*Görsel betimleme: Parlak güneş ışığı altında, altın sarısı renklerde bir tarla görülüyor. Görselin sağ tarafında yüksek otlar ve tarlanın bitkileri yer alıyor. Sol tarafta ise uzun kollu koyu renk bir kıyafet giymiş bir kişinin eli tarladaki otlara dokunuyor.
Bazen oturur düşünürsünüz!
Hayatlarına dokunduklarınızdan kimileri için pişmanlık duyarsınız.
Belki salt pişmanlık da değil! Dokunduğunuzun geleceğine müdahil olmanın insanın kendinde yarattığı başka bir ruh hali olarak da görmek mümkün mevzuyu…
“Keşke…” dersiniz! Keşke bıraksaydım, hiç dokunmasaydım, yürüseydi kendi kavlince, kendi doğru bildiğince. Ya da o hayatına dokunan ben olmasaydım! Bir başkasıyla yolunu kesiştirseydi dersiniz.
Ama hayat işte o keşkelere geri dönüşün maalesef mümkünatı yok!
Kimileri için ise “iyi ki…” dersiniz…
“İyi ki yollarımız kesişmiş…” dersiniz.
“İyi ki dokunmuşum…” der ve kendinizle sadece kendinizle küçük mutlu anlar yaşarsınız.
Ruhunuz şenlenir, gözünüzün ışıltısının parıldadığını fark edersiniz.
İşte hayatın o ilkindeki “keşke”de değil, ikincisindeki “iyi ki”deki huzur anında olduğudur asıl mutluluk sanki.
(ŞD/AS)