Her fırsatta soyunan kadınlardan mısınız? Ben öyleyim. Bir gün oturuyordum, bianet'teki kampanyayı gördüm. Hemen açtım göbeğimi, yazdım. Ohhh ne rahatladım, ne rahatladım! Zaten soyunmak için bahane arıyordum, fırsat bu fırsat dedim, bir soyundum kendime geldim.
İşte tam da böyle oldu eylemi "anlamayan", "anlamak" istemeyen "beyler".
Bahane arayan kadınlar olarak "devlet baba"ya teşekkürü borç biliyoruz. Bir de bize destek olan siz "erkek"lere!
* * *
Eğer siz "erkek"ler bizim kürtaj hakkımızı korumak adına verdiğimiz bu mücadelede yaptığımız eylemi bile "fırsat" bilip soyunma olarak nitelendiriyorsanız, ki bunu söylerken aslında bizi desteklediğinizi de -güya- araya sıkıştırıyorsanız; kadınlar olarak bizim işimiz gerçekten zor. Çünkü siz her yerdesiniz, işte, sokakta, hatta yatakta.
Tahammülsüzmüşüm! Bir erkek arkadaşım böyle söyledi.
Evet tahammülsüzüm. "Erkek" söylemindeki tüm kadınlara da erkeklere de tahammülsüzüm. Kürtaj hakkı üzerine mikrofon uzatıldığında "Başbakan ne diyorsa doğrudur, aynı fikirdeyim " diyen kadına da tahammülsüzüm, "Anası olacak kişinin hatasından dolayı çocuk niye suçu çekiyor. Anası kendisini öldürsün" diyen erkeğe de tahammülsüzüm. Kürtaj hakkının engellenmeye çalışılması konusunda tepkilerini bir şekilde dile getiren kadınlara ve de erkeklere karşı geliştirilen "sığ" söylemlere de tahammülsüzüm.
Diyanet İşleri Başkanı'nın "günah" argümanına da! Tecavüze uğrayan kadının çocuğuna "devlet bakar" diyenlere daha bir tahammülsüzüm. "Erkek" şiddetine maruz kalan, tecavüze uğrayan bir kadını hayatı boyunca cezalandırmayı mantıklı bulan zihinlere de!
Ama susmalara da tahammülsüzüm. Meclise sizin ya da benim oylarımla giden "kadın" milletvekillerinin "erkek" zihniyetine bürünüp tepkisiz kalmalarına da tahammülsüzüm.
Daha önce kürtaj olmuş, eşini ya da sevgilisini o masaya yatırmış, şimdi sus pus oturup etliye sütlüye karışmayanlara da.
Güya insan hakları savunucuları olup, konu kadın hakkı olunca köşelerine çekilenlere de tahammülüm yok!
Kabul ediyorum.
Benim bedenim üzerinden nüfus planlaması yapılmasına katlanamıyorum. Benim bedenimle siyaset yapılmasına katlanamıyorum. Benim bedenimle gündem değiştirilmesine katlanamıyorum. Benim bedenimle polemik yapılmasına katlanamıyorum.
Femen grubunun eylemlerini gözlerinde pırıltıyla seyreden "erkek"lerin kendi sevgililerinin, eşlerinin, annelerinin, kız kardeşlerinin haklarını korumak adına vücuduna "benim kararım" yazmalarını tehcircilik diye nitelendirmelerine katlanamıyorum.
"Benim bedenim" dediğimizde bile bedenimiz üzerinde söz hakkı olduğunu düşünen "erkeklere" tahammülsüzüm.
Bedenimize yazdığımız yazıdan dahi rahatsız olanlar, son günlerde çok gördüler, çok duydular ama bir kez daha;
"Beden de bizim, karar da!"
Not: Tırnak içinde erkek, tırnak içinde erkektir. Erkekler üzerine alınmasın. (SK/HK