Seks işçisi Karina Núñez birçok müşterisinin kendisine seks yerine dertleşmek için para verdiğini söylüyor. Onlara tahsis ettiği zamanı hikâyelerini anlatmak, ailelerinin ve işlerinin vaziyetini veya çok basit sıkıntılarını paylaşmak için kullandıklarını belirtiyor. Erkeklerin gündelik hayatlarında başkalarıyla paylaşamadıkları ereksiyon (sertleşme) problemlerini, erken boşalma durumlarını, hatta başka erkeklere yönelik alakalarını, sırdaş rolü yükledikleri seks işçilerine aktardıkları da bu vesileyle gün yüzüne çıkıyor.
12 yaşında seks tacirlerinin eline düşmüş, günümüzün 45 yaşındaki tecrübeli işçisi Karina o yüzden kulakların en az vajina kadar mühim organlar olduğunu, kendisini psiko-seksolog olarak gördüğünü yüzünde müstehzi bir ifadeyle belirtiyor.
İki kadın yönetmen Marta García ve Sol Infante’nin kotardığı Bednam (Bad reputation/Mala reputación) adlı belgesel Uruguay’da seks işçisi Karina ve meslektaşlarının hayatına zarafetle eğiliyor. 2024 Uruguay-Arjantin ortak yapımı 78 dakikalık film seks işçilerine tanınması gereken hakların ancak toplu bir mücadeleyle alınabileceğini ispatladığı gibi mevzubahis mesleğin teferruatlarına vâkıf olmamızı da sağlıyor.
Örgütlenmek şart
Müşterilerin insafına kalmış olmaktan fazlasıyla bıkmış Karina ve aralarında transların da bulunduğu meslektaşları “Tek başınayken enselenen tavuğu tilki kolay yer” atasözünden yola çıkarak örgütlenmeye girişiyorlar.
Açılımı Seks İşçileri Organizasyonu olan yeni kurulmuş OTRAS sendikasının adı aynı zamanda öteki kadınlar, öbürleri manasına da geliyor.
Onları aşağılamaya, kötülemeye, ezmeye meyilli toplumda en acımasız muameleyi ailelerinden gördüklerini aktaran bednam Karina destek olunmasa bile en azından köstek olunmamasını diliyor.
“Kimse bize yardımcı olmayacak o yüzden kendi kendimize organize olmak zorundayız”.
Karina aralarındaki manasız husumetleri, rekabetten doğabilecek düşmanlıkları bir tarafa bırakmak suretiyle, dayanışma halindeki seks işçilerinin acilen örgütlenmesi gerektiğini biliyor. 17515 sayılı kanuna getirilecek gerekli güncellemelerle haklarına tam manasıyla kavuşma mücadelesi hararetle sürerken seks işçilerinin ülkülerine ulaşma yolunda adım adım ilerlediklerine filmde şahit oluyoruz.
İnsan haklarına dayalı taleplerini yüksek sesle ifade eden Karina ve arkadaşları bizi seks işçisi olduğu için 9 yaşındaki oğlu elinden alınan bir annenin meselesine dahil ediyor. Emsallerine sık sık tüm dünyada şahit olduğumuz, aile içi şiddete maruz kalıp kocası tarafından dövülerek katledilmiş bir kadının trajedisine de vâkıf oluyoruz.
İşin püf noktaları
Sevimli başrolünün şahsi dünyasını teferruatıyla paylaşan filmde, Karina’yı geceleri arabaların vızır vızır geçtiği bir göbekli kavşağın ortasında görüyoruz. Çoğunluğu TIR olan araçların şoförlerini Karina’nın bilhassa kocaman memeleriyle cezbetme faaliyetlerinin dışında, durmasa bile onu iltifatlara boğanların kahramanımızı nasıl sevindirdiğine de şahit oluyoruz. Ülkede geleneksel olarak sokaklarda veya kulüplerde müşteri arayan seks işçilerinden farklı olarak filmde Karina’ya, mesleğini sosyal medya üzerinden sürdüren ilk kadın payesi de veriliyor. Onu, ergenlikten erkekliğe geçiş yapmakta olan iki yakışıklı oğluyla gayet sıcak bir ilişki içinde görmemiz apayrı bir zevk.
Karina’nın müşterileriyle münasebete girmeden önce onları mutlaka duş almaya ikna ettiğini, pis kokan ayaklardan, yıkanmamış hayalardan, ter kokulu koltuk altlarından ve tahmin edilebilecek diğer pisliklerden hiç hazzetmediğini de öğreniyoruz. Duygusal olarak müşeterilere kendini kaptırmamanın mühim olduğunu da ifade ediyor. Ayda bir sağlık karnesine işletmek için yapılan sağlık kontrollerinin gerektiği kadar ihtimamla gerçekleşmediğini de belirtiyor.
Filmde tanıştığımız seks işçileri COVID pandemisi sırasında bazı müşterilerinin maske dışında onlara eldiven taktırdıklarını, hatta bir tanesinin duvarda açtırdığı delik aracılığıyla oral seks yaptırdığını hatırlıyorlar.
Bir çalışan olarak diğer işçilerle eşit muamele görebilmek, barınma hakkına sahip olabilmek, eksik okumuş olanlar için eğitimini tamamlamak kahramanlarımızın altını çizdiği beklentilerden bazıları.
Sendikalaşmanın faydaları
OTRAS’ın ilkeleri arasında kız ve oğlan çocuklarının ve ergenlerin fuhuşa sürüklenmesini önlemek, bu bağlamda faaliyet göstermiş olan meslektaşlarının foyası meydana çıktığı takdirde onları üyelikten çıkarmak ve ihbar etmek var. Aynı şekilde ergenlere hizmet vermeyi kabul edenler de, başka kadınları pazarlayanlar da sendikaya üye olamıyor. Bu mesleği aracılara bel bağlamadan, bireysel olarak sürdürmek isteyenleri güçlendirmek organizasyonun esas amacı.
OTRAS’ın, her biri fotoğraflı gayet şık tanıtım kartları da manidar.
Rosa’nınkinde “İnanırsan her şey mümkün. Kuaför olmak istiyordum, seks işçiliği bana parasal kaynak oluşturdu. Şimdi bir kuaför dükkânı sahibiyim, amacım gerçekleşti!” yazısını okuyoruz.
Karina’nınkindeyse: “Bu kapitalist dünyada seks işçisi olmak saygısız ve açık bir suistimal”.
Karina hem meslektaşlarını hem de genel anlamda toplumu insan hakları hususunda bilgilendirme misyonunu dirayetle sürdürüken bilginin kuvvet manasına geldiğini gayet iyi biliyor ve her şeye rağmen yoluna neşeyle devam ediyor. Teninde hissettiği, çocuklara yönelik cinsel istismar, seks köleliği, taciz, damgalama, aile içi şiddet ve öldürmeye karşı, gücünü meslektaşlarıyla birleştirip en azından kendi coğrafyasında çığır açma misyonunu muvaffakiyetle üstleniyor.
Sesine buralardan da kulak vermekte fayda var!
(MT/RT)