Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), AKP’nin savaş ve baskı politikalarına karşı üretimden gelen gücünü kullanma kararı aldı. Gerekçesi çok net ve açık:
‘’Savaş isteyenler, katliam ve cinayetleri yaygınlaştıranlar şunu çok iyi bilsinler ki, bizler kardeşlerimizin elini sımsıkı tutacak, her koşulda birlikte olacak, birlikte mücadele edeceğiz. İki halkın birlikte yaşama umudunu yok etmeye çalışanlara inat, ortak geleceğimizi kurmak için daha da birbirimize kenetleneceğiz. Son kişi kalana kadar barış ve demokrasi mücadelesini sürdürmekten geri kalmayacağız.’’
KESK ve DİSK emek örgütleri olarak emekçilerin çıkarına olmayan kirli savaşa karşı çıkma hakkını, üretmeyerek 29 Aralık 2015 Salı günü yani bugün kullanacak. Ve sokaklarda savaşa yani öldürmeye, öldürtmeye itiraz edecek. TTB ve TMMOB ise bu haklı ve meşru eylemi sahiplenmiş ve altına imza atmıştır. Bu ülkenin yüz akı örgütlerini kutluyorum.
Peki diğer sendikalar savaşı mı destekliyorlar ki sesleri çıkmıyor. Türk-İş ve diğerleri ne diyorsunuz? Hükümetin savaş politikalarını destekliyor musunuz?
Sustuklarına göre başka bir anlamı da yok zaten. Burayı gecelim. Her gün onlarca işçi iş cinayetinde ölürken susanlar, Soma’daki büyük katliamda ölenlere sahip çıkmayanlar, insanlarımız ölmüş, öldürülmüş umurlarında mı sanki.
Savaşın etkileri savaşın yaşandığı kentlerde yıkıma dönüştü. Cizre, Nusaybin, Sur, Şırnak, Dargeçit ve diğer kentlerde yaşam kuşatılmış. Sadece silah sesleri ve ölüm haberleri geliyor. Demokratik Toplum Kongresi böylesi bir dönemde toplandı. Kürt siyasetçileri savaşın durdurulmasını, barış görüşmelerinin yeniden başlamasını talep ettiler. Siyasi çözüm önerilerini bir kez daha deklere ettiler. Siyasi iradelerinin tanınmasını, kentleri yönetme iradelerini beyan ettiler. Bir arada yaşamın hukukunu tarif ettiler.
AKP hükümeti ise HDP’den kendi talep ettiği randevuyu iptal etti, yani demek istedi ki savaşa devam.
Biz emekçiler diyoruz ki “Hayır yetti artık durdurun bu zulmü”.
Tek sesli, tek tip, ırkçı, ayrımcı devlet politikalarınız dün olduğu gibi yarında mutlaka kaybedecek biz bunu biliyoruz.
Takvim yapraklarında katliam yapılan günlerin sayısına atılan çarpılar sürekli artıyor.
Emek örgütlerinin sınıfın çıkarına olan, barışı sahiplenmeleri ve harekete geçmeleri demokrasi mücadelesinin gereğidir.
2015 yılı geride kalırken 90’lı yıllar gibi katliamların yaşandığı hiç unutulmayacak yıllar arasında yerini aldı.
29 Aralık iş bırakma eylemi yeni yılın barış yılı olmasına katkı sağlayacağına olan İnancımızla sahiplenmemiz gereken en değerli eylemdir.
Unutmayalım ki hiç bir eylem boşa gitmez, birikimleri toplumsal değişime neden olur.
Demokrasi için barış için haydi sokaklara, haydi greve… (SE/HK)