Michel Foucault, Hapishanenin Doğuşu adlı kitabında, cezanın bedene yönelik bir azap verme yöntemi olarak kullanılırken suç işleyen kişilerin meydanlarda çeşitli bedensel cezalara maruz bırakıldığını ama bir süre sonra “modern” hukukun da etkisiyle bu yöntemlerde “insanileşmeye” gidildiğini anlatır[1]. İşte hapishaneler[2], bu değişim esnasında uygulama alanı bulmaya başlamıştır. Foucault, “insanileşme” kelimesine verdiği mecazi anlamı şu sözlerle ifade eder: “Adalet, artık infaza eklenmiş olan şiddeti halkın önünde üstlenmekten vazgeçmiştir.” Yine aynı kitapta, hapis cezasının hiçbir zaman sadece özgürlükten yoksun bırakma olmadığına dair verdiği örneklerde modern ceza adaleti mekanizmalarının “azaba yönelik” bir dip tarafının varlığını da hatırlatır.
Hapsetme, günümüz ceza adaletinde suçun ve suçlunun tespiti sonucunda uygulanan en bilinen yaptırımlardan biridir. Verilecek ceza, çeşitli ülkelerde ve sistemlerde geniş bir skalaya yayılır. Onarıcı adalet, mağdur ve faile kendini ifade etme alanını daha geniş tanırken, toplumun da bu suçtan nasıl etkilendiğini dikkate alır. Bu yaklaşım, adalet arayışının asıl amacının faili cezalandırmak olmadığını ortaya koyar. Cezalandırıcı adalet ise azaba daha çok tutunur ve idam cezasını dahi bünyesine dahil eder.
Dünyada hala çocuklar hakkında ölüm cezası veren ülkeler vardır. Uluslararası Af Örgütü, 2021’deki bir yayınında, 1990’dan 2021’e kadar çocukların ölüm cezası aldığı ülkeleri İran, Nijerya, Pakistan, Suudi Arabistan, Yemen ve Amerika Birleşik Devletleri olarak listelemiştir.[3]
Kadın hapishanelerindeki çocuklar
Türkiye’deki yasalara göre, 12 yaşından küçük çocuklar yaptığı eylemler dolayısıyla ceza yargılamasında fail olarak yer alamaz. Diğer bir deyişle fiili işlediği iddia edilen anda 12 yaşından küçük olan çocukların ceza sorumluluğu yoktur. 12 yaşından sonra çocuklar eylemleri dolayısıyla yargılanabilir, tutuklanabilir ve haklarında hapis cezası verilerek hapishaneye gönderilebilir.
Hapishanedeki çocuklar sadece 12-18 yaş arasındaki çocuklar değildir, 0-6 yaş arası çocuklar da annelerinin yargılama dosyaları dolayısıyla hapishaneye girebilir. Hatta hamile kadınların hapsedilmesi önünde de yasal bir engel olmadığı için kadınlar hapishaneden hastaneye sevk edilerek doğum gerçekleştikten sonra çocuğuyla birlikte hapishaneye geri dönebilir. Bu çocuklar çoğunlukla kadın hapishanelerinde, kimi zaman erkek hapishanelerinin kadın koğuşlarında ve görece yeni bir uygulama olan ve kampüs hapishanelerinde müstakil olarak ya da kadın hapishanelerinin bir bölümüne konuşlanan anne-çocuk ünitelerinde de tutulabilir. Bu üniteler şimdilik İstanbul Marmara, Diyarbakır, Ankara Sincan ve Erzincan’da bulunmaktadır[4].
Hapsedilme hangi hukuki kararın sonucudur?
1) Tutuklama: Kişinin yargılaması devam ederken kaçması ve/veya delilleri karartmasından şüphe duyuluyorsa kişi, hakim kararıyla “tutuklu” statüsünde hapishaneye gönderilir.
2) Hapis Cezası: Kişi hakkındaki yargılama sonunda verilen hükümde eğer nihai karar olarak hapis cezası veriliyorsa, süresine bağlı olarak kişi “hükümlü” statüsünde hapishaneye gönderilir.
0-6 yaş arasındaki bir çocuğun annesi tutuklandığında çocuk tutuklu anneyle birlikte hapishaneye girebilir.[5] Ancak hakim, annenin tutuklanması yerine başka bir koruma tedbiri ile denetim altında olmasına da karar verebilir. Örneğin, elektronik izleme yöntemiyle konuttan ayrılmama, tutuklamadan sonraki en kısıtlayıcı koruma tedbiri olarak karşımıza çıkar ve çocuğun anneyle birlikte hapishane yerine evde gözetim altında olması sağlanabilir.
Anne hakkındaki hapis cezası kesinleştiğinde ise kanun, çocuk 1,5 yaşına gelene kadar hapis cezasının infazının ertelenebileceğini düzenler. Yani anneye verilen hapis cezasının uygulanmasına, çocuk 1,5 yaşına geldikten sonra başlanır. Ancak buraya bir istisna getirilmiştir. Cezanın infazı için çocuğun 1,5 yaşına gelmesini beklemenin ön şartı, annenin eylem ve tutumları sebebiyle tehlikeli olmadığına karar verilmesidir.
Annenin eylem ve tutumları nedeniyle tehlikelilik değerlendirmesi, infazda eşitliği kaldıran, politik iklime, kurum idaresinin takdirine göre değişen ve başta suç tipi olmak üzere annesi üzerinden çocuğun ayrımcı muameleye tabi olduğu sorunlu bir düzenlemedir.
Çocuk mahpuslar
12-18 yaş arasındaki tutuklu çocukların nerede tutulacağı, hangi ilde tutuklandıklarına ve cinsiyetlerine göre değişiklik gösterir. Tutuklu oğlan çocuklar, Türkiye’deki 9 adet[6] çocuk ve gençlik kapalı ceza infaz kurumunda tutulur. Ancak, tutuklanan çocuğun bulunduğu ilde bir çocuk hapishanesi yoksa, yetişkin hapishanesinin çocuk koğuşuna gönderilir.
Çocuğun, başka bir ildeki çocuk hapishanesine ne zaman sevk edileceği ise çoğunlukla belirsizdir. Eğer ilde bir çocuk hapishanesi varsa, çocuk doğrudan buraya gönderilir. Ancak, çocuk hapishanesinin kapasitesinin dolu olması durumunda, çocuk yetişkin hapishanesinin çocuk koğuşunda tutulmaya devam eder.
Tutuklu kız çocuklar ise kural olarak kadın hapishanelerinin çocuk koğuşlarında tutulur. Eğer tutuklandıkları ilde bir kadın hapishanesi bulunmuyorsa, erkek hapishanesinin kadın koğuşuna gönderilirler. Çocuğun buradan bir kadın hapishanesine gönderilmesine dair gözlenmiş bir uygulama ise yoktur.
12-18 yaş arasındaki hükümlü çocuklar ise çocuk eğitimevi adındaki ceza infaz kurumlarına gönderilirler. Bunlar, Türkiye’de 4 tanedir. Hükümlü kız çocuklar İzmir’deki eğitimevinde, hükümlü oğlan çocuklar İstanbul, Ankara ve Elazığ’daki eğitimevlerinde tutulurlar.
İnfaz Kanunu’nda “gençlik ceza infaz kurumları” adı altında müstakil kapalı hapishanelerden bahsedilse de uygulamada iki kurum birleşerek çocuk ve gençlik ceza infaz kurumları haline getirilmiştir. 18 yaşını dolduran gençlerden çok azı bu kurumlarda tutulmaya devam eder. İyi halli olmaları ve eğitimlerine devam edip etmemelerine göre 18-21 yaş arasındaki gençlerin çocuk ve gençlik kapalı ceza infaz kurumlarında ve çocuk eğitimevlerinde tutuldukları gözlemlenmektedir.
Bir çocuğun hangi hapishanede tutulduğu, çocuk haklarına erişimi konusunda birbirinden çok farklı sonuçlar doğurur. Gelecek yazıda, çocukların hapishanelerde tutulma koşullarından bahsedeceğiz.
Dipnotlar:
[1] Michel Foucault, Hapishanenin Doğuşu (Çev. Mehmet Ali Kılıçbay, İmge Kitabevi, 2019.
[2] Terimsel anlamda hapishaneler ve mahpuslarla ilgili söylem analizine ve dildeki değişime dair Mustafa Eren’in bianet’teki yazısına göz atabilirsiniz: https://bianet.org/yazi/hapishane-den-cezaevi-ne-turkiye-de-degisen-mahpusluk-139818
[3] https://www.amnesty.org/es/wp-content/uploads/2021/06/act500111998en.pdf
[4] CİSST’in anne-çocuk ünitelerine dair Adalet Bakanlığı’na yaptığı bilgi edinme başvurusuna yanıt alınamamsı sebebiyle Kamu Denetçiliği Kurumu’na başvurulmuş ve anne-çocuk ünitelerinin buralarda faaliyete geçtiği, bakanlığın Kamu Denetçiliği Kurumu’na verdiği yanıt ile öğrenilmiştir.
[5] 0-6 yaş arası çocuğun hangi kriterlere bakılarak annesiyle hapishaneye gönderilebileceği, serinin ilk yazısında aktarıldı: https://bianet.org/yazi/iyi-cocuk-kotu-cocuk-hapisteki-cocuk-301871
[6] Çocuk ve gençlik kapalı ceza infaz kurumları Ankara, Diyarbakır, Hatay, Kayseri, Mersin, Samsun, İstanbul, İzmir, Tekirdağ’dadır.
(CS/VC)