“Dünyada ilk kadın okumayı öğrendiğinde kadın problemi ortaya çıktı.”
Marie von Ebner-Eschenberg
İşte “kadın sorunu“ dediğimiz ve yüzyıllardır çözemediğimiz sorunun çıkış noktası budur. İlginçtir ki Kuran-ı Kerim’in de ilk ayeti budur; “ikra”, yani “oku”. Kadınlar ne zamanki bu ilk emri yerine getirmeye başlamış, ilk sorunu da yaratmış oldular. Esasen, genelde insan hakları savunucuları özelde de feministlerin yüzyıllardır çözüme kavuşturamadığı “kadın sorunu” aslında düşündüğümüz kadar karmaşık değil! Ve hatta çözümü yaşamın başlangıcında yatıyor; doğumda.
Bundan aylar önce, devletin bizim vergilerimizle masraflarını karşıladığı televizyonda program yaparak vergilerimizle bir nevi beslediğimiz, normalde kendi köşesinde oturup kendi çevresine vaaz verse belki de “kimsenin umursamayacağı” bir bilge adam bu sorunu çözmeye çok yakınlaşmıştı. Çıktı televizyonda dedi ki; “Çalışan kadın ben kocama muhtaç değilim deyip yuvasını dağıtıyor”. Çözüm yollarından birincisi gelmişti.
Bir: Kadın Çalışmasın.
Öyle “hürriyet” nidaları atmasın kadın. Çünkü kadın hür olamaz. Hür olması için başta eşit olması gerekir tabii. İkinci emre yaklaşmıştık. Şöyle açıkladı bilgin ; “Ben eş demem. Eş yoktur, eşitlik yoktur. Ben karımla, çocuğumla eşit değilim. Eşim değil, zevcem olur.” İşte ikinci emir gelmişti.
İki: Kadınla erkek eşit değildir.
Bu bilge adam daha öncesinde başka bir programa çıkıp ülke gündeminde bir süre yankılanan sözler söylemişti hatırlarsanız;
“Hamileliği davul çalarak ilan etmek bizim terbiyemize aykırıdır.” Burası çok eğlenceli çünkü bilge adamın bu sözü programı sunan kişi tarafından “Allah razı olsun.” Denilerek onaylanıyor. “Valla iyi ki söylediniz efendim, biz de hep bunu düşünüyorduk ama bir türlü dile getiremiyorduk. Kurtardınız bizi bu eziyetten!” der gibi.
Trajik!
Gazı alan bilge adam devam ediyor; “Böyle karınla sokakta gezilmez!” (eliyle göstererek)
Zamanında açıklamayı okumuş videoyu izlememişim, şimdi izleyince kahkahalarla güldüm.
En çarpıcı cümlelerden biri geliyor; “Yedi ay, sekiz ay, altı aydan sonra biraz hava almak için falan beyinin otomobiline biner şöyle bir dolanır anne adayı.” Önce yedi ile başlıyor, yedi, sekiz diyor sonra geri dönüş yapıyor “altı ay” diyor bilge adam. 7-8 çok geç çünkü. Hah 6 iyi! Hamile kadın 6 aydan sonra ‘biraz hava almak için’ diyor. Amaç da belli artık. Alışverişmiş, can sıkıntısıymış, tiyatro, sinema hatta sokakmış falan değil. “Hava almak için!”
Amaçtan sapmayacaksın! Amaç da belirlendiğine göre artık “nasıl” yapılabileceğini bildirmek gerek; “beyinin otomobiline biner...” Allah! diyorum burada artık. Kendi otomobiline değil, öyle şey mi olur? Otobüse, trene, taksiye değil. Beyinin otomobiline biner…
Çok uzattım, eski mevzu. Nereden gelmiştik Kadın Sorununu çözmekten. Evet bu bilge adam aslında kadın sorununu çözmeye çok yakındı. Dün de cumhurbaşkanı katıldığı bir nikahta konuyla ilgili, kadın sorununu çözmek üzere bir açıklama yaptı;
"Evlilik uzun bir yolculuk. iyi günler var, kötü günler var. iyi günler paylaştıkça çoğalır ama kötü günlerde sabrettikçe elbet mutluluğa dönüşür. Beypazarı'ndan bir amcamın bana tavsiyesi var, diyor ki; bir olur garip olur, iki olur rakip olur, üç olur denge olur, dört olur bereket olur, gerisi Allah Kerim..." Geliyoruz kilit ifadeye;
“Bu ülkede yıllarca bir doğum kontrolü ihaneti yaptılar ve neslimizi kurutma yoluna gittiler.” Yani dostlar doğum kontrolü eşittir ihanet oldu bile. Bugün bu söylenir, yarın prezervatifleri, hapları, aşıları vs. kaldırabilirler. Her şeyi yapabilecekleri “asil kan” damarlarında mevcut nasıl olsa. Şimdi bu yazıdaki geçen ifadeleri birleştirip sonuca ulaşıyorum;
Sonuç: Kadınlara eş demeyelim, eşit değiller ki eş olsunlar. Hürriyet, ekonomik özgürlük safsatalarını bırakalım. Parası olunca şımarır kadın, yuvası dağılır. Son olarak da doğum kontrolünü yasaklayalım! Her kadın en az 5 çocuk doğursun. Hamileyken de sokağa çıkmasın. 'Kadın sorunu' diye bir şey kalmaz!? (SK/HK)
* Umarım benim ifademle “hürriyet” olan bu yazı, o bilge şahsın “içine tüküreceği” bir “orospuluk” değildir. Zira, tek derdim sizlere yardımcı olup birlikte şu kadın sorununu çözmek. Başka da bir şey değil.
Footoğraf: Yasin Bülbül - AA