Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi (GenderKhas) “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü: #SusmaBitsin” başlıklı bir zoom paneli düzenledi.
Doç. Dr. Zeynep Günsür’ün yönettiği panelde feminist avukat Meriç Eyüboğlu, Susma Bitsin’den yapımcı Çiğdem Mater, kurgucu- akademisyen Çiçek Kahraman ve oyuncu Ece Dizdar setlerdeki taciz ve cinsel saldırı mücadeleyi konuştular.
Bu örgütlü mücadele aynı zamanda SusmaBitsin biraraya gelişin iki yıllık tarihiydi.
Avukat Eyüboğlu: “Erkek şiddeti hayatın her alanında”
Feminist bir avukat olarak meseleye bakınca zaten yükünüz ağır oluyor. Erkek şiddetine yaşamın bütün alanlarında maruz kalıyoruz kadın olmak LGBTİ+ olmak bunun için yeterli.
Erkek şiddetine hayatın he alanında maruz kalırken bu alanda maruz kalmamak olmazdı, hem akademiyi hem de sinema televizyon alanını kast ediyorum.
.Kadınlar olarak çok zorlu süreçlerden geçtik geçiyoruz. Erkek şiddeti de bunun en can alıcı noktasını oluşturuyor. Ben biraz bu kavramları Türk Ceza Kanunu’nun nasıl tanımlandığını söylemek istiyorum. Neden? Gündelik hayattaki dille, kanundaki kullanımı farklılaşıyor. İstismar mesela. TCK’de “cinsel istismar” çocuklar için getirilmiş bir kavram.
Taciz ve sarkıntılık nedir? "Yetişkinler ise güçlü bir ayrım var. "Taciz" de sözlü bir şey olarak tanımlıyor. Sözlü bir tacize maruz kalıyorsak bunun adı cinsel taciz. Ama dokunarak bir taciz varsa ona "sarkıntılık" diyor. Sözle gözle bakarak temas etmek için taciz eden birinden söz ediyorsak set ortamında okulda sokakta "cinsel tacizden" söz ediyoruz ama elle bir temas var buna "sarkıntılık" diyoruz. Bu alanda bir kademelendirme var. "Bir de "ısrarlı takip" diye bir şey var aslında. Bildiğiniz elle, sözle, gözle takibin dışında bunu telefonla veya sosyal medya üzerinden ısrarla yapmak var. Pek çok örnekte sizin adınızla web siteleri oluşturmak, paylaşmak gibi gibi. Bu neden önemli? Bunun illa cinsel içerik olması gerekmiyor. Bu önemli çünkü bizim coğrafyamızda genelde ısrarla oluyor tacizler. |
‘Kadının beyanı esastır’
“Kadının beyanı esastır” her durumda “kadının söylediği esastır” demek değildir. Kadınlarla erkekler arasındaki patriarkal mesele yüzünden de şiddet ve eşitsizlikler var. Bu eşitsizlikler nedeniyle yaşadığımız şiddeti anlatamıyoruz, yüksek sesle söylemiyoruz.
Bu konuda Yargıtay kararı bile var. Kadınların cinsel şiddeti söylemesi çok zor, yaşadıklarımızı söylemiyoruz. İlkenin tam olarak ifadesi şu “Kadının beyanı esastır bu bir başlangıçtır aksini ispatlamak karşı tarafın sorumluluğudur.”
Başkası da yaşamasın diye
Kadınlar artık erkekleri teşhir ediyor. Benim yaşadığımı başkası yaşamasın diye teşhir ediyor. 2020’de yaşıyor olsak da bunları rahat konuşuyor olsak da ortalama algılama “Neden mini etek giymiş?”, “Gecenin o saatinde dışarıda ne işi varmış” devam eden algı. Bunu en yakınımızdakiler de yapıyor. Bu nedenle ‘Kadının beyanı esastır’ ilkesi yapanın yaptığının yarına kar kalmaması açısından önemli bir ilke.
Elit İşcan davasıEşitler arasında eşitmiş gibi bir ilişki kurarsak orada eşitsizlik kalkmaz. Bununla ilgili pek çok dava var. Bizi bir araya getiren çerçeve açısından düşününce. Sevgili Elit İşcan'ın davasından söz etmek istiyorum. Elit İşcan dizi setinde ; Efecan Şenolsun tarafından yaşadığı cinsel saldırıdan dolayı şikâyetçi oldu. Tanıklar dinleniyor. Son duruşma 3 buçuk saat sürdü. O tanıklardan birinin cümlesi tek bir gazete üzerinden yayıldı. Efecen Orada "Ben yapmadım etmedim" diyordu. Zaten hepsi öyle der. "Haberleştirilme dilinden bunun yayılmasına kadar olan süreçten söz ediyorum. Bu davanın atmosferinden söz ediyorum. Sorgulayıcı süreçlerden söz ediyorum. Haksızlık etmeyeyim hâkim ve savcı değil ama karşı tarafın avukatının yargılayıcı sorgularından söz ediyorum. "Bu yolculuk uzun ve yıpratıcı bir alan yaşadığımız alanda daha çok ortaklaşmalıyız. Zorlu yargılama süreçleri toplumsal hayatın kendisi. Herkesi ikna etmeye çalışmak bile çok yorucu. Bu tür durumlarla hepimiz karşılaşabiliriz. |
Oyuncu Ece Dizdar: Çokça taciz gördüm
20 yıllık profesyonel oyunculuk hayatında çokça tacize uğradım, tanık oldum
“Bir kısmının taciz olduğunu anladım, bazılarını anlamadım. Birçoğunu sendikayla da paylaşmadım. Bunun ne kadar zor bir süreç olduğunu da çok iyi biliyorum. Tacizin ne olduğunu tanımlayabilmek için beraber kafa yoralım.
Kendi alanım olan tiyatro ve sinemayı öncelikli kılarak anlatacağım. Taciz çok belirsiz olabiliyor. Aynı zamanda sadece bedene dair kalmayabiliyor psikolojik olabiliyor.
Az önce Meriç’in söz ettiği gibi. Her zaman da net olarak tanımlamayabiliyor. Kadın ve erkek olarak tanımlanması çok çok önemli ama bana göre biraz eksik kalabiliyor. Cinsiyet çok daha akışkan şekilde tanımı daha kabul görüyor. Tacizin ne olduğunu tanımlamak adına bunu kaç gündür düşünüyorum.
Kişinin kendi bedenine zihnine isteği dışında olan müdahale gibi düşündüm. Bizim sahada bu biraz karışık bir durum. Çünkü sahada bedenen dokunarak çalışabiliyoruz. Bir sürü faktör işin içine girince çok karmaşık oluyor.
Kuir öğrenci düşünelim. Bir ömür boyu bir kadının üzerine kafa yormadığı kadar göğüslerinin yokluğuna veya varlığına kafa yormuş olabilir. Onun göğüslerine dokunulması noktasında ciddi bir ihlal olabilir. Bu durum başkası için sorun olmazken bu öğrenci için büyük bir sorun olabilir. Bu onun için tacizdir.”
Yapımcı Mater: Bizi bir araya Elit getirdi
2017’de ABD’de “Me too Hareketi” başladı. 2018’de Türkiye’deki sinema hareketinin içinde de başka bir dönem olduğunu gördük. 2019’da genç bir set işçisi kadın “Yasak Elma” dizisinde Talat Bulut’un kendisini taciz ettiğini açıkladı.
Bu çok önemliydi. Bu arkadaşımızın ifşasından sonra birçok kadın ve erkek yapımcı, yönetmen “Bundan sonra Talat Bulut’a yer vermeyeceğimize” dair bir metin çıktık”. Filmmor’un düzenlediği bir panel vardı, kadın yapımcıları katıldığı. Oradan çıkınca bir grup kurduk adına “Mor yapımcılar” dedik.
Orada 36 kadın bir aradaydık. 2018’de Elit İşcan’ın “Yaşamayanlar” dizisinin setinde oyuncu arkadaşının Efecan Şenolsun’un tacizine uğradığı haberini aldık. “Ne yapalım, ne edelim?” diye konuşurken Elit sonbaharda davasını açtı. Aslında hepimizi bir araya getiren Elit İşcan oldu.
Hepimiz farklı alanlarda konuşuyorduk, sonra “Bir araya gelsek” dedik. Mor Yapımcılar olarak bir çağrı yaptık. Çok sayıda kişinin katılımı ile bir toplantı yaptık. Ne yapacağımızı bilmediğimiz yolda öğrendiğimiz, kurucusu, lideri olmayan düzenli toplanmaya gayret eden bir yapı oldu. Kasım 2018’den beri bir araya geliyoruz.
Her toplantıda başka başka insanlar geliyor. Toplantıya fiziksel olarak gelmeyen bir kadını mail grubumuza almıyoruz. Toplantıda ifşa edilen isimler toplantı dışına çıkmıyor sadece o toplantıya gelen insanların biliyor. Bu bizim kişisel çetelerimiz aşçından önemli oluyor. Yaklaşık 200 kişilik mail grubumuz var.
"Susma Bitsin’in yaptığı işlerden biri de ilkeler metnimizin olması. Bu metni yapımcılarla da paylaştık ve set başladığında bunu oranın yapımcısı ve yönetmenleri ile paylaşıyoruz. Daha en başta o sette homofobi, transfobi, taciz, tecavüz olmamasını söylüyoruz. Herkesin profesyonel davranması gerektiğini söylüyoruz. Olduğu takdirde de doğrudan teşhir etme hakkımız olduğunu söylüyoruz.
Son olarak konuşan Çiçek Kahraman da Susma Bitsin gibi bir platformların yalnız olmadığını hissetmek adına çok kıymetli olduğunu söyledi. Panel, soru cevap bölümü ile sona erdi. (EMK)