"Bir öğretmen bir öğretmene gel beraber ankaraya sözümüz olduğunu göstermeye gidelim" demiş.
Bir öğretmen gitmiş, bir gaz yemiş, bi güzel ıslanmış, öbür bir öğretmen ise evinde yayılmışşşş, ohh demiş iyi oldu. Devletekarşıgelenelkırılsın.
Bir öğretmen eylem sonrası otobüse binmiş,istanbul'a dönmek için. GECE olmuş, yorgun Bir öğretmen evine vardığında. eşi biraz sitemkar, biraz gururlu, Bir öğretmenin gözaltlarında beliren "yorgunum" çığlığından olsa gerek biraz endişeliymiş ama belli etmemiş, ne sitemini, ne gururunu, ne endişesini. "Yatağı açayım da, sen duş alıp hemen yat" demiş.
Bir öğretmen ders programıma bakmam lazım demiş cevaben. Eşi sormuş "niye?".
"Yazılı okuyacağım" demiş Bir öğretmen. Duş aldıktan sonra masasının başına oturup yazılı okumuş, 1tane2tane3tane4tane30tane31tane56tane...
Gözkapaklarının düşmesini engelleyemeyecek hale geldiğinde, kalkıp yazılıları toplamış, ertesi gün derse getireceği materyalleri hazırlamış, çantasına plan program ne varsa eklemiş. Yatmış, yataryatmaz da uyumuş.
Rivayet odur ki,
İki gündür eylemde geleceğini kurtarmaya çalıştığı öğrenciler, ertesi gün Bir öğretmeni karşılarında görünce, pek bir üzülmüşler. Dersleri boş geçmeyecek diye. Yazılısını okuduğu sınıfa gittiğinde, öğrencinin biri şımarık bir tavırla "niye okudunuz ki hocam ya. Hepimize 50 verin geçelim." demiş. Duymamazlıktan gelmiş Bir öğretmen.
Öğretmenler odasına girmiş teneffüs olunca. bir öğretmeni görmüş Bir öğretmen.
"ne oldu gittin de!" demiş bir öğretmen. "yediniz copu, gazı, geldiniz."
Bir öğretmen bakmış. Sadece. Sonra başka bir konu anlatırmış gibi devam etmiş söze;
"Thoreau, sivil itaatsizlik kavramının babası kabul edilir bilir misin?"
bir öğretmen "bilmiyorum o kim ki?" diye cevap vermiş.
Bir öğretmen devam etmiş. "Amerikalı bir yazar. Kendisi Gandhi'ye, Martin Luther King'e ilham vermiştir."
bir öğretmen "kime kime" diye sormak istese de sormamış, havası bozulmasın diğer öğretmenlere karşı diye. Gerçi Gandhi'yi gandhi kemal'den hatırlar gibiymiş ama, bu Martin Luther King, bir boksör mü, futbolcu mu diye düşünmüş bir süre. Uzun süre düşünemeyince, devam etmiş. "eee..."
Bir öğretmen devam etmiş;
"Thoreau özel bir adammış." Basitleştirerek anlatmaya özen göstermiş Bir öğretmen bir öğretmene. "Devletin halkı sömürdüğü, ezdiğine inandığı için vergi ödemeyerek bir tür eylem yapıyormuş."
"devlete karşı geliyormuş yani." Demiş bir öğretmen bilgece.
Bir öğretmen devam etmiş. "neyse Thoreau hapse atılmış bu nedenle. En yakın arkadaşı ve akıl hocası Ralph Waldo Emerson kefaletini ödemek için, hapishaneye gitmiş. Ve Thoreau'ya sormuş;
'thoreau neden buradasın?'
Thoreau şöyle cevap vermiş; 'Asıl soru şu; sen niye burada değilsin?'*
Bir öğretmen çayından bir yudum almış, televizyona dönmüş eylem haberlerini izlemeye koyulmuş. bir öğretmen Bir öğretmene bakakalmış, devam etmesini bekliyormuş.
"eee devamı yok mu" demiş.
Bir öğretmen gülümsemiş.
"bak copu, gazı nasıl yediğimizi gösteriyor. İzle."
biröğretmenBiröğretmene bakmış. "Gelberaberçayiçelim" demiş. (SK/HK)
* Thoeau ile Emerson arasındaki diyalog asıl dilinde daha anlamlı. "thoreau, why are you here?" / "The question is why you are NOT here!"