Fotoğraf: Ferhat Tunç'un Elazığ konserinden ekran görüntüsü.
2000'li yılların başına kadar Dersim'de konser vermem yasaktı.
Dahası Dersim'e ancak çeşitli heyetlerle birlikte girişimize izin veriliyordu. Bu yasaklar nedeniyle Dersim'e olan özlemimi, yakın komşu illerde verdiğim konserlerle gideriyordum.
Ben Dersim'e gidemeyince Dersimliler bana geliyordu. Onların da katılımıyla komşu kentlerdeki bu konserlerimiz, farklı bir heyecan ve coşku içinde geçiyordu.
Bu kentlerden biri Elazığ, diğeri Erzincan'dı. Elazığ'da konser için izin almak her zaman kolay değildi. Sanırım, iki kez bu izin verilmiş ve Elazığ'da halkımızla birlikte olmayı başarmıştık.
2000 yılında bir sinema salonunda iki gün üst üste verdiğim konserlerin kısa çekilmiş video kayıtlarını görünce çok sevindim. Kısa ve parçalı çekilmiş olmasına üzüldüm elbette.
Bu konser kaydından elde edilen 30 dakikaya yakın bölümden, dört ayrı eseri paylaşmıştım daha önce. Bu eserlerin arasında, benden ilk kez duyduğunuz, Ahmet Kaya'nın bestelediği, sözleri Nevzat Çelik'e ait "Şafak Türküsü"nü de okumuşum.
Bir kez olsun dinlemişler!
Elazığ konserinde dikkat çeken bir ayrıntıyı da paylaşmadan geçemeyeceğim. Sahnede hemen solumda kurulu masanın etrafında kimlerin oturduğunu merak etmiş olabilirsiniz.
O masanın etrafında oturanlar siyasi polisti. Birçok kentte yaşadığım bu tabloyla Elazığ'da da karşılaşılaşmıştım. Polis seyircinin tam karşısında hem salonu gözetliyor hem de söylenen şarkıları ve konuşmaları not ediyordu.
Daha sonra sakıncalı gördüğü takdirde ya gözaltına alıyorlardı ya da dava açılırdı. Elazığ'da bu görevli polisler, konserin bitiminde kulise gelmiş, "hiç böyle güzel bir konser izlememiştik" diyerek, tebrik etmişlerdi.
Şaşkınlığımı gizleyememiş, bu nazik tavırlarından dolayı kendilerine teşekkür etmiştim.
Kavuşmanın şarkısını söyleyince
Yıllar sonra evimizden, ülkemizden yeniden uzak kalmakla, yeniden özlemek ve üzülmekle geçiyor günlerimiz. Bu paylaşımları sürdürürken, nasıl zorlu bir mücadele tarihinden geldiğimiz bilinsin istiyorum.
Tarihin bu acımasız ve karanlık döngüsüne olan itirazımız sürecektir kuşkusuz. Yeniden buluşacağımız ve yeniden birlikte şarkılar söyleyeceğimiz günlerimiz olacak elbette...
Bu ise hepimizin sayesinde olacak. Şimdi çok konuşur, şimdi sesimizi gür çıkarırsak, kolay kolay susturamazlar. Özlem kadar kavuşmanın, keder kadar zaferin de şarkılarıyla buluşmayı hak ediyoruz.
(FT/PT)