Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), bugün 29 Aralık ülke genelinde “Savaş ve baskı politikalarına hayır! Savaşa karşı barışı savunacağız” sloganıyla iş bırakma eylemi gerçekleştirdi.
Ülke genelindeki iş bırakma ve yürüyüşlerin İstanbul Anadolu Yakası'ndaki merkezi ise Kadıköy'dü.
“Hırsız, katil AKP!”, “Yaşasın halkların kardeşliği!”, “Eşitlik, kardeşlik Kürt halkına özgürlük”, “Savaşa hayır barış hemen şimdi”, “Özgürlük yoksa barışda yok”, “Ölümler dursun müzakere başlasın” sloganları eylem boyunca sıkça atıldı.
Üç örgütün çağrısıyla gerçekleştirilen eyleme İstanbul Tabip Odası üyesi hekimlerin yanısıra siyasi partiler ve platformlar da katılım sağladı. DİSK'e bağlı Genel Hizmetler İşçileri Sendikası (Genel-İş) üyesi belediye işçileri ile KESK'e bağlı sendikaların üyelerinin katılımı dikkat çekti.
Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP), Proleter Devrimci Duruş (PDD), Halkevleri, Emekçi Hareket Partisi (EHP), Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER), Emek Partisi (EMEP), Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP), Kaldıraç eyleme katılan kurumlar arasındaydı.
Yürüyüşe polis engeli
Öğle saatlerinde Kadıköy Belediye binası önünde toplanan yüzlerce kişinin Rıhtım Meydanı'na yürüme isteği polis tarafından engellendi. AKP Kadıköy İlçe Başkanlığı ve Rıhtım yönü TOMA'lar ve çevik kuvvet tarafından kapatıldı.
Polis engellemesi “Yürüyüş hakkımız engellenemez”, “Faşizme karşı omuz omuza” sloganlarıyla protesto edildi.
Bir süre polis barikatı önünde beklenmesinin ardından ortak açıklama belediye binasının yanındaki alanda gerçekleştirildi.
Köse: Tek yol; yaşamak ve yaşatmak
Basın açıklamasında ilk sözü KESK Eş Genel Başkanı Şaziye Köse aldı. Yaşanan çatışmaları süreç nedeniyle endişeli olduklarını söyleyerek konuşmasına başlayan Köse, “Atılan her kurşun, bir top mermisiyle ortadan kaldırılan her ev, katledilen yaşam, bebekler, yaşlılar, gençler hepsi bizim insanlarımız” dedi.
Sokağa çıkma yasakları ve çatışmaların sürdüğü bölgelerde 3400 öğretmenin okullarından uzaklaştırıldığını, 40 bin öğrencinin eğitim haklarından mahrum bırakıldığını sözlerine ekleyen KESK Eş Genel Başkanı, bütün bunların endişelerini daha da arttırdığının altını çizdi.
“Savaş örtüsü altında haklarımız elimizden alınıyor” diyen Köse, “AKP hükümetinin işçi ve emekçilere açacağı bir savaşla yüzyüze” olduklarını ifade etti. İş güvencesi, kıdem tazminatı ve bölgesel asgari ücret gibi uygulamalarının AKP hükümeti tarafından hayata geçirilmek istendiğini belirtti.
Biat etme ve savaşlarla yerle bir etme dışında üçüncü bir yolun mümkün olduğunu dile getiren Köse, bu üçüncü yolu 'yaşamak ve yaşatmak' olarak tanımladı.
Çerkezoğlu: Barış emek ister
DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, 7 Haziran'da istediğini alamayan hükümetin yakarak, yıkarak istediğini elde etmeye çalıştığını belirtti.
“İşçi sınıfına savaş açan bir siyasi iktidar var. Barış akıl, yürek ister ama en fazla da emek ister.”
Cizre'de diğer bölgelerde yaşanan çatışmalı sürece dikkat çeken Çerkezoğlu “Cizre bize ne uzak olursa kardeşlik de o kadar uzak olur. O yüzden Türkiye'nin her yanında Miray bebeğe, Cizre'ye elimizi uzatıyoruz” dedi.
Kerestecioğlu: Mücadeleden vazgeçmeyeceğiz
HDP İstanbul Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, mücadelenin giderek yükseleceğine inandığını ifade etti.
Gezi'den Lice'ye kurulan köprünün giderek güçleneceğini belirten “Bu topraklarda barış, demokrasi, özgürlük gerçekleşecek. Savaş hükümetine karşı mücadele ediyoruz. Bu mücadeleden vazgeçmeyeceğiz” dedi.
DİSK, KESK, TMMOB: Savaşa karşı barışı savunacağız
Eylemde DİSK İstanbul Bölge Temsilciliği, KESK İstanbul Şubeler Platformu ve TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu adına ortak açıklamayı TMMOB İstanbul İKK Sekreteri Süleyman Solmaz okudu.
Barış çağrısının yapıldığı açıklamada çözüm önerileri şöyle sıralandı:
“Çözüm, evrensel bir hak olan insan haklarının tanınması, temel sorunlarda demokratik çözüm için acil adımlar atılmasıdır. Çözüm, herkesin diline, kültürüne, doğasına özgürce sahip olmasıdır. Bunun bahşedilen bir lütuf değil, bir ülkenin zenginliğinin açığa çıkması olduğunun herkesçe anlaşılmasıdır çözüm. Kısaca çözüm, Türkiye’nin gerçek bir demokrasiye kavuşmasıdır.
“Bu çağrımıza AKP hükümetinin olumlu karşılık vereceğini beklemiyoruz. Zira onlar savaş istiyor. Karşılık vermesi gerekenler, iktidarın, sermayenin, ırkçı milliyetçilerin çıkar sağladığı bu savaşa evlatlarını feda etmek zorunda bırakılan halktır, emekçilerdir, gençlerdir, kadınlardır...
“DİSK, KESK ve TMMOB olarak meydanlarda, işyerlerimizde her yerde savaşa karşı barışı savunmaya devam edeceğiz.” (ÖÇ/BK)