Gazetelere yansıyan birkaç haber çok ürkütücü, düşündürücü ve sıradan!
Dünya sanıldığından küçük, düşündüğümüzden çok daha büyük….
Somali’inin başkenti Mogadişu’da iki bombalı araçla gerçekleştirilen saldırıda en az 45 kişi hayatını yitirdi. Türkiye’nin askeri üssü bulunan başkentte meydana gelen silahlı, bombalı saldırı haberleri ne yazık ki yadırganmıyor…
Taliban ve IŞİD saldırıları karşısında ABD’nin Afganistan’da askeri konuşlanmasını artırdığı bu günlerde son iki ay içinde çoğu asker 300 kişi Kabil’de meydana gelen intihar saldırıları sonucu öldürüldü.
Geçen hafta Florida’da bir okulun eski bir öğrencisi 17 kişiyi öldürdü. Dünya bu haberi duydu, dehşet ve korkunun görüntülerini izledi, irkildi.
ABD Başkanı Donald Trump okul katliamından kurtulan öğrenci ve öğretmenlerin silahlandırılmasını önerdi… Bireysel silahsızlanmasının çaresi, okul katliamlarının ve şiddetin önlenmesi amacıyla bir devletin başkanının “silahlanma” önerisi tarihe geçti.
Not düşülsün ki; bireysel silahsızlanma için böyle bir çare önerisi silahlanmanın ve benzer katliamların davetiyesi demektir. Devletler, katliamlara davetiye çıkarmaz.
Amerikalı gençler 24 Mart günü Washington’da 5 milyon üyeye sahip ABD Ulusal Silah Birliği (NRA) aleyhine protesto eylemi gerçekleştirecek…
NRA ile bağlantılı şirketlere boykot çağrısında bulundular. Sosyal medyada “BoycottNRA” (NRA’yı boykot et) çağrısıyla başlattıkları kampanya sonuç verdi. Şirketlerin çoğu NRA ile olan bağlantılarını kesmeye başladı…
24 Mart 2018 günü dünya bir o kadar küçülecek ve bireysel silahsızlanmaya karşı büyük bir eylem gerçekleşecek…
Acaba kim haklı? ABD Başkanı mı yoksa gençler mi?
Küçük bir hikâye, ama kendisi çok büyük ve dünyaya mal olmuş… XX. asırdan geliyor. Dünya, George Orwell’in “Hayvan Çiftliği” adlı eserindeki hicviyenin kudretini, bugünün acayip ve tuhaf dünyası için bile ne kadar kıymetli olduğunu anlamıştır…
Nitekim tuhaftır ama bizim ülkemizde Halide Edip Adıvar’ın çevirisiyle yayınlanan George Orwell’in “Hayvan Çiftliği” bir zamanlar yasaklanmıştır…
İngiltere’de çiftlik memurlarının hayvanların yem saatini unuttukları gün, yaptıkları ihtilalle Manor Çiftliğini ele geçiren hayvanlar çiftlik tabelasının üstünü boyarlar, yerine “Hayvan Çiftliği” yazarlar ve hikâye başlar…
Domuzların başındaki Snowball ile Napoleon’un yazdığı “Yedi Emir” büyük harflerle duvara yazılır ve artık bütün hayvanlar için değişmez ve ebedi bir kanun halini alacaktır…
Yedi Emir’den altıncısı, “Hiçbir hayvan diğer bir hayvanı öldürmeyecektir” ve yedincisi “Bütün hayvanlar eşittir”.
Gel zaman git zaman bir gün yapılması tasarlanan “yel değirmeni” projesi yüzünden Snowball ile Napoleon’un arası açılır ve hayvanlar arasında oylama yapılmasına karar verilir. Yel değirmeni sayesinde işlerin azalacağını ileri süren Snowball’a karşı Napoleon, bol yemek için vaatte buluyor ve her iki domuz da ateşli konuşmalarıyla diğer hayvanlardan oy toplamaya çalışıyorlardı…
Bundan sonrası kitapta şöyle geçiyor: “Yel değirmeni münakaşalarının haricinde bir de çiftliğin müdafaası meselesi vardı. İnek Ahırı Harbi’ni kaybeden insanların, çiftliği tekrar zapt etmeye ve Jones’u (çiftliğin sahibi) başa geçirmeye teşebbüs edeceklerine herkes emindi. Bunda haklı idiler, çünkü insanların hezimete uğradığı haberi bütün memlekette yayılmış ve civar çiftliklerdeki hayvanlar arasında huzursuzluk artmıştı. Her zaman olduğu gibi, bu hususta da Napoleon ile Snowball ittifak edemiyorlardı. Napoleon’a göre, hayvanlar ateşli silahlar edinip onları kullanmayı öğrenmek mecburiyetindeydiler. Snowball’a göre ise, etrafa daha fazla güvercin salıp, diğer çiftliklerdeki hayvanları isyana sevk etmek lazımdı. Biri, eğer kendilerini müdafaadan aciz kalırsa mağlup olmalarının muhakkak olduğunu; öteki ise, eğer her yerde isyan çıkarsa kendilerini müdafaa etmelerine lüzum kalmayacağını iddia ediyordu. Hayvanlar evvela Napoleon’u sonra Snowball’u dinliyor, ancak hangisinin haklı olduğunu bir türlü kestiremiyorlardı. Zira, hangisini dinleseler o anda ona hak veriyorlardı” (Hayvan Çiftliği. George Orwell. Liman Yayınları. 2004 Sayfa 37).
20. asırdan geriye kalan Hayvan Çiftliği eserinin muhteşem sonu; tüm yüzyıllar için insanlık dersidir.
Umarım bireysel silahsızlanma için “silahlanma” gibi bir çaresizlik yaşanmaz.
ABD’de en son 17 kişinin ölümüyle sonuçlanan her benzer katliamdan sonra “bireysel silahlanmayı önleme” tartışması başlar.
Ne yazıktır ki; her zaman galip çıkan Ulusal Silah Birliği (NRA) olur. Bireysel Silahsızlanma yenilir, silahlanma galip gelir.
Sürekli yenilmenin talihsizliği yaşanırken… Bu bir kader olamaz, olmamalıdır.
Bireysel silahlanma ölüme davettir, bireysel silahsızlanma ise sorumluluk ve görevdir.
Ölen insanların gömüleceği toprakları, ölenlerin küllerinin savrulacağı denizleri tüketene kadar mı sürecek evrendeki katliamlar!
İnsanların ölümleri üzerine kurulu bir siyaset, yaşayan her canlıyı yaşarken öldürür.
Nasıl bir dünya istiyorsak; kendimiz kuralım! (Fİ/HK)