"İşte karşınızda halkımızın gerçek temsilcisi!" diye yaza çize neredeyse Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı solcu ilan edeceklerdi. O da bu rolü güzel oynuyordu doğrusu. Muhaliflerini "elitist" olmakla suçlayarak kendini "halk adamı" ilan edip geziyordu.
Manken Aysun Kayacı’nın "Benim oyum ile dağdaki çobanın oyu bir mi?" sözü üzerine kıyametleri kopardı. Çobanları kutsayıp, okumuş yazmışları da yerin dibini batırarak, elitizme verdi veriştirdi.
Bir başbakanın bu örnek üzerinden muhaliflerini elitist ilan etmesi komikti ama politikacılar böyle numara yapardı bizim ülkemizde. Aysun Kayacı üzerinden "Kızım sana söylüyorum gelinim sen anla" durumları çıkarmaya çalışıyordu kendince.
Oyun oynuyordu ama bu oyun bozuldu? Başbakan Tayyip beyefendi, karşısında manken değil de işçi sınıfı ve sendikacıları bulunca kendi oyununu kendi bozdu.
Karşısına gerçek halkın temsilcileri çıkınca, onları elit olarak suçlayamayınca kendinin elit olduğunu ilan ediverdi. Oyunu bozup gerçek düşüncesini ortaya döktü. İşçilerin karşısında kendini nasıl "Elit" gördüğünü ağzından en kaba bir biçimde kaçırıverdi. Üstelik o, "sözü çok da fazla önemsenmeyecek bir manken kız" değil. Ülkenin başbakanıydı.
Ne diyor Tayyip beyefendi, 1 Mayıs’ı Taksim meydanında kutlamak isteyen işçi sendikalarına ve işçilere?
"Ayakların başları yönettiği bir yerde kıyamet kopar"
Yani işçilere ayak takımı diyor. Oturun oturduğunuz yerde diyor. Taksim’e filan çıkamazsınız. Ben başım siz ayak. Siz bu ülkeyi yönetemezsiniz ben yönetirim.
Eğer siz yönetmeye kalkarsanız kıyamet kopar diyor.
Ayak takımına karşı Baş takımı...
Elitizm budur işte. Üstelik manken Aysun Kayacı’nın verdiği oy’un ağırlığı ile ilgili sorusu değil. En kaba ve çirkin ifadelerle işçileri aşağılama şeklinde bir elitizm.
Ayaklar ve başlar.
Beyefendi baş.
İşçiler ayak.
Hadi Hasan Cemal ve arkadaşları. Buyurun bakalım şimdi ne diyeceksiniz?
Hani Çankaya’yı halka açacaklardı da, siz de gidip oralarda halkımızla birlikte piknik yapacaktınız. Ne oldu?
Tayyip bey bırakın Çankaya’yı Taksim meydanını bile halka açamıyor. Üstelik de işçileri ayak takımı diye horluyor.
Hadi buna da bir yanıt bulun Hasan Cemal ve arkadaşları.
Geçen sene de 1 Mayıs’ta Taksim’i işçilere açmamak için vapur seferlerini bile kaldırıp tüm İstanbul’u halka kapatmışlardı.
Ancak Tayyip bey ne yapsa onu demokrasinin anıtı olarak gören Hasan Cemal ve arkadaşları her nedense bunları görmek istemediler. Hâlâ Adalet ve Kalkınma Partisi'ne (AKP) muhalefet edenleri elitist diye suçlayarak geziyorlar.
Acaba kendileri "ayak takımı"nın mı yoksa "baş takımı"nın mı yanındalar?
Hasan Cemal ve arkadaşları, haydi bakalım gerçek demokrasinin sınavı var. Eğer halktan yana ve demokrat iseniz 1 Mayıs’ta buyurun Taksim’e... Ayak takımı ile birlikte kutlayın İşçi bayramını.
Yok elitist olup da halktan yana numarası yapıyorsanız 1 Mayıs’ta Tayyip Beyefendi ile elitisit elitist sohbet edersiniz. Yanağını filan okşarsınız, o da sizlere Hasan ağabey diye desteklerinden dolayı teşekkürlerini sunar. Demokrat numarası yapan elitistler olarak elitist-elitist ayak takımını yerecek yeni röportajlar yapar ve yine bize yutturmaya kalkarsınız.
Artık kim yutarsa! (FÖ/GG)