilgilerin CMK md 153 vd maddeleri gereğince YAYINLANMASININ VE GÖSTERİLMESİNİN YASAKLANMASINA” karar verdi. (Reyhanlı Sulh Ceza Mahkemesi 11.05.2013 tarih 2013/584 Değişik İş Kararı)
Reyhanlı Sulh Ceza Mahkemesi bu kararıyla yayın yasağı koymuş oldu. Hem de yayın yasağı Ceza Muhakemesi Kanunun 153. maddesi gereğince konuldu. Yapılan itiraz üzerine Hatay 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi 15.05.2013 tarih ve 2013/811 değişik iş sayılı kararıyla itirazın kabulü ile Reyhanlı Sulh Ceza Mahkemesi'nin yayın yasağı kararının kaldırılmasına karar verdi.
Kim veya kimler itiraz etti? Yayın yasağının kaldırılmasının gerekçesi nedir?
Ömrü en kısa olan yayın yasaklarından birine tanık olduk. Yayın yapmak yasaktı ama hiçbir yayın organı aldırmadı bile. Herkes yayın yaptı. Hükümet üyeleri kendilerine uzatılan mikrofonlara ne dedilerse, haber oldu ve yayınlandı. Belki de bu karar, şimdiye kadar verilen yayın yasakları kararları içinde hiç uygulanmayan bir karar oldu. Kararın kendisinin ömrü bile kendi koyduğu yayın yasağının uygulamasına yetmedi bile. Bu gerekçeyle verilmiş bir kararın benzerine az rastlanır. Savcılık talebini CMK 153 üncü maddeye, CMK’nun tüm maddelerine, Ceza usul hukukunun genel ilkelerine ve Basın Kanunun 3. Maddesine dayandırmış. Mahkeme kararını CMK 153. maddesine göre vermiş.
Ceza Muhakemesi Kanununda “soruşturmanın gizliliği” düzenlenmiştir. Kanununun başka hüküm koyduğu haller saklı kalmak ve savunma haklarına zarar vermemek koşuluyla soruşturma evresindeki “usul” işlemleri gizlidir (Madde 157). CMK’nun 153 üncü maddesi ise müdafiinin dosyayı inceleme hakkı ile ilgilidir.
Yayın yasağı konulmasını isterken veya yayın yasağı konulmasına karar verilirken akla “müdafiinin dosyayı incelemesi” ile ilgili hüküm gelir mi? Kanun, hiç mi okunmaz?
Avukatlar, müdafii soruşturma evresinde dosya içeriğini inceleyebilir. Yasal haktır. Müdafiinin dosyayı incelemesi veya belgelerden örnek alması “soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecek” ise, Cumhuriyet savcının istemi üzerine, sulh ceza hâkiminin kararıyla bu yetkisi kısıtlanabilir. Bu düzenleme CMK’nundaki 153 üncü madde düzenlemesi… Bu maddenin “yayın yasağı ile” ne ilgisi var?
Akılda kalan avukat, akılda kalan müdafii, akıldaki sınırlama ve yasak. Akıldan çıkmayan ise her koşulda müdafiinin hakları nasıl kısıtlanır? Hiç uymayan bir kanuni düzenlemeden yola çıkılarak muhakkak yasak getirmek veya illa yasaklamak için; içinde “kısıtlama” geçen, yasak geçen her ceza muhakemesi düzenlemesi, her kanun maddesi sanki her yasağa uyuyormuş gibi… Ceza Muhakemesinin Altıncı Kısım “savunma” bölümünde yer alan avukatlara yönelik dosya inceleme hakkının sınırlandırılması hakkındaki bir maddenin bile iddia makamı tarafından; toplumu derinden sarsan bir soruşturma sırasında nasıl görüldüğünü, buna dayalı olarak nasıl bir yasaklama istendiğini gördük, anladık…
Yeni Ceza Muhakemesi Kanunu ile soruşturma evresinin imparatorunun artık savcılık makamı olduğunu söyleyen kanun yazıcılarına sormak gerekiyor; halkın bilgi edinme ve gerçekleri öğrenme hakkı ya da basın özgürlüğü basit bir ceza usul işlemi midir?
Olmadığını Onuncu Köy gazetesi ve sahibi Halit Basık kanıtladı. Kutlamak gerekir. Böyle yayın yasağı olmaz dedi itiraz etti. Hatay Ağır Ceza Mahkemesi de “…itiraz edenin itirazının yerinde olduğu, CMK 153 maddesinin böyle bir yasaklamaya izin vermediği anlaşıldığından itirazın kabulüyle…” Reyhanlı Sulh Ceza Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verdi.
Büyük medya ve internet medyası ise; ne Onuncu Köy gazetesinden bahsetti, ne Hatay 1. Ağır Ceza Mahkemesi kararının gerekçesinin ne olduğunu araştırdı, ne de sordu. Hatta yayın yasağı kararın kaldırıldığına dair RTÜK “duyurusunu”, Hatay 1. Ağır Ceza Mahkemesi kararı diye haber bile yaptılar. Hangi gerekçeyle ve neden yayın yasağının kaldırıldığını merak bile etmeyen, haber yapmayan, araştırmayan “gazetecilik”ler…
Ne diyebiliriz ki? Böyle kanun, böyle yayın yasakları, böyle imparatorlar, böyle kararlar!
Ve en hazini, meraksız medya…