Hatay Reyhanlı’daki bombalı saldırıyla ilgili getirilen yayın yasağını Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi, İnsan Hakları Merkezi’nden Yrd. Doç Dr. Kerem Altıparmak ile Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yasemin İnceoğlu’na sorduk.
bianet’e konuşan Altıparmak kararın neden alındığına ilişkin bir neden gösterilmediği, bu şekilde Anayasa’da korunan ifade özgürlüğünün bir parçası olan haber alma hakkının kısıtlanamayacağını söyledi.
İnceoğlu ise uygulamanın düpedüz sansür olduğunu, Medya çalışanlarının mesleklerini icra ederken uymaları etik davranışlar ilkelerinin yine medya tarafından tayin edilebileceğiniz ifade etti.
Altıparmak: Yalan haberi önceden engellemek sansürdür
Kararın muğlak olduğunu ifade eden Altıparmak bu karar ile yüzlerce fotoğraf ve ifadenin tamamına kısıtlama getirmenin mümkün olmadığını söylüyor.
“Soruşturmayı tehlikeye atacak bir durum varsa, kararın her ne ise ona sınırlama getirmesi gerekir. Aksi halde Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 153. maddesine dair sınırlama getirilen tüm kriminal vakaların haberleştirilmesine de sınırlama getirebilirsiniz.
“Soruşturmaya gizlilik kararı delillerin kaybolması, faillerin kaçma ihtimali gibi sebeplerle alınır. Burada böyle bir koşul yok. Yani yasaklananla amaç arasında bir niyet bağı yok.”
Altıparmak hükümet sözcüsü Hüseyin Çelik’in yayın yasağı gerekçesi hakkındaki “Çok zaman gazeteciler kulis haberlerini, birbirlerinden duyduklarını, sokaktan geçen birinin anlattığını da haber atlatma endişesiyle haber yapabiliyorlar, ülkemizde böyle hadiseler olduğu zaman kan gölü manzaralarını gösterenler, insan organlarını teşhir etmeye varıncaya kadar şahit olduk” sözleriyle ilgili şunları söyledi:
“Kararda ‘insan onurunu korumak’ amacı gibi bir ifade geçmiyor. Bilakis soruşturmanın gizliliği açısından böyle bir karar alınmış. Ki yalan haberciliği önceden engellemek sansür demektir. Bunun yasal dayanağı olamaz çünkü sansür Anayasa’da yasaklanmıştır.”
İnceoğlu: Medyayı medyanın etik kuralları denetler
İnceoğlu ise yayın yasağının sansür olduğunu ve bilgi kirliliğine olanak sağladığını belirterek medyanın yine ancak kendisi tarafından belirlenen etik kurallarla denetlenebileceğini söylüyor.
“Reyhanlı’da uygulamaya sokulan düpedüz sansürdür, böylelikle kamunun bilme edinme hakkı da ihlal edilmiştir. Basın özgürlüğü ihlali olmasının yanı sıra, dezenformasyon ve mezenformasyon dediğimiz eksik, yalan, yanlış ve çarpıtılmış habere olanak sağlayan bir ortam sunulmakta bu da enformatik kirliliğe yol açmaktadır.
“Medya çalışanlarının mesleklerini icra ederken uymaları gereken birtakım etik davranışlar ilkeleri vardır, bunu tayin eden medyanın kendisidir, mekanizmanın adı da oto-kontroldür, yani öz-denetim. Sağlıklı bir öz-denetim mekanizması ‘özgürlük-hak-sorumluluk’ üçlemesi içinde işler.
“Medyanın özdenetimini sağlamakla yükümlü olan tek bir merci vardır, o da medyadır, batılı demokrasilerde iktidarlar medyanın öz-denetim mekanizmalarını denetlemeye kalkmazlar. Ayrıca Türkiye’de kan ve beden parçaları görüntülerine göstermeme hassasiyeti yeni mi türedi, bugüne kadar yayın yasağının konmadığı bir sürü terör olayı yaşanmadı mı?
"Dünyadaki basın ve haber konseylerinin diğer bir adı da dişsiz bekçi köpeğidir (teethless watchdog). Dişsiz diye adlandırılmalarının nedeni, etik kodlara yani ahlaki kurallara uyulmadığı takdirde cezai yaptırım uygulanmamasıdır. Uyarma, kınama bir tür deşifrasyon etkili bir yöntemdir."
İnceoğlu Türkiye’deki Basın Konseyi ve Medya Derneği’nin gerek oluşumları gerekse şikayetleri değerlendirme ve basın özgürlüğün ihlallerine karşı gösterdikleri tepkide nesnel davranmadıklarını bunun sorunlara yol açtığını ifade etti.
Ne olmuştu?
12 Mayıs’ta Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde meydana gelen bombalı saldırının ardından Reyhanlı Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine Reyhanlı Sulh Ceza Mahkemesi CMK 153. maddeye gerekçe göstererek yayın yasağı getirmiş, karar Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun sitesinde açıklanmıştı.
Kararı gazeteci meslek örgütleri Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Federasyonu ve Basın Enstitüsü Derneği tepki göstermiş, bugün d CHP Denizli Milletvekili İlhan Cİhaner ile Basın Konseyi itirazda bulunmuştu.
Bugün yayın yasağıyla ilgili açıklama yapan hükümet sözcüsü Hüseyin Çelik ise kararı alma nedenlerini “Çok zaman gazeteciler kulis haberlerini, birbirlerinden duyduklarını, sokaktan geçen birinin anlattığını da haber atlatma endişesiyle haber yapabiliyorlar, ülkemizde böyle hadiseler olduğu zaman kan gölü manzaralarını gösterenler, insan organlarını teşhir etmeye varıncaya kadar şahit olduk” sözleriyle açıklamıştı. (EA)