Fotoğraflar: Evrim Kepenek/bianet
Bundan 12 yıl önce, İstiklal Caddesi’nde her Cuma akşamı 5 veya 6 kadın toplanıp, meydana kadar ellerinde öldürülen kadınlar fotoğrafları ile yürürdü.
“Kadın Cinayetlerini Durduracağız” slogan atan kadınları, çoğu kez takip eden gazeteci sayısı da 2 veya 3’tü. Kimi zaman, sayı az olduğu için haber yapmak için bu eylemlere gitmek istemezdim, kadınlardan biri "Siz gelmezseniz bizi başka kimse haber yapmaz” dediğinde fikrim değişmişti.
Yani, bir avuç kadın karşılarındaki birkaç gazeteciye açıklama yaptığı günlerdi. O kadınlar, yağmur çamur kış demeden İstiklal Caddesi’ni sloganlarla baştan aşağı yürürken fotoğraf makinemle birlikte onlara tanıklık etmek etmekti işim.
O günlerde sayıları 5,6 olan kadınlar bugün, Türkiye’nin hemen her ilçesinde erkek şiddetine karşı mücadele eden Kadın Cinayetleri Platfomu’na dönüştü.
Bugün karşımda bir avuç kadın değil, yüzlerce kadın vardı. O yüzlerce kadının karşısında 2,3 gazeteci değil, onlarca basın mensubu vardı.
Konuyu biliyorsunuz, kadın katillerini cezalandırmayan, çocukları istismar edenleri hafif cezalarla geçiştiren sevgili yargımız, erkek şiddetine karşı mücadele eden Kadın Cinayetleri Platformu’nu kapatmak istiyor. Üstelik bir dolu absürt iddia ile. Bugün Kadıköy’deki eylemde, yüzlerce kadın bir aradaydık.
TIKLAYIN -KCDP İddianamesinde "Sebahat Tuncel ve Gültan Kışnak detayı"
Evet, Kadın Hareketi içinde hepimiz birbirimizi eleştirip dönüşmesine vesile oluyorduk elbette, platformu da eleştirdiğimiz zamanlar oldu. Ki Kadın Hareketi'nin en devrimci yanlarından biri bu, eleştirilmek, eleştirmek ve dönüştürmek.
Ama bugün yan yana olma, mücadele ettiğimiz gerçek aktöre karşı birlik olma zamanıydı. Öyle de oldu. İstanbul’daki birçok sivil toplum örgütünün yanında, öldürülen kadınların aileleri de eylemdeydi.
Eylemin mesajı netti aslında, “Kadınları değil katilleri engelle”.
“Suç işlemeye devam edeceğiz”
Eylemde, Kadın Cinayetleri Platformu Sözcüsü Fidan Ataselim çok net konuştu. “Takip etmediğimiz dava kalmadı. Neymiş bizim suç olan faaliyetimiz, kadınların kim tarafından nerede öldürüldüğünü söylememiz mi? Suçumuz şiddete uğrayan kadınlarla birlikte, ailelerle birlikte mücadele etmiş olmak mı? Buysa suçumuz bu suçu işlemeye devam edeceğiz” dedi.
“Biz buradan güçlenerek çıkacağız”
Sonrasında Platformun başkanı Gülsüm Kav konuştu.
“Defalarca bu meydanda buluştuk. Hiç aklımıza gelir miydi bu nedenle buluşacağımız? Bu bize saçma geliyor. Marketlerdeki fiyatlara alışmayacaksak bu içi boş hamlelere de pabuç bırakmayacağız. Bu son dönemde o kadar dostluk mesajları ile karşılaştık. Biz bugün hep birlikteyiz. Burada erkek şiddetine karşı mücadele eden her nesilden kadın da var. Biz burada yıldızlar kadar çokuz. Bize dokunmak Özgecan Aslan’a, Helin Palandöken’e dokunmaya çalışmaktır. Biz öldürülen kadınların ailelerine de kadınlara da dokunmalarına da asla izin vermeyeceğiz. Asla yalnız yürümeyeceğiz…Biz kamu hizmeti yapıyoruz şiddete karşı mücadele ediyoruz. Bu dava kamu hizmetine karşı açılan bir davadır.”
Eylemde ailelerin de mesajı çok güçlüydü. Aileler, “Siz bizi mahkeme salonlarında yalnız bırakmadınız, biz siz var olduğunuz yalnız yürümedik, siz de yalnız yürümeyeceksiniz” dedi.
Bu arada, dernek hakkında yazılan iddianameyi de inceledim. Erkekler istedi diye dernekler kapatılmak isteniyor. Yeryüzündeki yüzde 90’a mülke sahip, doğuştan avantajlı olarak dünyaya gelen erkeklik, konfor alanı biraz sarsılınca, Kadın Hareketi’nin önemli bir paydasına karşı saldırıya geçti.
Kusura bakmayın beyler, kabul etmeyeceğiz.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun derneğinin yanında olacağız. Bugün onlara yönelik saldırının yarın başka oluşumlara da sıçrayacağını biliyoruz. Biz sizin saldırgan patriyarkal sisteminizi çok iyi tanıyoruz!
Rosa kadın Derneği’ne yaptığınız saldırılardan tanıyoruz.
LGBTİ+ Hareketine yaptığını saçma sapan suçlamalardan tanıyoruz.
İsterseniz kusura bakın beyler!
Erkek şiddetine karşı mücadele eden “on binlerce yıldız gibi her bir kadın” varken, hiçbirimiz yalnız değiliz… Meydanlarda, mahkeme salonlarında, medyada, siyasette parıldamaya devam edeceğiz!
1 Haziran’da Kadın Cinayetleri Platformu’nun kapatılmasına dair açılan dava için o mahkeme salonunda olacağız.
Şimdiden söyleyeyim de “sonra çıkıp masa üstünde tepinmeyin”, “Kadın Cinayetleri Politiktir”, “Asla yalnız yürümeyeceğiz”
(EMK)