Pazartesi günü karşılaştığım insanlar mutluydu, bir kez daha, gelecek için umutlanmışlardı. Sanırım en son Gezi eylemleri zamanı çok sayıda tebessüm eden insanı bir arada görmüştüm. Uzun zamandır “nasılsın” sorusuna yanıt vermek istemiyordu insanlar, yalandan bile olsa “iyiyim” dememek için.
Sandıktan 'umut' çıkacağına dahi inanmıyordu insanlar, ama yine de pes etmediler. Kayyıma inat, seçilen milletvekilini Meclis’e göndermeyenlere inat, bir kez daha iktidara “Artık yeter” dediler. Pazar gecesi yaşadıkları bir duyguyu daha keyifle anlatıyordu insanlar, seçim sonucu ortaya çıktığında a Haber’i, Akit TV’yi, CNN Türk’ü açıp izlemişler, yorumcuların halini görüp biraz daha keyiflenmişler.
Ama TV ekranlarında izlediğimiz yerli diziler sayesinde neyse ki, mutluluğun ani bir olayla kesilmesine alışkınız. Hatta bir dizide sıkça kullanılan “Sıkıntı yoksa sıkıntı var” sözü hafızamıza kazınmış durumda. Ve işte, ilk haber Van’dan geldi.
İl Seçim Kurulu belgelerini teslim alıp, “Aday olabilirsin” dediği Abdullah Zeydan’ın bu kez aday olamayacağına karar vermişti. Seçme ve seçilme hakkını kullanan insanların önüne hukuk kitapları, mahkeme kararları konularak, “İstediğimi ben alamadım, ama sen bana ver” deniyor.
Kısacası ortada ‘hak’ var, ama almasını bilene,
‘Hukuk’ var ama sadece güçlü olan için,
Adalet mi? O yok işte.
Van’ın yeni dönemde Büyükşehir Belediye Başkanı seçtiği Abdullah Zeydan hakkındaki ‘memnu haklarının iadesi’ konusundaki mahkeme kararının tanınmaması nedeniyle mazbatasını alamıyor. Oysa mahkeme memnu haklarını iade etmiş, yasal süre içinde herhangi bir itiraz gelmemiş. Hukukçulara sordum, ceza hukukçuları 4 Nisan 2023 yılında verilen memnu hakların iadesi kararının itiraz olmaması nedeniyle kesinleştiğini söylüyor. Yani üzerinden neredeyse bir sene geçmişken, “Aaa ben şimdi fark ettim” deyip, itiraz edilemiyor. Bu nedenle 29 Mart tarihinde savcılığın başvurusu ile alınan “memnu hakların iadesi kararının iptali” kararının yok hükmünde olduğu görüşündeler.
Öte yandan bu gibi durumlarda her zaman ne dediğine baktığım Anayasa hukukçusu İbrahim Kaboğlu’nu aradım. Olaya ilişkin “memnu hakların iadesi” tartışmasına girmedi. Özellikle bir şeyin altını çizdi. Eğer Abdullah Zeydan’ın adaylığı bir mahkeme kararı ile elinden alınsa bile İl Seçim Kurulu’nun AKP’li Abdulahat Arvas’a mazbatayı vermek gibi bir yetkisi olmadığını söylüyor. Bu durumda yapılması gereken ise seçimin tekrar edilmesi.
Ahmet Kaya’nın söylediği gibi “Nerden baksan tutarsızlık...”
Bölgeden haber ulaştırmaya çalışan meslektaşlar endişeli. Neler oluyor diye bakarken, haber takip eden Medine Mamedoğlu’nun ters kelepçe ile darp edilerek gözaltına alındığı bilgisi geliyor. Hemen öncesinde ise Van’da haber takibi yapan Rudaw kameramanı Muhammed Şakir’e gaz fişeği isabet ettiğini öğreniyoruz.
Van’da insanlar bir kez daha bağırıyor: Hak, hukuk, adalet!
Tam da yazıyı tamamlamaya çalışırken, bilgisayardan, Nihat Behram’ın “Haykır acını ey halk” şiirinden Grup Yorum’un seslendirdiği sözleri gelmeye başladı:
Haykır acını ey halk, baş eğme haykır..!
Bir yol kavşağındasın ve ancak
yaraların haykırışlarla onarılır...