Boğaziçi Üniversitesi Kadın ve LGBTİ+ Dayanışması’ndan bir grup öğrenci ile görüştük. Üniversitede sürekli olarak cinsel ve psikolojik şiddetle karşılaştıklarını anlatıyorlar.
Kurdukları dayanışma grubunda da bu sorunları çözmek için mücadele yöntemleri üzerine konuşuyorlar. Mahremiyet ve gizlilik grubun ilk ilkelerinden. Bu nedenle çok bilgi ve detay veremiyorlar.
Üniversiteler açılmadan hemen önce öğrencileri taciz eden bir akademisyenin sözleşmesi yenilenmediği yönündeki paylaşımlar sosyal medyada “olumlu” gelişme olarak paylaşıldı, hatırlarsınız.
Öğrenciler, bunu kadın dayanışması ile başardıklarını söylüyor. Ancak başka başka erkek öğretim üyelerinin benzer davranışları sergiledikleri yönünde duyum aldıklarını belirtiyor.
Yönetim üzerinde baskı kuruluyor
Bir akademisyenle ilgili duyum aldıklarında, önce “bu hocadan ders almak istemediklerini” belirten e-postalar atmaya başlıyorlar.
Yani yönetim üzerinde baskı oluşturuyorlar. Defalarca e-posta atıyorlar hatta kendi deyimleri şöyle: “100 kere cevap alamadık, 100 kere e-posta attık.”
Şöyle diyor kadınlar: "e-posta attık, okulun dikkatini çektik daha sonra resmi başvruru yaptık ve üzerlerindeki baskı sayesinde görüşmeler sonucu lehimize sonuçlandı."
“Yalnız olmadığımızı hissediyoruz”
Gruplarında yaklaşık 100 kişi var ve yeni birini alacaklarında “referans” sistemi uyguluyorlar. Sıkça tekrarladıkları gibi gizlilik en önemli ilkelerden. Kadın öğrencilerden biri, “Hepimiz ifşa yapmıyoruz fakat en azından yalnız olmadığımızı hissediyoruz” diyor.
Boğaziçi Üniversitesi’nden kadın öğrenciler, yanınızdayız, dileğim sesiniz çoğalsın!
Bir çağrım var
Gelelim bu haftaya.
Her, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde kadınlarla ve LGBTİ+’larla daha çok bir araya geldiğimiz bir dönem oluyor. Ne güzel!
Şiddeti ve ayrımcılığı daha az, dayanışmayı çok konuştuğumuz zamanlar da olur dilerim.
Önce 22 Kasım’da Marmara Üniversitesi Kadın Hakları Kulübü’nün düzenlediği online etkinlikte “medyanın şiddeti tetikleyici rolü” üzerine söyleştik.
Sonrasında Can TV ve Artı TV’de canlı yayında konuştuk toplumsal cinsiyet odaklı haberciliği. Ayrıca Atölyebia ve Uğur Mumcu Vakfı'nın yerel gazetecilere yönelik düzenlediği eğitimlerde de meslektaşlarla bir araya geldik. Meseleğe heyecanı olanları dinlemek çok keyifli insana umut oluyorlar.
Kadın Adayları Destekleme Derneği’nin düzenlediği “Pandemi Döneminde Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele” başlıklı paneldeydik.
KADER’in Başkanı Nuray Karaoğlu, akademisyen Zeynep Banu Dalaman, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’ndan Fidan Ataselim, Mor Çatı avukatlarından Selin Nakıpoğlu ve BM Kadın Birimi Türkiye Direktörü Asya Varbanova toplantının konuşmacılarındandı. İyi hissettiriyor, bir araya gelmek, fikir alışverişi yapmak...
Yolu yolumdan geçen bir panelde, söyleşide bir araya geldiğimiz tüm kadınlar ve LGBTİ+’lar yan yana geldikçe sözümüz daha da güçleniyor…
Vardık varız, varolacağız!
Çağrım şöyle:
Kadın ve LGBTİ+ konulu kitaplar yayınladığınızda bizimle paylaşabilirsiniz. Bir hak ihlaline uğradığınızda veya çevrenizde bir cinsiyetçilik ayrımcılığa tanık olduğunuzda da bana ulaşabilirsiniz.
"Bir kadın olarak, LGBTİ+ olarak bir derdim var duyurmak istiyorum" diyorsanız da yine bana ulaşabilirsiniz. Kalemim, sadece sizin kaleminizdir...
Adresim şu: [email protected]
Yazının fotoğrafı
“Öneri bir filminiz var mı?” dendiğinde aklıma ilk gelenlerden. İngilizce ismi “The Life Of David Gale” olan film, “Ölümle Yaşam Arasında” olarak Türkçeleştirildi.
Hem kadın gazeteciliğine hem insan haklarına odaklanan filmde, Oscar ödüllü Kate Winslet, Laura Linney ve Kevin Spacey başrolde.
Konusuna gelince özetle şöyle:
David Gale ölüm cezası karşıtlarının en önemli isimlerinden biridir ve idam cezasının kaldırılması için büyük çaba sarf eder. Kendisi gibi idama karşı çıkan Constance Harraway adındaki kadın tecavüze uğramış ve vahşice öldürülüyor, suçu da David işlediği düşünülüyor.
Gazeteci Elizabeth Bloom ile çok özel bir röportaj yapmayı kabul eden David ona olayı açıkça anlatır. Çok iyi bir haber yakaladığının farkında olan Bloom onun anlattıklarını dinledikçe olayın başka boyutlarını da öğrenir. Bu adamın hayatı onun ellerindedir ve bu masum adamı kurtarmak için hemen harekete geçer oysa David Gale'in idamına çok az zaman kalmıştır. (EMK)