"...futbolda şike iddialarına ilişkin soruşturma kapsamında, Süper Lig ve Bank Asya 1. Ligi'nde toplam 19 maçta şike ve teşvik faaliyetlerinin gerçekleştirildiğinin tespit edildiği ve delillendirildiği, suç örgütü tarafından yetkisiz menajerlik yoluyla yüksek miktarda haksız kazanç temin edildiği, bazı spor kulüplerinin hesaplarında usulsüzlükler yapıldığı, bazı futbolcuların da tehdit edilerek kulüpteki alacaklarından zorla vazgeçirildiklerinin tespit edildiği..." (AA'nın haberi)
Haberin kaynağı ise İstanbul Emniyet Müdürlüğünün basın bildirisi... Soruşturma, Aralık 2010'dan itibaren sürüyormuş...
Basın bildirisinde yazılı olanlardan birazı şöyle: "Suç örgütü tarafından yetkisiz menajerlik yolu ile yüksek miktarda haksız kazanç temin edildiği, bazı spor kulüplerinin hesaplarında usulsüzlükler yapıldığı, bazı futbolcuların da tehdit edilerek kulüpteki alacaklarından zorla vazgeçirildikleri,
Ayrıca Türkiye Futbol Federasyonu tarafından 31 Mart 2011 tarihinde gerçekleştirilen Futbolcu Temsilcisi sınavı sorularının da suç örgütü tarafından ele geçirildiği ve daha sonra sınava katılan adaylara fahiş fiyat karşılığında satıldığı,
Örgütlü bir şekilde, Süper Lig ve Banka Asya Birinci Ligindeki toplam (19) maçta şike ve teşvik faaliyetlerinin gerçekleştirildiği tespit edilmiş ve delillendirilmiştir".
İEM'nün web sayfasında da yer alan "Basın Bildirisi" sonuna İstanbul Emniyet Müdürlüğünün, organize suç örgütlerine karşı geçmiş dönemde yürüttüğü mücadele sonunda birçok organize suç örgütünün çökertildiği başarılı operasyonlara, hassasiyetle ve titizlikle devam edildiği yazılı...
Sonra da şöyle bir teşekkür cümlesi; "Bu mücadelemizde vatandaşlarımızdan aldığımız büyük destek bizi son derece memnun etmekte ve motivasyon kaynağımız olmaktadır."
Görüldüğü üzere, AA haberi İEM'nün açıklamasının tekrarı...
AA haber bültenine göre 1. Ligde toplam 19 maçta şike ve teşvik faaliyeti gerçekleştirilmiş. Kesin bir dille açıklanan bu...Haber, ise (görüntülü)...
Demek ki bizlerin televizyonlarda izlediğimiz görüntülerdeki, gözaltına alınanlar, yapılan aramalar, arabaların durdurularak içinden indirilen kişilerin gözaltına alınması, aramalarda ele geçenler, ele geçenlerden yakın çekim fotoğraflar, kasalarda bulunan silahlar ve bu silahların yakın ve ağır çekim kasadan çıkarılışı, kameraya yakın gösterilmesi, masa gözlerinden alınan bazı yazılar, yazılı belgeler, iki polis memurunun ortasında gözaltına alınma sırasında merdivenlerden inen şüphelilere ait olan görüntüler, İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından medyaya basın bülteni ekinde dağıtılmış.
Neden? Neden şimdiye kadar uygulanmayan böyle bir basın bildirisi ve görüntü dağıtılması yöntemi seçildi? Neden basını "bilgilendirme" ve "görüntü vermeye" gereksinim duyuldu?
Önceki suç örgütlerinin soruşturmaları sırasında verilmiş kısıtlama kararlarına rağmen, şüphelilerin ifadelerini medyaya kim verdi?
Söz konusu soruşturma dosyası hakkında "kısıtlama" kararı yok mu?
İstanbul Emniyet Müdürlüğünde soruşturma yapmak görevi olan memurlar, CMK'nun 250 ve 251 inci maddelerine göre görevli ve yetkili Savcılık gözetim ve talimatlarına bağlı olduklarına göre, basına görüntü verilmesi ve basın bülteni yayınlanması konusunda özel yetkili soruşturma Savcılığının talimatı var mıdır? Varsa nasıl bir talimatı vardır? Basın Bülteni hazırlanmasına ve medyaya görüntü verilmesine kim karar vermiştir?
Soruşturmayı yürüten Savcılık basını bilgilendirme bülteni dağıtacak mıdır? Basın toplantısı yaparak medyayı bilgilendirme düşünülecek midir?
Soruşturma devam edeceğine göre daha sonra bu soruşturmanın nasıl gittiği, nasıl sonuçlanacağı, ne zaman iddianame hazırlanacağı, ne zaman dava açılacağı, yeni deliller elde edilirse, yeni gözaltına alma işlemi yapılırsa yeniden basın bildirisi dağıtılacak mıdır? Soruşturma süreceğine göre, düzenli bilgi verilmesi düşünülmekte midir?
Bu soruşturma hakkında İstanbul Valiliğinin herhangi bir basın açıklaması var mıdır? İleride yapmayı düşünmekte midirler? Emniyet Basın Bildirisi gazetecilere verilmeden önce İstanbul Valililiğinin "oluru" var mıdır?
Soruşturma devam ederken, basında tutuklanan kişilerin ifadeleri yayınlarsa ne olacaktır? İfadelerin yayınlanması soruşturmanın gizliliğini ihlal mi sayılacaktır?
Devam eden soruşturma sırasında İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından "kesin" ifadelerle suçun "örgütlü suç" olduğu, "suç örgütünün çökertildiği", şüphelilerin bu olayların failleri olduğunun "delillendirildiği" açıklandığına göre; soruşturmanın gizliliği ihlal edilmemiş midir?
Yapılan İstanbul Emniyet Müdürlüğü basın açıklamasıyla ve yayınlanan AA haberi ile haklarında henüz iddianame düzenlenmemiş ve yargılanmamış olsalar bile daha şimdiden "suçlu" ilan edilmiş olmadılar mı? Bazı kişiler hakkında soruşturma sonunda takipsizlik kararı verilecek olursa ya da haklarında dava açılsa bile, gözaltına alınanlar, tutuklananlar, salıverilenler şimdiden suçlu kabul edilmiş olmuyorlar mı?
Soruşturma evresinde kişilerin suçlu olarak damgalanmasını sağlayacak şekilde görüntüler medyaya verilmek suretiyle yayınlanmış olmadı mı? Suçlu gösterilerek kamuoyu nezdinde "damgalanmış" olmadılar mı?
Soruşturmanın gizliliğini alenen ihlal etmek suç olduğuna göre, şike haberlerini yapan gazeteciler suçlu mudur?
Soruşturma aşamasında alınan ve kanun hükmü gereğince gizli tutulması gereken kararların ve bunların gereği olarak yapılan işlemlerin gizliliğini ihlali açısından aleniyet aranmadığı halde, basın bildirisi ile ekinde dağıtılan görüntüler televizyon ve internette yayınlandığına ve aleniyete kavuştuğuna göre oluşan suçların faili kimlerdir?
Kim suçlu?
Basın bildirisi yazanlarla ekinde görüntüleri dağıtanlar mı? Bültene ekli görüntüleri çekerek, kişilerin gizli yaşamlarını kaydedenler mi? Yayınlayanlar mı suçlu?
Basın bildirisini haberleştirip ekinde yer alan görüntüleri yayınlayan gazetecilerin suçu ne?
Bu nasıl bir ceza adalet sistemidir ki; yasaların uygulanmasından sorumlu olanların neden olduğu yasaya aykırılık yüzünden sadece gazeteciler yargılanmaktadır.
Bu nasıl bir uygulamadır ki; hakkında soruşturmanın gizliliğini ihlal iddiasıyla veya adil yargılamayı etkilemeye teşebbüsten dolayı sadece gazetecilere dava açılmaktadır? (Fİ)