İilüstrasyon: Julia Soboleva
“Uyguladığı mobbingi tacizle taçlandıran bu adamları da konuşalım. Stresten 36 kiloya düştüm, iki ay boyunca bir gün bile geçmeyen sancılarla boğuştum, çalışmaya devam ettim. Kuyruğu dik tuttum ama eve adımımı atar atmaz geçirdiğim sinir krizlerine ev arkadaşım şahit.”
“Zamanında bir yöneticimle, bana uyguladığı mobbing hakkında konuşmuştum da '30 yaşında olsam asılacağım, yürüyeceğim kadınsın, sence çok mu yaş farkı var?' gibi sözlerle karşılaşmıştım. Yediğin haltlardan dolayı senin de uykuların kaçıyor, o kadar eminim ki.”
“Çok sevdiğim bir arkadaşım vardı. Evliydi , hasta olduğu için gittim evine, o gün beraber aynı odada uyuduk, kocası girdi önce arkadaşımı yokladı sonra geldi bana doğru elleri ile göğüslerime dokundu ,ellerimi boynuna geçirdim seni öldürürüm diye çabuk çık odadan dedim.”
“Hayatımda #uykularınızkacsın diyeceğim çok erkek oldu. Ama birinin kadınların her ifşa eyleminde hesabıma gözattığını, uykularının kaçtığını biliyorum. İfşa ettiğimde bana da bunca yıl neyi bekledin diye soranlar olurdu, tanıyanlar '18 yaşında şiddet gördüğün için evi terk etme…”
"Hayatım boyunca ölmek istemediğim tek bir an olmamıştır. Zorlu bir terapi sayesinde' ki acı çekmeyen tek bir hücrem kalmadı, 4-6 yaşlarımda maruz kaldığım istismar sebebiyle kendimi yok etme isteğinin içime yerleştiğini anladım. En güneşli günlerde bile..”
Geçen hafta, çok kıymetli, “bulaşıcı cesaret” içeren birkaç güne tanık olduk, oluyoruz. Muhtemelen bu yazının yazıldığı anlarda da başkaca kadınlar #susmabitsin #metoo paylaşımı yapıyor.
Türkiyeli kadınlar, cinsel saldırı, taciz ve erkek şiddetine karşı sosyal medya üzerinden “susma bitsin”, “uykuların kaçsın” çıkışı yaptı. Kadınların, kamuya açık iç dökmeleri hatta suç duyurusu yapmaları, toplumsal hareketler ve eşitlik mücadelesi açısından unutulmayacak bir mihenk taşı.. Bu mihenk taşının hem kadınlara hem erkeklere mesajı çok.
TIKLAYIN – Kadınlardan tacizci erkeklere: "Uykuların kaçsın"
TIKLAYIN – Kadınlardan yazar Toptaş'a "taciz" protestosu
Herhangi bir harekete, isyana, direnişe benzetmeden, bilinen tüm isyan modellerinden azade olarak gördüğüm, kadınların bu çıkışının herkesi heyecanlandırdığı, bazılarını ise “zangır zangır” titrettiği ortada. Şimdilik kadınların ifşalarını duyduk, belki önümüzdeki günlerde LGBTİ+'ları da duyabiliriz.
Pandoranın kutusu...
Erkeklerin taciz ettiği, cinsel saldırıda bulunduğu, aklınca dalga geçtiği, yok saydığı kadınlar artık “içine içine konuşma” halinden vazgeçti. Kadınlar “sessizlik duvarını” yıktı, “Pandora’nın kutusu” tam olarak açılmadı belki ama bu kez kadınlar, her bir paylaşımları ile o kutuya büyük hasarlar verdi.
Tabii bu erkekler açısından da yeni bir dönemin başlangıcı. Her yeni bir dönem de anlayanları için “yeni bir dönemi” işaret eder diye düşünürsek “erk-eril” aklıyla bu yeni dönemi “henüz” hissedemeyenler de olabilir.
Eşit bir yaşam
Kadınların "susma bitsin", "uykuların kaçsın" çıkışlarını anlayan erkekler için ise durum şu. Artık erkekler, erkeklik suçlarını işleyip “hayatıma devam ederim” düşüncesinin yanına bir not daha eklemek zorunda: “Kadınlar beni ifşalayabilir.”
Aslında hem kadınların hem erkeklerin hem de LGBTİ+’ların yaşamını sürdürebilecekleri müşterek eşitlikçi bir düzene geçmek çok da zor değil.
Erkekler, “şunu yapar bunu yapmaz”, kadınlar “böyle davranır böyle davranmaz” kalıplarından kurtulmanın yolu yüzyıllardır inşa edilen, kuşaklararası aktarılan toplumsal cinsiyet rollerini yıkmaktan geçiyor. Ataerkil sistemin kodlarını evet yıkmak çok zor olsa da artık kadınlar açısından ok yaydan çıktı bir kere.
Kadınların “susma bitsin” çıkışları da şimdilik bu genel geçer toplumsal rollerini yıkmasa da eril düzene “bir kendine gel” mesajını verdi. Hem de çok güçlü!
Son olarak, tam bu yazıyı bitirmek üzereydim ki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun bir açıklaması düştü sosyal medyaya. Soylu, “Hepimizin başına kötü şeyler gelebilir, kadın cinayetleri istismar ediliyor” diyor.
Görünen o ki eşitlik için daha çok mücadele edeceğiz!
(EMK)