“Ne anlama geliyor öyleyse çocuk olmak? Erken yatmak, erken kalkmak, üstünü giymek, yemek yemek, dişlerini fırçalamak, burnunu silmek ama hepsini, kendimiz istediğimizde değil büyükler istediğinde yapmak. Francala yemek isterken esmer ekmek yemek zorunda olmak. Çocuk olmak ayrıca, yetişkinlerin senin dış̧ görünüşün, sağlık durumun, kıyafetlerin veya gelecek planların hakkında en özel eleştirileri yapabilmesidir.
“Ben sık sık büyüklere böyle davranılsaydı ne olurdu diye düşünmekten kendimi alamıyorum.”
Küçük Feministin Kitabı ile sadece çocukların değil, yetişkinlerin de ilgisini çekmeyi başaran İsveçli yazar Sassa Buregren’in “Küçükler İçin Demokrası̇nı̇n El Kitabı” isimli eseri Güldünya Yayınları’ndan çıktı.
Çocukların Jorinda ile birlikte demokrasinin izini sürecekleri, aile meclisinden Avrupa Birliği’ne, BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nden demokrasi tarihine kadar pek çok konuda bilgi edinecekleri kitapta beş milyon insanı sorunların silahsız çözülebileceğine inandırmış Mahatma Gandhi, ilk çocuk hakları deklarasyonunu yazan Eglantyne Jebb, Pakistan’da binlerce çocuk işçiyi kurtaran Iqbal Masih, 2. Dünya Savaşı’nda Naziler’in kurbanı olan Anne Frank, İsveçli kadınların oy kullanma hakkını alması için mücadele eden Elin Wagner ve yazdığı kitaplarla pek çok çocuğa cesaret veren Astrid Lindgren’in hikayesi de yer alıyor.
Küçükler İçin Demokrası̇nı̇n El Kitabı’nda demokrasinin tanımıysa kısaca şöyle yapılıyor:
“Bütün insanlar eşit değerdedir. Çocuklar da, yetişkinlerle eşittir. Herkes ne düşündüğünü söyleme hakkına sahiptir. Herkes içinde yaşadığı toplumu etkileme ve iyileştirme hakkına sahiptir. Her zaman haklı olamazsın ama her zaman fikrini söyleyebilirsin. Bazen istediğini gerçekleştirmek için kendin gibi düşünen insanlarla birlik olman gerekir.” (ÇT)
* Küçükler İçin Demokrası̇nı̇n El Kitabı, Sassa Buregren, Çeviren: Helin Topal, Güldünya Yayınları, 2017.