“Küçük Feministin Kitabı” Güldünya Yayınları’ndan çıktı.
Sassa Buregren’in 2006’da yazdığı kitabın, çevirmenliğini Ünzile Tekin, editörlüğünü ise Ayşe Düzkan yaptı.
Kitap, çocukların (ve bence yetişkinlerin de) kadın hareketi tarihini ve taleplerini öğrenebileceği bir hap gibi. Miras hakkından oy hakkına, mesleğinde ilk olan kadınlardan ev içi iş bölümüne, özsavunmaya, bu kadar çok bilgi 120 sayfalık resimli bir kitaba sığdırmak kolay bir iş değil.
Kitap, kahramanımız Ebba’nın gazeteyi karıştırırken gördüğü G8 zirvesi fotoğrafında hiç kadın olmadığını fark etmesiyle başlıyor. Ebba’nın sorgulamaları, üç kız ve iki oğlan çocuğundan oluşan “Beşler” grubunu kurması ve feminist anneannesiyle sohbetleriyle devam ediyor.
“Annelerimizin ataları” üzerine başlayan sohbet, kadınların haklarını nasıl mücadelelerle kazandığına doğru uzuyor. Yazar sözünü sakınmadan anlatıyor kadınların verdiği mücadeleyi ve zorlukları. Yani “aman çocuklara anlatıyoruz, yumuşatalım da anlatalım” gibi bir tavır yok kitapta. Gerçek neyse o. Açlık grevlerini, açlık grevindekilerin nasıl zorla beslendiğini, hepsini tek tek anlatıyor.
Kitap çocuklar için olduğundan, toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri laf hiç dolandırılmadan, doğrudan bir dille ifade edilmiş. Ben en çok bu kısmını sevdim kitabın. Anlatılanları çocukların, eril bakış açısına sahip yetişkinlerden daha kolay anlayacağını, hatta bağzı yetişkinleri rahatsız edebileceğini düşündürdü bana.
Tabii çocukların kendi günlük hayatından bağlantı kurabileceği anekdotlar eksik edilmemiş:
(Beşler grubunun üyeleri eşitsizlikleri konuşmak üzere toplanır)
- Eğer kızsanız, yumuşak ve zayıf olduğunuzu, erkekler ve süslenmekten başka bir şeyle ilgilenmediğinizi snaıyorlar.
- Sınıfımdaki oğlanlar yüksek sesle konuşuyor. Dersi dinleyebilmemiz için, öğretmenlerimiz onlara susmaları gerektiğini ancak bağırarak söyleyebiliyor.
Kitap “iktidar nedir” gibi soruları da çocukların anlayacağı dilden anlatıyor:
Tuve ve Sol, kum havuzunda kavga ediyorlar. Sol daha güçlü olduğu için küreği alıyor. Sol iktidar sahibi. (Burada Sol’un özel isim olduğu notunu düşme gereği hissettim.)
Ebba yeni şapkasıyla okulun bahçesinde bğir grubun önünden geçiyor. “Şapkası ne kadar acayip” diyor gruptaki Alexandra. Grup şapkayla dalga geçiyor. Ebba şapkasını bir daha kullanmamak üzere çantasına koyuyor. Alexandra iktidar sahibi.
Babanın bilgisayarında sorun çıkıyor. “Lina, bana yardım et” diyor. Lina “Kediyle oynamam bitsin, geleceğim” diyor. Lina bilgisinden dolayı iktidar sahibi.
Bu arada kitap kesinlikle sadece kız çocukları için değil, oğlan çocuklarının ve erkeklerin toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden nasıl olumsuz etkilendiklerine de yer veriliyor.
Çocukların sloganı “Ben benim. Olduğum gibi olmalıyım!”
Türkiyeli bir okuyucu olarak
Tabii kitabın yazarı İsveçli. Haliyle Türkiyeli bir okuyucu olarak kitabı okumanın ayrı bir eğlencesi var.
Kahramanımız Ebba’nın yaşadığı dönem, Türkiyeli kadınların güncel taleplerinin karşılandığı bir döneme denk geliyor. Ne de olsa Ebba İsveç’te yaşıyor!
Bizim Türkiye’deki halimiz, daha çok Ebba’nın anneannesinin yaşadıklarına tekabül ediyor.
Uzun lafın kısası,, sadece çocukların değil yetişkinlerin de sistemi sorgulamasını sağlayacak bir kitap hazırlamış Buregren. Güldünya Yayınları da bu kitabı Türkçe’ye çevirerek dev bir hizmet gerçekleştirmiş.
Son bir not; eğer kitabı çocuğunuza okuyacaksanız, öncesinde biraz ders çalışmanız gerekebilir. (ÇT)
* Küçük Feministin Kitabı, Sassa Buregren, Çev: Ünzile Tekin, Güldünya Yayınları, 2015, 125 sayfa.