Toplumun ve bilhassa tutucu burjuvaların riyakârlığını yüzlerine vurmayı severdi; erkekleri ve onlar tarafından arzulanmayı da.
Hürriyetine düşkün, anarşist ruhlu, cesur bir aşk ve tutku insanıydı.
Rahatsız edici radikalliği 68 ruhunu temsil edenleri bile sarstı.
Seks işçiliğini bir yaptırım değil, serbest bir seçim olarak benimsedi, savundu, meslektaşlarının hakları için mücadele etti.
Cenevre'nin saygın simalarının gömülü olduğu prestijli Cimetière des Rois'da yatan yazar ve ressam Grisélidis Réal, fahişelik kimliğini hayatı boyunca gururla taşıdı.
Yönetmenliğini Marie-Ève de Grave'ın yaptığı Belle de nuit - Grisélidis Réal Self Portraits (Gece Güzeli - Grisélidis Réal Otoportreleri) nevi şahsına münhasır kahramanına saygı duruşu niteliğinde bir belgesel.
Orgazm ve hakikilik
Grisélidis Réal yıkıcı olmaktan ve skandalların merkezinde yer almaktan hiçbir zaman çekinmedi. Solcuydu ama herhangi bir siyasi gruba dahil olmadan radikal duruşunu bağımsızca korumayı bildi.
Gizemli enerjisiyle etrafındakileri büyülerken, cinsel tecrübelerini edebi eserlerinde sanata dönüştürerek paylaştı. Toplumun çürümüşlüğünü, bayağı ve ikiyüzlü taraflarını ustaca teşhir etti, özellikle Kalvinist Cenevre sosyetesiyle dalga geçip tahammül edemediği konformistleri topa tuttu.
Memleketi İsviçre'yi “cennet sananlar"ı kıyasıya eleştirdi, "Burunlarının ötesini göremeyenler"le dalga geçti.
"Orgazm hakikiliğe en fazla yaklaştığımız andır…" diyordu Grisélidis, " …fakat, iddia edilenin aksine yalnız yaşanır ve paylaşılmaz."
Tehlikeyi, risk almayı, imkânsızı ve geceyi severdi. Cinselliğin önemine dikkat çeker, herkesin arzulanmaya ihtiyacı olduğunu hatırlatırdı. "Kimbilir kaç kişi şu dünyadan doğru dürüst seks yapmadan göçmüştür!"
Etrafa pozitif yaşam enerjisi saçarken, herkesin bildiği ama kimsenin söylemeye cesaret edemediği sözleri söylemekten de asla çekinmezdi.
Seks işçilerinin sosyal sınıfın en altına layık görüldüğünü oysa onlara ihtiyacın had safhada olduğunu söyleyip durdu: "Fahişelerin dünyası hem merak uyandırır, hem de dehşet!".
Bir süsleme unsuru olarak sanat, edebiyat, sinema dünyası tarafından mütemadiyen sömürülen fahişelik için gözüpek olmanın önemine dikkat çekti.
1929 Lozan doğumlu Grisélidis seks işçiliğini 1995'te 66 yaşındayken bıraktı ve 2005 yılında Cenevre'de vefat etti.
Gece Güzeli
Belçika 2016 yapımı Gece Güzeli 74 dakikalık zarif bir belgesel. Zengin arşiv görüntülerinin Grisélidis'in edebi eserleriyle harmanlanması ortaya tatmin edici bir eser çıkarmış. Yayımlanması amacıyla yazılmamış özel mektuplar kahramanımızın dünyasını daha da yakından tanımamıza yardımcı oluyor.
Eserlerinde küçük burjuvayı temsilen düzen, Romanlar’la özdeşleşen kendiliğindenlikle karşı karşıya geliyor, lirik şiddet, müstehcenlik, hiperrealizm ve onirizm tonları belgeselin de atmosferini belirliyor.
Siyahi erkeklere zaafı, çocuklarıyla çok özel ilişkisi, esrar satıcılığından dolayı hapse düşmesi gibi ayrıntılara vakıf olsak da Grisélidis'i röntgenlediğimiz hissine asla kapılmıyoruz. Zaten bedenini ve hayatını toplumun tabularını yerle yeksan etmeye adamış bir insan için mahremiyetin sınırları bildik olanın çok ötesinde.
70'li yıllarda 500 seks işçisiyle Paris'te kilise işgal etmiş, fahişelerin hakları için direnmiş, seks işçilerine yönelik destek derneği Aspasie'nin kurulmasına katkıda bulunmuş, bu konuda uluslararası konferanslara katılıp üniversitelerde konuşmalar yapmış Grisélidis Réal, kitapları ve hakkındaki belgesel ilgiyi kesinlikle hak ediyor.
Darısı Türkiye'deki meslektaşlarının ve yürekli belgeselcilerin başına… (MT/NV)